Dünyada her yıl giderek artmakta olan nüfusun, mevcut artış oranına göre devam etmesi halinde 2050 yılında 10 milyarı geçmesi beklenmektedir. İnsanların beslenme ihtiyacını karşılamaları için hayvansal ve bitkisel ürünlerin üretilmesi zorunludur.

Tarım; Bitkisel hayvansal üretim yapmak, işlemek ve değerlendirme sanatıdır. Tarımsal faaliyetler insanlık tarihi kadar eskidir. Bulma toplama şeklinde başlamış olan tarım günün teknolojilerine göre gelişme göstermektedir. Tarımın en önemli görevi insanoğlunun ve diğer canlıların beslenmesini sağlamaktır. Tarımsal üretim bu bakımdan stratejik bir sektördür. Tarımsal faaliyetler öncelikle tarıma uygun olan arazilerde, suyun olduğu veya suyun temin edilebildiği yerlerde yapılmıştır.

Tarım; üretimden pazarlamaya, kaliteden muhafazaya, ıslahtan doğal kaynak kullanımına kadar birçok bilimden faydalanan çok geniş alanları içeren bir bilim dalıdır. Tarımın bitkisel ve hayvansal üretim olarak iki ana dalı vardır. Tarım, Lamartine’nin  “Buğday değildir yalnızca, tüm bir uygarlıktır topraktan yükselen” sözünde olduğu gibi toplumda uygarlığın seviyesini de göstermektedir.

Tarımsal faaliyetler sadece beslenme ihtiyacının karşılanması amacıyla değil aynı zamanda istidam oluşturma ve ekonomik faaliyetler içinde yapılırlar. Tohum, ekim, gübreleme, ilaçlama, sulama, hasat, harman, taşıma, işleme, depolama, ambalajlama, dağıtım ve bütün bu işler için gerekli mekanizasyon imali ve her safhasında işgücü temini vb. gibi alanlar tarımın önemli konuları arasında yer almaktadır. Tarımsal faaliyetler sayılanların temini yanında çevre ve tabiat koşullarına bağlı olduğu için risk ve belirsizlik yüksektir, bu nedenle üretim süresince çevre faktörlerinden çok etkilenmektedir. Yılın iklim özellikleri bitki için uygun gittiğinde verim ve kalite yüksek aksi durumlarda düşüktür.  Üretim durumuna göre de piyasa fiyatı oluşmaktadır.  Tarımsal üretimde yetiştirme süresi de diğer sektörlere göre uzun olup bazı ürünler de birkaç ay, bazı ürünlerde 6-8 ay kadardır. Hayvancılıkta sürekli işgücüne ihtiyaç duyulmakta iken özellikle bitkisel üretimde belli dönemlerde iş daha yoğun olduğundan bu dönemlerde geçici işçiye ihtiyaç duymaktadır.

Tarım istihdam yanında milli gelire, tarım dışı sektörlere ve ihracata katkı sağlayan bir sektördür. Tarım dışı sektörlerdeki gelişmeler tarımı olumlu ve olumsuz yönde etkilemektedir.

Tarım sektörü; iklim değişikliği, verimlilikte beklenen seviyede artışın olmaması, tarımsal arazilerin amaç dışı kullanımlarla azalması ve sulama için gerekli temiz ve yeterli suya ulaşılamaması, artan enerji ihtiyacı, girdi fiyatlarındaki artışlara bağlı yüksek maliyetler ve tarımsal işgücünün azalması gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Tarımsal üretimde karşılaşılan bütün bu olumsuz etkilerden korunması ve tarımdan kaçışı önlemek için bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de tarım korunmakta ve desteklenmektedir. İhtiyaç önceliği olan ürünler teşvik ve özel desteklerle ürettirilmelidir.

Tarım sektöründe üretim önemli oranda doğal kaynaklara (toprak, su, biyoçeşitlilik vs.) ve koşullara (iklim, sıcaklık, yağış, vs.) bağlıdır. Ürün yetiştirme döneminde ekim, bakım, hasat, taşıma, işleme ve depolama süresince kayıpları en aza indirebildiğimiz sürece tarımsal ürünün değeri artmaktadır. Bu süreç ülkenin ve tarım sektörünün ekonomik gelişme süreciyle doğrudan ilgilidir. İnsan ve diğer canlıların beslenmesi tarımın temel amacı olması hususu değişmemiş olmakla beraber, tarımsal faaliyetler ilk günden bu güne büyük bir değişim göstermiş olup bu değişim devam etmektedir. Önceki dönemlerde üretim artışını öngören yaklaşımlar daha sonra yerini sırasıyla, ekonomik karlı üretim yaklaşımlarına, sonraları kaliteli üretim yaklaşımları ve daha sonra da sürdürülebilir çevre ve doğal kaynak koruma esaslı üretim faaliyetleri üzerine olan yaklaşımlar gelişmiştir. Bu anlayış ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak birim alandan alınmakta olan üretim ve kalite artışları olmuştur.

Gıda güvenliği yüzyılımızın en önemli konusudur. Bu nedenle gıda güvenliği açısından tarım büyük önem taşımaktadır. Ülkemizin coğrafik durumu, toprak ve su kaynakları ve iklim koşulları bakımından değerlendirildiğinde tarım için birçok bitkide son derece avantajlı ve stratejik bir konuma sahiptir. Canlıların sürekli beslenme ihtiyacının değişmeyecek olması nedeniyle gıda güvenliği, çevre ve doğal kaynakların korunması ve gıda üretiminin sürdürülebilirliği ülkemiz tarımı için büyük önem arz etmektedir. Bununla beraber bilgi ve teknoloji çağını yaşadığımız yüz yılımızda, bilgi ve teknolojiyi birleştirerek akıllı tarım uygulamalarını tarım alanında kullanmak gerekmektedir.

2010 yılından sonra, ilk kez Almanya’da Dördüncü Sanayi Devrimi adı verilen, bilişim teknolojileri ile sanayinin bir araya geleceği, üretimin entegre sistemler ile organize edileceği ve yapay zekanın ön plana çıkacağı bir sanayi çevrimine girileceği duyurulmuş ve “Endüstri 4.0” hayata geçirilmiştir. Bu süreçteki gelişmelerin tarım sektörüne entegrasyonu düşünülerek dünyada ve ülkemizde konu ile ilgili teknoloji araştırma merkezleri kurulmuş, bu merkezler ve bazı şirketler tarafından araştırma projelerine başlanılmıştır. Bu proje sonuçları ve teknoloji ürünleri tarımsal üretimde uygulamaya başlanılmıştır. Endüstri 4.0’ın getirdiklerinden tarım sektörü de büyük oranda yararlanmaktadır.

Tarımda teknoloji kullanımın başlamasıyla ülkemizde ve dünyada ulusal ve uluslararası düzeyde sempozyumlar benzeri toplantılar yapılmaya başlanılmıştır. Ulusal ve Uluslararası teknik komiteler, formlar ve icra kurulları oluşturulmuş, proje ve bu birlikteliklerden elde edilen bilgiler uygulamaya aktarılmıştır.

Nesnelerin interneti olarak tanımlanan bu sürecin tarım sektöründe uygulamaları; temelde tarım makinelerinin ve alanlarının sensörlerle donatılması ve birbirleriyle iletişim halinde olmalarıyla gerçekleştirilmekte, modern teknolojilerinin kullanımıyla verimlilik ve kalitenin arttırılması hedeflenmektedir.

Akıllı sistemlerle, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için önemli olan tüm faktörler üreticilerin bilgisine, hızlı ve eş zamanda sunularak kaynakların etkin kullanımı sağlanmaktadır.

Günümüzde tarım sektörü gelişen sanayi ve teknolojinin etkisiyle büyük bir dönüşüm içindedir. Bu nedenle tarım sektörünün geleceğinin teknolojik uygulamalar ile şekilleneceği düşünülmektedir. Tarım 4.0 olarak adlandırılan bu süreç, bilgi iletişim teknolojilerinin tarım sektöründe kullanımı ile tarımsal üretimde verimlilik ve etkinliğin arttırılması olarak tanımlanabilir. Bunun yanında, Tarım 4.0 dönüşümü çevre dostu ve sürdürülebilir bir tarımsal üretime de işaret etmektedir. (Bu Yazı Devam Edecek)

Hoşça kalınız.