“Futbol yazmayı bıraktın mı?” diyen arkadaşlara, “şimdi futbol yazma zamanı değil” itirazını ediyorum…

Yazan yazıyor işte!

Memleket beşik gibi sallanırken, binlerce kardeşimiz toprağın altına girmişken, binlercesi soğuk, buz gibi Şubat gecelerinde sokaklarda yaşama mücadelesi verirken, bizim ülkemizde insanları uyuşturmaktan, insanları birbirine düşürmekten, insanları küfürbaz etmekten başka bir işe yaramayan futbol yazmanın sırası değil!

Nida Tüfekçi’nin derlemesi olan güzel bir Yozgat sürmelisi var…

Dersini almış da ediyor ezber

Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler

Bu dert beni iflah etmez deleyler

Benim dert çekmeye dermanım mı var.

Güzel ülkemizin başında böyle bir “nusubet!” varken, futbolun nesini yazacağım…

Futbolla ilgili sadece şunu yazabilirim; Galatasaraylıların düşman gördükleri, günahları kadar bile sevmedikleri Fenerbahçe’nin eski kalecisi, Hatayspor’un yeni teknik direktörü Volkan Demirel’in, Galatasaray’ın şubat ayı olağan divan kurulu toplantısında ayakta alkışlanmasını, alkışlıyorum…

Bu kadar…

Bir de Konyaspor başta olmak üzere, bütün kulüplerin deprem bölgesinde, cana can katma adına yaptıkları yardımları da es geçmemek lazım.

*

TSYD GERÇEKTEN BÜYÜK BİR AİLE

Geçen hafta İstanbul’daydım…

TSYD Genel Merkezimizin depremle ilgili çalışmalarını da takip ettim…

TSYD sadece mesleki bir örgüt değil,  bu ülke için aidiyet duyan, sorumluluk sahibi, dayanışmanın ve paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu, bunun için de gövdesini taşın altına koyan bir kurumdur…

Ülkenin bu zor günlerinde TSYD, kendi imkanları ve olanakları nispetinde hem üyelerinin, hem de depremzede vatandaşlarımızın yanında olmuştur, olmaya da devam ediyor…

Başkan Oğuz Tongsir başta olmak üzere, Mustafa Karagöl ve diğer yöneticiler ve TSYD’nin emekçileri Birgül Pullukçu, Erhan Ulaş, Handan Kan, Agah Kara ve ismini yazamadığım birçok kardeşimize sonsuz teşekkürler…

Hepsi seferber oldular, hepsi işin bir ucundan tutarak, hem bedenleri hem de yürekleri ile depremzedelere “yalnız değilsiniz” mesajını verdiler.

*

ASLAN YÜREKLİ AKIN BODUR

Bu depremde kaybettiklerimize ne kadar üzüldüysek, bir yarısını enkazda bırakan, bir yarısıyla da hayata tutunmaya çalışan arkadaşlarımız var…

Bunlardan birisi de İskenderunlu üyemiz Akın Bodur…

Akın Bodur’un hikayesini Oğuz abi çok güzel özetlemiş.

*

TSYD üyesi, Cumhuriyet gazetesi muhabiri  Akın Bodur annesiyle birlikte İskenderun'da 5 katlı bir apartmanın ikinci katında oturuyordu. O korkunç gecede sarsıntıyla birlikte yataktan fırladı ve duvara tutunarak annesinin odasına geçti. Tam ( Anne deprem oluyor) diye bağırıyordu ki, ikinci sarsıntıyla ne olduğunu anlamadan koca bina bir anda üstüne çöktü.

Akın Bodur 7-8 saat enkaz altında kaldı. Etraf kapkaranlıktı. O sırada annesinin yaşamını yitirdiğinden de haberi yoktu. Derken abisi seslenmelerini duyup Akın'ı buldu. Ama Akın'ı enkazdan çıkarmak mümkün değildi. Koca beton sütun kolunun üstüne düşmüştü. Akın Hayatının en zor kararını verecekti.  Ya kolu kesilerek kurtulacak ya da enkaz altında hayatını kaybedecekti. Sonunda dayanamayıp abisine ( Kolumu keselim) diye seslendi. Ve o korkunç operasyon gerçekleşti. İki kardeş birlikte kestiler.

Akın Bodur 3 gün önce İstanbula getirildi. Bugün Halkalı Acıbadem hastanesinde bacaklarından ameliyat oldu Ama yaşam tehlikesini atlattı. Her şeyden önemlisi Akın dimdik, güçlü. Hatta öylesine güçlü ki şimdiden tekrar İskenderun'a dönebilmenin hesabını yapıyor. (Nasıl dönmeyeyim? Cenazesinde olamadığım anacığım o topraklarda yatıyor. Her gün mezarını ziyaret etmeliyim) diye konuşuyor.

Akın Bodur Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu bir meslektaşımız. ( Bugün hayattaysam bunu gazetecilik mesleğinden edindiğim tecrübelere borçluyum) diyor. Akın 12 Eylül darbesini gözler önüne seren Dört İdam Bir Tanık kitabının yazarı. Ayrıca Arada Kalanlar ve Sessiz Çığlık diye iki kitap daha yazmış. Onun yaşam felsefesinde pes etmek diye bir şey yok. Gene maçlarda görev yapacağım, gene haber peşinde koşacağım, gene kitap yazacağım diyor. Aramıza tekrar hoşgeldin AKIN..Sen bu mesleğin yüz Akı'sın.

Ve…

Akın Bodur kardeşimize TSYD Trabzon Şubesi’nden harika bir destek  geldi…

TSYD Trabzon Şubesi, Trabzonspor- Basel maçını izleyen basın mensuplarından topladığı 41 bin 900 lirayı enkazdan kendi kolunu keserek çıkan ve bu depremde annesini kaybeden İskenderunlu üyemiz Akın Bodur'a bağışladı.

Selçuk Başkana “helal olsun” demekten başka ne diyebilirim?

Bizim, yani TSYD’nin büyük bir aile olduğunu tescillediği için.