İlkokullu yıllarımızda bütün sınıf koro şeklinde “Oy nereye nereye” Türküsünü söylerdik;

Oy nereye nereye?

Koyun inmiş dereye,

Uzaktan el eyleme,

Dön geriye geriye!,

*

Derenin oylumuna,

Kuş konar yaylımına,

Görüşelim nazlı yar,

Geldik yol ayrımına!

….

Şimdi ortalık toz duman çirkin Amerikalı ve AB aynı minval devam ediyorlar asırlardır değişmiyor ve hainliklerine devam ediyorlar. ABD ve AB’nin şımarık çocuğu İsrail tarafından üç yıldır Gazze’de çoluk çocuk, kadın ihtiyar demeden elli binin üzerinde insanı katlettiler.

Yetmedi 12 gündür önce İsrail sonra ABD İran’ı bombaladılar. Hürmüz Boğazı falan derken ateş kes ilan ettiler.

Yükselen petrol fiyatları tekrar inmeye başladı. Piyasalar tekrar eski haline dönmeye başladı.

Dünya nereye gidiyor? Bizim solcu kafa hala idrak etmese bile Türkiye Cumhuriyeti ekonomik olarak, Savunma Sanayiinde çok güçlü olmak zorundadır.

Azerbaycan Karabağ Ermenistan meselesinde gördük. Bizim can dostumuz Pakistan Hindistan olayında gördük.

Buraya kadar tamam da kendi içimize döndüğümüz zaman başka gerçekle yüz yüze geliyoruz. Bir yanda kuraklık Türkiye genelinde don hasarı çiftçisi, işçisi, memuru, öğretmeni, sanayicisi, emeklisi, çalışanı çalışamayanı, dulu yetimi hülasa toplumun her kesiminde büyük sıkıntı var mı, yok mu? Belli kaymak kesimi har vurup harman savurduğuna bakmayın. Ne olur sahaya inip gerçekleri görün!.

“Yenigün Gazetesinde Recep Çınar kardeşim köşesinde; “Yazsam bir türlü, yazmasan iki türlü. Etliye sütlüye karışmasan senden kralı yok.”

Ortadan gittiğin müddetçe sıkıntı yok.. Ama, sorarsan, araştırırsan, eleştirirsen kötü..

Sedat Simavi; “Kalemini kır ama sakın satma!” Diye genç gazetecilere prensip olarak söylemiş.

Recep Çınar Kardeşimi uzun yıllardır tanırım. Eskilerin ifadesi hep göz önünde yani cami önünde dana kuyruğu kesenlerden. Her zaman gereğini yani doğru olanı yapar. Elbette biz buyuz bu saatten başka biri olacak değiliz değil mi?

Ortalık yangın yeri toz duman güllük gülistanlık toz pembe gösterecek değiliz ya neyse o!

“İsra suresi 84. Ayette geçen;

-- De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbimiz en bilendir.”

Herkes kendi durum ve mizacına uygun hareket eder….

*

Hz. Mevlana; Bazen Susmalıyım diyorum kendime.. Susmalıyım ki, yüreğimin sesi yüreklere ulaşsın.. Beni duymamak için direnen kulaklar bari yüreğimi anlasın..

Ben susmalıyım ki; tüm zor cümleler size kalsın.. Konuşmak çok canımı yaktı.. Susayım, birazda canımı Yakanların canı yansın...

Olmuyor duramıyoruz. Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece kendi gidecekleri yere kadar eşlik ediyor.." (Mark Twain)

Serzeniş ve sitemlerden sonra yine de güzel düşünelim;

Bir şey yap. Güzel olsun..

Çok mu zor?

O vakit güzel bir şey söyle.

Dilin mi dönmüyor?

Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.

Beceremez misin?

O zaman güzel bir şeye başla..

Ama hep güzel şeyler olsun.

Çünkü: Her insan ölecek yaşta! (Şems-i Tebrizi)!!!

Çumra’mızın kuruluşunun 99. Yıldönümü kutlu olsun diyerek yazımı bitiriyorum.