Akıllarda, "Ne oldu da Başbakan Ahmet Davutoğlu gitti?" sorusu halen cevap beklerken, Sayın Binali Yıldırım başbakanlık koltuğuna oturdu...

Sayın Yıldırım, kongrenin ardından Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın huzuruna çıktı, hükümet kurma görevini aldı.

Hükümeti kurma görevini aldı ama hangi hükümeti kuracak? 64. Hükümet'te olduğu gibi 65. Hükümet'in de dümeni Beştepe'de! 

Bundan sonraki yol haritası da belli; Sayın Erdoğan ne derse olacak.

2. Olağanüstü Büyük Kongre Divan Başkanı Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın "AK Parti'nin tek bir lideri vardır, o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sayın Cumhurbaşkanım, yolun yolumuzdur, davan davamızdır, hedeflerin bu kadronun hedefleridir. AK Parti ve AK Parti hükümetleri size ve AK Parti'nin kuruluş ilkelerine, bu kutlu yolda azim ve kararlılıkla yürümeye devam edecektir..." sözü her şeyi özetliyor...

Zaten Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevi bırakmak zorunda kalmasındaki neden de bu gözükmüyor mu? Beştepe'ye sadık ol, icraata gerek yok adın Başbakan olsun yeter!..

Başbakan Davutoğlu, veda konuşmasında bir o kadar dava adamı, bir o kadar da sitemkar ve üzgün biri olarak konuştu.

Haklıydı, 7 Haziran koalisyon sürecinde partiyi başarıya çıkarmıştı, 1 Kasım sürecinde durmadan çalıştı, Sayın Erdoğan'la hep uyumlu oldu, aradan 6 ay geçti, siyasi etiğe yakışmayacak şekilde, "Hadi bırak artık" denircesine istifaya zorlandı.

Hak mı etti? Bu cevabı verecek AK Partililerdir...

Türkiye'nin yeni Başbakan'ı Binali Yıldırım da görev gelirken Sayın Erdoğan'a biatını her durumda bildirdi.

Kongrede, "Her zaman başımız dik, gururla ben Recep Tayyip Erdoğan'ın yol arkadaşıyım, gönül arkadayım dedik, bundan sonra da demeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız söz veriyoruz, sevdam sevdanız, davam davanız, yolum yolunuzdur..." ifadeleri ile Beştepe ne derse ben onu yapacağım mesajını verdi.

Yine, "Başkanlık Sistemi'nin getirmeye hazır mısınız. Cumhurbaşkanımız milyonlarca vatandaşın oyunu almanın siyasi sorumluluğunu taşıyor"sözü ile görevlendirilmiş Başbakan olduğu imajını verdi.

Aslında bu ifadeler bir Başbakan'ın kendi sonunu hazırladığının da ilanı. Çünkü Sayın Erdoğan, başkan olursa kendisine gerek kalmayacak. Eğer, Başkanlık Sistemi gerçekleşirse de Türk Siyasi Tarihi'nde kendi kendini yok eden Başbakan olarak yer alacak!..

Tabii bunlar insanların kendi tercihi, saygı duymak gerek. Bazen insanlar sevdiklerinin mutluluğu için her türlü fedakarlığı gösterebiliyor.

Yalnız, “İnandığım değerler ve ilkeler uğruna pazarlık esasına dayalı bir mevki makam hesabı vizyonu içinde olmadım…” diyerek görevi bırakan Sayın Davutoğlu'nu unutmamak gerekir...

Sayın Yıldırım, maddi-manevi her şeyiyle Sayın Erdoğan'a bağlı. Ne denirse yapmaya hazır. Bin dedi bindi, in dese inecek!

Bundan sonra Sayın Erdoğan'ın, yanına gelen Başbakan Binali Yıldırım'a söyleyeceği söz ise kısa ve öz;

Berhudar ol; Binali!...

AHMET SORGUN'A HAYIRLI OLSUN

Yeni genel başkanla birlikte AK Parti’nin Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) da değişti. Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun Genel Başkanlığı döneminde AK Parti MKYK’sında Konya’dan 2 isim bulunuyordu; AK Parti Konya Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu ve KTO Başkanı Selçuk Öztürk.

Yeni dönemde MKYK’da da değişikliğe gidildi. Daha önce Konya’yı temsilen MKYK’da bulunan her iki isim de artık yok. AK Parti MKYK’sına Konya’dan giren tek isim Konya Milletvekili Ahmet Sorgun oldu...

Ahmet Sorgun, AK Parti için, "Bu davada yorulmadan yürüyeceğiz ama asla arkamıza bakmayacağız" diyen bir insan.

Başarılı şekilde AK Parti İl Başkanlığı görevi yaptı. 7 Haziran'da milletvekili listesinde ismini göremediğim için şaşırmıştım. Çünkü o kendisini dava adamı olarak görüyordu, inandığı değerleri vardı. Bu bakımdan listede olmaması benim açımdan ahde vefasızlıktı...

1 Kasım'da listeye alınması ve gelinen süreçte MYK'da yer almasından mutlu oldum. Umarım görevi sürecinde Konya için güzel işlere imza atar, Allah yolunu açık etsin...