Sanırım otuz yıl kadar önceydi, yeni işe başladığım bir kamu fabrikasında oryantasyon için atölyeleri gezdiriliyordum.  Şimdi ismini hatırlamıyorum, ancak böyle birkaç makinaya rastlamıştık. Dediler ki: “Bu makinayı falanca mühendis yabancı ülkeye gittiği eğitim sonunda aldırdı, henüz bu makinaya göre iş bulunamadığından böylece atıl vaziyette çürümeye terk edildi. Şimdi, makine çalıştırılmadığından bir çok parçası adeta soğuk kaynak olmuştur. O mühendisin tayini çıktı, yıllar önce gitti.” Yakın zamana kadar modern tabiriyle “ Kamu kaynaklarının etkin kullanılması “ tabiri resmi dokümanlarda çok görür, konuşmalarda sık geçerdi.

Mesleğe ilk başladığım 80’li yıllarda “ tüyü bitmedik yetimin hakkı var” dış sesini çok duyardım. Hatta bir keresinde bir makine parçasını elimden kayarak ayağıma düşürmüş, hafifçe yaralanmıştım. O zaman ki amirimin ilk sözü “ Makine parçasına bir şey oldu mu? Onda kamunun hakkı var” olmuştu. Sadede gelirsek,  Kamu kurumlarının cari yıl öncesinde işletme bütçesinde eğitim giderleri adıyla bütçe kalemi vardır. Her yıl konulur ve azaltılmaması için genelde rakam üzerinden eğitim bütçesi oluşturulur.

Eğitim insana yatırımdır. Daha öncede değindiğimiz gibi bilginin yarılanma ömrünün 2-3 yıl arasına indiği bir devirde görev başı yada yeniliklere uyum sağlamak için eğitimler çok önemlidir. Eğitim bir yatırımdır ve dolayısıyla her yatırım gibi fizibilitesi  yani yapılabilirliği, fayda/maliyet analizi   metodik olarak incelenmeli ve sonuç odaklı olmalıdır. Kişiyi ve kurumu öne geçirmeli, yükseltmelidir. Ancak burada mühim nokta şu sorulara net cevap verilebilmesidir:

Eğitimle:

  • Kuruluş, hangi kabiliyetleri kazanacak,
  • Bu kabiliyetler ile dönemsel olarak hangi faaliyetleri gerçekleştirecek,
  • Hangi problemlerini çözecek,
  • Hangi süreçlerini iyileştirecek, kalitesini artıracak,
  • Hangi alanda rekabet gücünü artıracak,

Vs. sorulara baştan net cevaplar verilerek belirlenmeli ve bu hususların gerçekleştirilmesi için eğitime katılan kişilerden hukuki karşılığı olan taahhütler alınmalıdır.

Eğitim sonrası baştan belirlenen hususlar bir plan-program dahilinde hassasiyetle takip edilmelidir.

Yıllar önce aldığım “Proje Yönetimi” eğitiminden sonra çalıştığım kurumda seminer yaparak konuya dair bilginin yayılması  ve farkındalık oluşması;  uygulamasını yaparak yatırım projeleri  bütçe gerçekleşmesinin  % 20’lerden % 90’lara çıkması nasip olduğundan böyle bir tecrübemi de belirtmeliyim.

Böyle bir bilinç oluşmadığı  takdirde: bütçe kalemimizdeki taahhüdümüzü yerine getirelim, bütçemiz eksilmesin vs. gibi kaygılarla alınan eğitim, bir faaliyet tuzağına dönüşebilir ki bu israfın ta kendisidir.