Tarih boyunca başımıza gelecekleri bilmemize rağmen, önleyememek gibi acı bir durumu yaşamaktayız. Bunun da nedeni başımıza gelebilecek belalara uzun süre kapı açıyoruz, sonra da çok geç kalarak savaş açıyoruz. Birçok musibeti savuşturmada çok geç kalmış haldeyiz,İnşallah ağır bedeller ödemeyiz.Bu yazıda 5 yazarımızın 7 yazısından kısa notlar bulacaksınız:

“Bazen yazılarımızda kimsenin görmek istemediği noktaları dile getirdiğimiz için dostlarımız tarafından anlaşılmakta zorlanıyoruz. Sanki her şey yolunda gidiyormuş da, biz bu iyi gidişi göremiyormuşuz gibi bir yaklaşımla karşı karşıya kalıyoruz. (!)Hani güneşin evrenin merkezi olduğunu ve dünyanın güneş etrafında döndüğünü söyleyen ve yerleşik düzene isyan ettiği gerekçesiyle engizisyon mahkemelerinde yargılanan Galileo, mahkeme salonundan çıkarken, “Kim ne derse desin, dünya dönmeye devam ediyor” demişti ya, bugün de biz de aynı şekilde dostlarımıza sesleniyoruz. “Arkadaşlar, her şey yolunda diyorsunuz da, toprağın ayağımızın altından kaydığını görmüyor musunuz? ”Suriye, Irak, Libya ve Mısır'daki gelişmelerde attığımız yanlış adımların başımıza açtığı belaların, bizi, nasıl kuşattığını fark edemiyor musunuz? Suriye'deki olaylar başladığında, “Yapmayın etmeyin, Suriye, Irak olmasın” diye sizi uyaranları zalim destekçisi! olmakla suçlamıştınız. Bugün 3 milyon Suriyeli kardeşimizi ülkemizde misafir ediyoruz. Tabi ki edeceğiz, bu bizim kardeşlik vazifemiz, eyvallah! (!)Dış politikada böyle de diğer alanlarda farklı mı sanki! Tarım ve hayvancılıkta bitişe son sürat yaklaşıyoruz. Abartı diyeceksiniz biliyorum. Peki, soframızdaki ithal ürün sayısındaki artışı nasıl açıklayacağız. Duble yollarımız, köprülerimiz var ama her bir yapılan yatırımı doğrudan ticari işletme gibi kurguluyoruz. Kredilendirmesinden tutun da, kullanımın ücretlendirilmesine kadar her bir aşamada kamu hizmeti algısının zarar gördüğü bir anlayışla yatırımlar yapıyoruz. IMF'ye olan borcumuzu bitirdik, artık borç bile veriyoruz diyoruz ama bütçemizde 54 milyarlık faiz ödemesini kime yaptığımızı ve 700 milyar dolara yaklaşan borcumuzun kime olduğunu açıklayamıyoruz. Dostlar, bu örneklerin sayısı daha da fazla. Tamamını bu yazıda yazmamız mümkün değil. Her şey gelir geçer, gelip geçecek. Yalnız herkes bu adaletsiz düzene karşı verdiği mücadeleyle hatırlanacak. Şimdi siz karar verin. Bendeniz bütün bunları dile getirmekle felaket tellallığı mı yapıyorum?!..(Mustafa Kaya, “Ben bir felaket tellalı mıyım?”, Milli Gaz. 30.10.2016)Aynı yazarımız başka bir yazısında ise:

“Terörün içte ve dışta kuşatması devam ediyor. Her gün, her an yüreğimiz ağzımızda. Ajansları takip ederken, son dakika haberlerini izlerken, bir patlamanın haberiyle, bir saldırının görüntüleriyle karşılaşmamak için dua ediyoruz. Aynı geçtiğimiz hafta Şemdinli'deki saldırıda evladı, ciğerparesi Erkan Özdemir'i şehit veren Havvagül anamız gibiyiz. Yüreğimize düşen ateşin korkusuyla, kapıya gelen ambulans bize gelmesin diye komşuya kaçan bir insanın ruh haliyle ayakta kalmaya çalışıyoruz.(!)Ülke olarak çaresiz bırakılmak isteniyoruz. Acı olan şu ki, yetkili ve etkili makamlarda bulunanlar da, bu kısır döngünün varlığını teyit ediyorlar. Buna rağmen çıkış için gereken gayreti hep başkalarından bekliyorlar. Asıl sorumluluk kendilerinde ama bunu anlamak istemiyorlar. Oynanan oyunları değerlendirmek için uzman olmaya da gerek yok. İletişim araçlarının çok yoğun kullanıldığı dönemleri yaşıyoruz. Gelişmeleri anlamak için sadece biraz ilgi ve takip yetiyor. Artık her şeyi gözlerimizin içine baka baka yapıyorlar. Yani bir nevi anestezi uygulamadan ameliyat yapmak gibi bir şey! Biz dur diyemezsek bu noktadan dönme niyetleri yok. Artık nihai hedefleri biziz. Bu çok açık bir gerçek!(...)Geçtiğimiz günlerde Pentagon/ CIA görevlisi Michael Rubin, “Türkiye kan gölüne dönecek” diye bir yazı kaleme aldı.Bu yazıyla Rubin, ya Türkiye'nin Suriye ve Irak gibi bir ortama sürüklenmesi için bazı odaklara mesaj iletiyor ya da yaptıkları planı ifşa ederek düğmeye basılması için zamanın geldiğini ilan ediyor. Elçilikleri, konsoloslukları günaşırı uyarılarla kendi vatandaşlarına şuraya gitmeyin, buradan uzak durun gibi tedirgin edici açıklamalar yapıyor. Uçan kuştan haberimiz var mesajı veriyorlar. Korku salmak istiyorlar.(!)Daha önce yazmıştık. 2004 AB İlerleme Raporu'nda “Kürtler ve Aleviler azınlıktır” denildiğinde herkes bunu insan hakları meselesi olarak tartışmaya başlamıştı. Oysa bu ifade BOP'un yol haritasında bir kilometre taşıydı. Bizi birbirimize düşman etmek için batılı laboratuvarlarda planlanmıştı. İşte maalesef şimdi bugünleri yaşıyoruz. Bu planları bozmak zorundayız. Gidilen yol çıkmaz sokak. Ne diyordu şair; “Uyan ey gözlerim gafletten uyan”. (Mustafa Kaya, “Ameliyat Masasından Uzaklaşmak Mümkün mü?”, Milli gaz.06.11.2016)

Milli Gazete yazarı Mine Alpay Gün;“Birlikte yaşayabilirdik kardeşcesine” diyerek: “Başlık böyle olsa da artık birlikte yaşamanın imkânsızlığı üzerine bütün hesaplar. Daha çok kavga vermeye, daha çok kan akıtmaya, daha çok öldürme üzerine olunca pazarlıklar, bir kez daha iflahı kesilecek ülkemin ve halkımın.(!)Batılı dostlarının aklı ile hareket eden zavallı kardeşim benim. Ölüm listelerini her uzattıklarında kafa sallayıp öz kardeşini yok ederken, aslında kendisini de, tarihini de, medeniyetini de, ülkesini de, halkını da yok ettiğinin farkında olmayan. Artık uyanmalı bu büyük oyunu bozmalısın, batılının bacdarı olmamalısın, birimiz düşersek ötekini de sürükleyecektir, hep birlikte uçurumdan yuvarlanacağız.Yazık, ülkemizin ve halkımızın ağlayanı olmayacak bizlerden başka.”( 06.11.2016)

 Savaş Süzal:“Son olarak Türk ekonomisi konusunda CIA'nin yayın organı olduğu söylenen Stratfor'da Türk ekonomisinde fırtınalar bekleniyor başlığı altında bir analiz yayınlandı.Bizim aylardır söylediğimiz şeyler. Ama garip olan bu kurumun Suriye ve Irak olayları dururken neden ekonomik durumun rezilliği üzerine makale yayınladığı! Arif olan anlar diyorlar...(“Bunu bize neden yapıyorlar?” ,Yeniçağ Gaz.,04.11.2016)Aynı yazarımızdan ekonomi endişesi: “Yalnız herkes Türk ekonomisindeki fırtına bulutlarının farkında değil. Biliyorsunuz, Uluslararası Para Fonu IMF'den bir heyet Türkiye'de dördüncü madde için incelemeler yapmıştı. Yayınlanan rapor tüyler ürpertici. Orada çok sayıda uyarı ve çağrı var ve muhtemel senaryolar da!  Ancak tahminlerin doğruluğu, Amerikan dolarında son günlerde yaşanan hızlı tırmanışla da kanıtlanıyor. Ama ben bu durumu elde kalan orta sınıfın pek de önemsediğini sanmıyorum. Özetle bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.”(Savaş Süzal, “Bu hafta yeni ABD Başkanı'nı tanıyacağız”,Yeniçağ Gaz.08.11.2016) 

 “(!)Cuma günü 3,174 liraya yükselen dolar, pazartesi sabah saatlerinde 3,145 liraya düştü. Saatler ilerledikçe bölgemizde ve içerde yaşanan gelişmeler eşliğinde yeniden yükseliş yaşandı ve 3,174 sınırına geldi.(!)15 Temmuz sonrası eğer bir dış irade var ise ikinci adım ekonomiden gelecektir diye korkumu belirtmiştim.(!)Dolardaki yükselişe değil, üretimdeki gücümüze bakmamız gerekiyor. Daha çok üretim, daha çok ihracat bizim çıkış yolumuz olacaktır. Kısa vadede maliyetleri düşürüp, uzun vadede “Bilgi Ekonomisine” geçmemiz gerektiğini hiç unutmayalım.” (İbrahim Kahveci,  Karar Gaz. ”Ne yapmalı?”,08.11.2016 Salı)İ. Kahveci, “İkinci adım ekonomiden gelecektir” diyor.

Y.CHP'nin başındaki “Manifestocu Zat” için, E.Ardıç; ”Sahte siyasi kahraman” diyor, tam isabet ediyor doğrusu: “CHP ihvanlarının bu gerçeği artık görüp Kılıçdaroğlu denilen sahte siyasi kahramandan kurtulmaları ve başlarına yeniden Baykal'ı geçirmeleri kendi menfaatleri icabıdır. Ortalıkta başka "dişe dokunur" hiçkimse de yoktur. Baykal geri gelirse CHP seçim mi kazanacak? Elbette hayır. Fakat hiç olmazsa sözüne güvenilir, tutarlı bir ana muhalefet lideri kazanmış oluruz.” (ENGİN ARDIÇ, “Bizimle kafa mı buluyorsunuz paşam?” ,Sabah Gaz.,05 Kasım 2016,Cumartesi) 

Milli aydınlarımız ve milletimiz endişeli. Kapılar uzun süre açık bırakıldı, günün kurtarılmasından öteye geçilmedi; şimdi hangi belayı nasıl savuşturacağımızın zorluklarını yaşamaktayız. Allah; ulu ülkemiz Türkiye'mizi; ulu ve dualı Türk Milleti'ni korusun. Selam, sevgi ve hürmetlerimle efendim.