İslam Düşünce Atlası...

İsmiyle muhteşem 3 ciltlik bir eser... Büyük bir emek...

Türk-İslam Medeniyeti'nin düşünce tarihi ortaya koyan, geçmişle geleceğimiz arasındaki bağı kuvvetlendiren bir çalışma...

İlmi Etüdler Derneği (İLEM) tarafından yazılan, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından 3 ciltlik eser haline getirilen İslam Düşünce Atlası, "Düşüncede-bilimde İslam'ın katkıları yoktur" anlayışına karşı oluşturulmuştur. 

Neslimiz ve gelecek nesil üzerindeki Batı hayranlığı etrafında oluşturulmuş zihin kirliliğini ortadan kaldıracak, hafızalarımızı yeniden şekillendirecek, Türk-İslam Medeniyeti'nin değerleriyle düşüncede, bilimde daima var olduğunu gösterecek muhteşem bir eser...

**

İslam Düşünce Atlası Projesi ve Kitap Tanıtım Toplantısı için İstanbul'a gittik. Tanıtım yine eserin anlam bütünlüğüne uygun olan Merkez Efendi Mevlevihanesi'nde yapıldı. Selçuklu'nun Başkenti Konya, Cihan Devleti Osmanlı'nın Başkenti İstanbul'da, hafızamızın kayıp parçalarını İslam Düşünce Atlası'yla biraraya getirdi. Bu anlamda İLEM Başkanı Süleyman Güder ve Konya Büyükşehir Belediyesi Tahir Akyürek'e teşekkür etmek gerekiyor. Her ikisi de kurumlarına yakışır bir çalışmayı ortaya koydu. Özellikle Kadim Şehir Konya'nın böyle bir çalışma içinde yer alması yerinde olmuştur. Çünkü İslam şehirleri içinde Konya, müstesna bir yerdedir ve medeniyetimizde daima her alanda öncü rol oynamıştır. Öncü rolü ki yetiştirdiği ilim ve irfan sahibi insanlarla Osmanlı Devleti'ni ortaya çıkarmıştır. 

***

4 yıllık bir sürede hazırlanan İslam Düşünce Atlası, İslam düşünce geleneğini başlangıcından günümüze zaman, mekan, öğreti, ekol değişkenleri etrafından tanıtıyor. Bu yönüyle tarihi-kültürel hafızamıza süreklilik kazandıracak yeni bir dönemlendirme, İslam düşüncesine bütüncül bir okuma önerisi sunuyor. 

Bu açıdan İslam toplumları, nesillerimiz açısından muhteşem bir eser. Eser sayesinde özellikle Batı merkeziyetçi etrafından büyümüş neslimiz ve gelecek nesiller, kayıp yüzyılları ve coğrafyaları yeniden keşfedecek. İslam kültürünün çeşitli sebeplerle dağılmış ve gerçek anlamlarını keşfetmekten aciz kaldığı parçaları yeniden biraraya getirecek. 

Bunu bir pazılın parçaları gibi görebiliriz. Her bir parça medeniyet değerimizi ifade ediyor. Bu pazılların biraraya getirilmesi ise sadece düşünce dünyamızın zenginliğini göstermekle kalmayacak, bizi de yeniden kuracak. 

Pazıla ise sürekli yeni parçalar eklenecek. Çünkü düşünce dünyamız şu an için arayışlar döneminde. Bu arayışlar dönemi ise Nurettin Topçu, Aliya İzzetbegoviç, Sezai Karakoç, Ali Şeriati, Câbirî, Abdulkerim Suruş... gibi isimlerle devam ediyor. Eser gösteriyor ki; düşünce dünyamız zaman çizgisi içinde gelişecek ve ilerleyecek. 

***

Şurası bir gerçek ki bugün İslam Dünyası'nın en önemli sorunu; Müslümanların tarihten çekilmiş olmaları!

Müslümanların güncel düşünce üretimine, ilim ve fikir üretimine katkılarının azalması karşımıza Batı merkezciliğini çıkardı. Batı ise keşiflerle birlikte Müslümanlardan öğrendiklerini bir tarafa bırakarak, "İslam Düşüncesi yoktur" hükmünü yayıyor!

Bu durum şüphesiz zamanla nesiller üzerinde ezikliğe, güç kaybına, bunalıma yol açtı. 

Halbuki düşünce dünyamız, Batı'nın sömürgeci, kan ve gözyaşı üzerindeki düşünce dünyasının aksine yaşanabilir bir dünyanın ana omurgasıdır. 

Eserde vurgulanmak istenen nokta işte burasıdır. İslam düşüncesini her şeyden önce evrensel düşüncenin ana aksı olarak göstermek. 

İşte bu hedef doğrultusunda İslam düşünce tarihi yeniden yazıldı. 

***

Şunu vurgulamakta fayda var; Yaklaşık 2 bin yıl boyunca düşünce tarihinin merkezi olan İslam coğrafyası, düşünce tarihinin dışına itildi ve 'Coğrafya hırsızlığına' maruz bırakıldı. 

Halbuki Batı, Orta Çağ'ın karanlık dönemi, din savaşları içinde yaşarken Doğu en parlak dönemlerini yaşıyordu. 

İşte tüm gerçekleri vurgulamak adına ortaya konan bu çalışma Maverunnehir, Horasan, Bilâl-ı Rûm, Mağrip, Sind-Hind gibi havzalar... Buhara, Sivas, Konya, Semerkant, Belh, Herat, Amasya gibi İslam şehirleri düşünce tarihinin yeniden öznesi haline geliyor. 

Eseri değerli kılan da işte bu durumdur. 

Benliğimize yeniden dönüyoruz, yeniden büyük bir medeniyet olduğumuzu haykırıyoruz. 

***

Ve gerçekten de; İslam Düşünce Atlası, Dâru'l-İslam'ın değerine ışık tutuyor. 

Bilginler, ilim insanları için yekpare bir coğrafya olan Dâru'l-İslam'da düşünce tarihinin zaman çizgisi içinde siyasi sınırları aşacak derin bir ruhla yazımına davet ediyor... Doğru bir davette bulunuyor. 

Çünkü İslam Dünyası silkinip yeniden kendine geldiğinde ortaya çıkacak tablo yeni bir dünyanın kapısını açacaktır. Açılacak bu kapı ile Batı hegemonyasının yerini insanlığın ihtiyacı olan İslam'la harmanlanmış yeni düzen kurulabilecektir... Eğer İslam Dünyası içine kapanık bir yapı izlemeye devam ederse, tarihten çekilmeyi bırakıp tarihin kendisi olmazsa dünya Batı karanlığı içinde kalmayı sürdürecektir!

***

Hafızamızın kayıp parçalarını biraraya getiren İslam Düşünce Atlası'nın oluşmasında ilmi yönden değer katan İLEM'e, emeği geçen tüm yazar kadrosuna, basımını gerçekleştiren Konya Büyükşehir Belediyesi'ne çok teşekkür ediyorum. 

İyi bir düşünceyle güzel bir çalışmayı ortaya çıkardılar, insanlığın hizmetine sundular... Umarım bu çalışmaların devam gelir ve düşünce dünyasında İslam'ın varlığı her daim vurgulanır.