“1910'da yaşasaydım! İki sene geçmeden Balkan Harbi'nin patlayacağı içime doğmuş olsaydı. Devleti, toplumu, Ümmet-i Muhammed'i dilimin döndüğü, elimden geldiği kadar uyarmış, feryat etmiş olsaydım, bir faydası olur muydu? Olmazdı sanırım.” 

Bu satırlar, Vahdet ve Milli Gazete yazarı Mehmed Şevket Eygi'ye ait. Kendimi bildim bileli, Eygi; uyarıyor, uyarıyor, uyarıyor!.. Hiç kimse de aldırmıyor! Türk'ün en büyük mucizesi Osmanlı elimizden kayıp giderken de uyaranlara aldıranlar olmadı ki, o koca imparatorluk yıkılıp gitti. Bizlere acılar, ölümler, ders almadığımız hatıralar kaldı. Eygi, yazısını şu ibretlik satırlarla bitiriyor:

Bağdad'ın, Hülâgu'nun vahşi ordusu tarafından târümar edilmesinden, halkının katliama tâbi tutulmasından, kütüphanelerindeki milyonlarca yazma kitabın Dicle'ye atılmasından, nehrin bu yüzden siyah akmasından, bir milyon nüfustan sarnıçlara, lağımlara saklanmış birkaç bin kişi kalmasından, o korkunç facialardan bir sene önce şehirde hayat ne güzeldi. Ezanlar okunuyor, namazlar kılınıyor, şairler çeşitli vezinlerde şiirler yazıyor, bahçelerde sohbetler ediliyor, hafif meşrep karılar sağda solda kırıtarak geziniyor, tacirler kazanıyor, keyifler sürülüyordu. Sonra azap Hülagû şeklinde tepelerine inivermişti.”(M. Şevket Eygi'nin, ”Faydası Olmazdı” başlıklı yazısından. Vahdet Gazetesi, 19.05.2016)

Ve Mete Yarar soruyor:  “Hangi ölüm sizin dikkatinizi çeker?” (Karar Gazetesi16.05. 2016 Pazartesi) 

“Sizlerin dikkatinizi çekmek için nasıl ölmemiz veya ne kadar ölmemiz gerekiyor!

Bu haklı haykırış evlatlarımızdan geliyor, duyanınız veya duyup da yerinden kalkanınız var mı?

Bu hafta farklı şehirlerde, değişik sayılarda güvenlik gücü mensubu ve vatandaşlarımız, yine farklı yöntemlerle hayatını kaybetti veya yaralandı. Bu hafta yine azar azar öldürüldük. Şehrin ortasında okulun ve çay bahçesinin yanında 400 kilogramlık bir bomba yüklü araç polis aracı geçerken patlatıldı. Sancaktepe'de işlek bir caddede askeri servis aracı geçerken bomba yüklü bir araç patlatıldı.

Köylülerin dikkati sonucunda Türkiye en kanlı eylemlerinden biri yapılmadan önlenebildi. 15 ton patlayıcı yüklü bir kamyon kendilerini engellemeye çalışan köylülerin arasında patladı. Nusaybin'de, Şırnak'ta ve onlarca yerde EYP'ler yaşam alanlarının içinde patlatıldı. Kilis'e onlarca roket atılmaya devam edildi. Gaziantep'te şehrin tam göbeğinde polis noktasında bomba yüklü araç patlatıldı. Başka bir grup da silahlı çatışmaya girdi. Sınırdaki karakollara güdümlü tanksavar silahları ile saldırıldı. Van'da sivillerin yaşam alanına döşenen bir EYP'yi etkisiz hale getirmeye çalışan iki bomba imha uzmanı şehit oldu. Çukurca'daki üs bölgesine saldırı sonucunda 6 askerimiz şehit oldu. Bölgeye intikal eden helikopterimiz (hala resmi açıklama yapılmadı) nedeni bilinmeyen bir sebeple düştü. İki pilotumuz şehit oldu. Onlarca yerde ufak tefek yaralanmalar ve uzuv kayıpları bile haber olamadı.(!)

Hepimiz her gün azar azar öldürülürken konu hiç bu ölümlere bir türlü gelemedi. Şimdi sizlere acımasız bir soru olarak gelebilir ama sizin dikkatinizi gerçekten ne çekebilir? (!)Sizleri hayatta tutmak için gerçek anlamda bir hayatta kalma mücadelesi veren bu kişiler olayın ne boyutta olduğunu anlatmak için ne yapmalıdır? Arada kaynamadan bir kez daha sormak istiyorum: Sizin dikkatinizi çekmek için kaç kişinin şehit olması veya ölmesi gerekiyor? Yoksa sizler de bu acıyla yanmadan işin vahametini anlamayacak mısınız?”

Karar Gazetesi yazarı Gazi Mete Yarar, hem güvenlik güçlerinin feryadını hem de kendi feryadını sorular sorarak yazısına dökmüş. Son cümlesi kurşun gibi:

-Yoksa sizler de bu acıyla yanmadan işin vahametini anlamayacak mısınız?!..

Güvenlik güçlerimizin zorluklarla başa çıkmaları ayrı bir sabır ve fedakârlık! Canları pahasına vatanın bütünlüğünü korumaları çok daha ayrı bir sabır, cesaret ve fedakârlık! Şatafatlı vurdumduymazlık, keyiften vazgeçmemek gibi haller içinde olan büyük bir kesim var, bu da milletimizi ve milletimiz için mücadele eden polis ve asker Mehmetlerimizi üzmektedir. Normal bir hayat sürmek ve üzerimize düşen fedakârlığı mutlaka yapmak, bu şartlarda milletimize ve vatanımıza borcumuzdur!

Ne acı bir soru:

-Hangi ölüm sizin dikkatinizi çeker?!..

Eskişehir Cezaevi Vaizi Oğuz Ünal da vaazlarında şunları sıkça ifade ediyor: “Garantiniz mi var?!.. Türkiye'de savaş olmaz, açlık olmaz, kıtlık olmaz diye, Allah'ın Türkiye Müslümanlarına verdiği bir garanti mi var?!.. Suriye'den gelenleri hakir görmeyin, incitmeyin, onlara neden geldiler demeyin!..”

Bu arada AK Parti kongresini yaptı yapmasına da, gündemde kongresini yapamayan MHP var. Akşener illeri dolaşmaya, mitingler yapmaya devam ediyor. İki yazarımızın yazısı ile meraklılara bilgi aktaralım.

“Çekil Artık” diyor Seyfi Şahin Vahdet'teki köşesinde: (20 Mayıs 2016)”Bahçeli'nin seçtiği delege, artık dayanamadı isyan etti. 1200 delegenin 748'i imza attı. Beni seçtin gönderdin ey Bahçeli! 'Ama bu davaya zarar veriyorsun, çekil!' dedi. 

Bu öyle bir kutsal isyan ki, yüreklerin yandığı, Milli Şuurun depreştiği bir isyan! Delegelerden daha imza atmayanlar var. Gerçek kurultay olsun da bir bak! Hele oylama olsun da bir bak! İsyanın büyüklüğünü gör. (!) En iyisi istifa edip çekilmek! Hayırlısı böyledir inşallah! Ama direnmek, tehdit etmek, boşuna! Mahkeme kadıya mülk değil. Başarısızsın anla artık. Yoksa art niyetin mi var? Daha fazla itibar kaybetmeden, Ülkücü harekete zarar vermeden, Çekil git, artık!”

MHP Kurultay yapacak mı?!.. Bu soruya da yazar Talat Atilla cevap versin: “Ve son dakika: MHP'nin kurultay yapması artık mucize!” (www.turktime.com, 16.05.2016):

“5 Mayıs tarihinde bu sütundan, “Yargıtay, MHP kongresi için 2'ye karşı 3 oyla kongre kararı aldı” diye yazdım. Yüksek yargıdan halen görevde olan bir arkadaşım, “Evet, 3/2 doğru yazmışsın ama kararı öne almak için yapılan bir oylamanın sonucuydu bu” deyince, “Peki, diyelim dediğiniz gibi. Bu 3/2 kararı aynı zamanda mevcut eğilimi göstermiyor mu?” diye sorunca, “Yorum yok!” yanıtını verdi. Velhasıl bugüne gelirsek! Hücrelerimiz, düşüncelerimiz gibi hayat da her gün yenileniyor! Son dakika Yargıtay bilgisi şöyle: Yargıtay'ın, “3/2 MHP Kongresi yapılmasın” deme ihtimali ÇOK YÜKSEK. Emsal olarak da eski CHP kararı gösterilecek gibi. Yargıtay'ın vereceği kararı Mayıs'ın 23'ünden sonra bekliyorum. Yani Yargıtay, “MHP'de tüzük değişikliği olmasın” demeye hazırlanıyor. Bu arada ilginç bir dip not ekleyeyim: HSYK'ya da yeni üyeler atanacak.”

Memleket haberleri, Refik Halit Karay'ın memleket hikâyeleri gibi! Ne diyelim?!.. “ Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler” diyelim! 

Selam, sevgi ve hürmetlerimle efendim!