Asrın felaketi diye nitelenen deprem afetinin üzerinden yirmi günden fazla geçti. Yaralar sarılmaya devam ediliyor.  Gerek insan , gerekse millet olarak büyük bir imtihandan geçiyoruz. Milletimize sekinet  diliyorum yüce Mevlâ’dan…

Depremler, sistemin öteden beri var olan kara deliklerinden geçerek  korku, panik, çığlık, ölüm, yaralanma, hasar, enkaz ve travmaya dönüşür. Yani, bir sistem meselesidir ve öteden beri süregelen bir yapının sonucudur ve açıklarını ortaya çıkarır.

Artık millet olarak hâlimizi gözden geçirmeliyiz:

  • Dikkat edelim! Kâr etmek, zenginleşmek için değil; insanlar burada huzurla yaşasınlar diye evler inşa etmeyi,
  • Eğitimli, ahlaklı, kabiliyetli, tecrübeli olan  İşin ehli insanlar tarafından sağlam, estetik ve sanat eseri olan evler inşa edilmesini,
  • Eğitim sistemimizin sorumluluk duygusuna sahip ahlaklı ve kabiliyetli insan yetiştirmeye odaklı olmasını,
  • Ranttan zengin olmayı değil, arge ve katma değerli üretim ile toplumun refah seviyesini yükseltme ve sosyal sorumluluk hissetmeyi,
  • Helalinden, sade, namuslu, dürüst yaşamı, tevazuyu ve iktisatlı olmayı,
  • Haram ve yolsuzluktan yangından kaçar gibi uzak olmayı,
  • Bürokrasimizin ve yargımızın yüzde yüz güvenilir ve milim sapmaksızın adalet üzere olmasını,
  • Kanunlarımızın kesinlikle hem önleyici hem de caydırıcı olmasını,
  • Siyasetimizin iktidar devşirmek için oy odaklı, popülist değil basiretli, ferasetli, her işin sonucunu göz önüne alarak kamu menfaatini önceleyen bir anlayışa sahip , güvenilir olması ve halkımızın siyasetçi de bu özelliği aramasını,
  • Güç’e değil hak ve hakikate tâbi olmayı,
  • Hesap verebilirliği, şeffaflığı, öngörülebilirliği, hukukun üstünlüğünü,

Sağlamak ve bu değerleri yükseltmek üzere  bir zihinsel dönüşümü gerçekleştirmek zorundayız.

Tabiatıyla depremin rehabilitasyonu meşakkatli ve uzun zaman alır. Ama, tüm bunlara rağmen hayat devam etmektedir. Ve şimdi deprem yaralarının sarılması için birlik beraberlik zamanıdır: İhtilafı, ayrılığı, kutuplaşmayı, kini, nefreti, husumeti, rekabeti vs. aklımızdan dahi geçirmemiz ve her türlü kışkırtma olsa bile itidalimizi koruyarak doğru olanda yani yardımlaşma ve dayanışma da birleşmemiz şart. Tüm bu olanlara rağmen hâlâ fasit daireye hapsolmuş nefsimize ve bazı akıl etmeyen insanlara uyarsak yazık bize…

Diğer önemli bir husus deprem neticesi bütüncül yaklaşım yerine birilerini veya bir kesimi günah keçisi ilan etmek… meseleyi çözmez sadece ıskalamaya yarar. Eğer suçlu aranacaksa hepimizin bunda hissesi olduğu gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. O halde, akıl ve bilime önem ve öncelik vererek depremi milat ilan edip kapsamlı bir yaklaşımla eğitimde,  ekonomide, ahlakta, ticarette, bürokraside, hukukta vs. gerekli dönüşümü sağlamak üzere kararlılıkla kolları sıvamalıyız. Tüm bunların neticesi:

 Güvenilir Sistem= Güvenilir İnsan, Güvenilir Toplum…