Tüm yazılarımızdaki temel prensibi vurgulayarak başlayalım: Suçu ve suçluyu bulmak, paylaştırmak ve polemiğe girmek değildir yazılarımızın amacı… Ya nedir: Fikirlerden-düşüncelerden-verilerden-olaylardan- yaşanılanlardan yola çıkarak analizler yapmak ve ders alınması ve tekrar etmemesi için tavsiye-akıl üretmektir.

Deprem bir tabiat olayıdır. Nasıl ki, yağmur yağar, çiçek açar, mevsimler değişir bunun gibi. Depremin  üzerinden yaklaşık iki hafta geçti. Resmi rakamlara göre can kaybımız 40 bin rakamını aştı. Depremde maddi kaybın 85 milyar $ civarından olduğu bahsediliyor ki bunun yerine konmasının maddi değeri henüz tespit edilebilmiş değil. Ülke nüfusunun yaklaşık % 16 civarı depremden direk etkilendi. Etkilenen bölgenin milli ekonomideki payının ise % 9,3 olduğundan bahsediliyor. Yine deprem bölgesinden hızlı bir göç hareketi var. Depremde şehirler, enkazlar,molozlar arasında gittikçe kimsesizleşiyor ve hayalet bir yere dönüşüyor. Göçün ekonomik-sosyal ve siyasal alanda etkisi ve sonuçları henüz tahmin edilemiyor.

Deprem bir mukayese imkanı sunuyor: Sözgelimi, karşı karşıya olan binalardan biri yıkılırken diğerinin camının dahi kırılmadan nasıl ayakta durduğunu gözler önüne seriliyor. Yani, bilim ve tekniğe uygun yapılan, etkin denetim mekanizmasından geçen binalar, depremden etkilenmiyor, sapasağlam ve içindeki müştemilatıyla ayakta duruyor. Bu gerçek  depremle birlikte çok açık ortaya çıkmış bulunuyor.

Diğer mukayese ise gelişmiş ülkeler ile yapılan…  bunu toplum ve devlet yapısıyla nasıl aştıklarına dair gözlem ve yorumlar. Bazı ülkeler için deprem bir fiske, bazı ülkeler için yumruk, diğerleri içinse beka  mesabesinde…Binalarımız bir yapıdır ki, sosyal, ahlakî, ticarî, ekonomik, bürokratik, teknik vs. yapımızla etkileşim halindedir. Serçeye, çubuk bere demişler bizimki sapasağlam olmalı, alaşımlı mukavim çelik gibi… Buraya, zaman zaman deprem olmadan durup dururken yıkılan binalarımız olduğunu da bir kenara not edelim.

Etkin denetim mekanizması için yapı inşaatında kritik süreçler belirlenmeli ve gözetim denetleyici tarafından… mutlaka birebir işin başında durarak kayda alınmalı ve onaylanmalı, sorumluluğu üstlenilmeli. Gereğini yapmayanlar için müteselsilen ağır yaptırımlar uygulanmalı ki, kimse uygunsuzluğa/ yolsuzluğa  yeltenmesin ve göz yummasın.

Depremle tüm gerçekler ortaya dökülür. Bu münasebetle, deprem olmasını beklemeden meselelerin üzerinde ciddiyetle durmak ve çözüm geliştirerek hâle yola koymak elzemdir. Ötelememek, gündem dışına itmemek ve yok saymamak  gerekir.

Burada sık sık vurguladığımız gibi deprem yaşanmadan ne yapılacaksa yapmaktır esas olan. Yapılmazsa deprem sonrası çok zor ve maliyetli ve insanî bakımdan çok trajik bir durum. Filhakika, devlet, deprem öncesi ve sonrası için planlama ve koordinasyonun öznesidir. Toplum, devletinden talepkâr olacak, destekleyecek, zaman içerisinde yapılan ve yapılacakları gözden geçirecek ve asla uygunsuzluğa, yolsuzluğa geçit vermeyecek ahlak ve bilinçte olacaktır ki en etkin önlem de budur ve ancak iyi bir eğitim ve talimle muvaffak olunabilir bu gayeye.

Son söz olarak, depremde vefat edenlere, Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dilerim. Milletimizin baş sağ olsun.