Prof. Dr. Mevlüt Mülayim
Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve ülkenin tamamına yakınında etkisi görülen düşük sıcaklıkların ekili ve dikili tarım alanlarında verdiği zarar (zirai don felaketi) önemli hasarlara sebep olmuştur. Bütün üreticilerimize geçmiş olsun dileklerimi sunarım.
Yurdumuzun çok yerinde görülen don yetiştirilmekte olan ürünlerde zarara neden olmuştur. Bazı bölgelerimizde Şubat ve Mart ayları içerisinde görülen donlar belli oranda bölgenin önemli ürünlerine az da olsa zarar verirken Nisan ayı içerisinde geçtiğimiz hafta görülen düşük sıcaklıklar ekili ve dikili birçok tarım ürününe daha fazla zarar vermiştir.
Tarımsal faaliyetler çoğunlukla açık alanlarda yapıldığı için hava şartlarına bağlı olarak bu riskleri taşımaktadır. Üreticinin çaresiz kaldığı bu durumlarla karşılaşılması istenmese de bazı yıllar yaşanmaktadır.
Bölgemizde son görülen donlar tarım ürünlerinden tarlada ekilmiş olan tahıllara çok yerde önemli zarar vermediği görülmektedir. Özellikle kışlık tahıllarda sıcaklığın düşük olduğu günlerde yapılan ilaçlamadan kaynaklanan sararma ve uç kurumaları gibi zarar etkisi görülse de önemli bir zarar olarak dikkate alınmamalıdır. Ancak bölgemizde bazı çiftçilerimizin ektiği yazlık sahil bölgesi tahıllarında don zararı vardır. Konu uzmanı çok kişi bu konuda uyarı yapmasına rağmen bölgemizde sahil bölgesi tahıllarının ekilmemesi gerekirken bazı üreticiler ekmekte ve bu yıl olduğu gibi bu riske katlanmak zorunda kalmaktadırlar. Bölgemizde Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü ve Araştırıcı Kuruluş Belgesi almış çok sayıda çeşit ıslah eden ve tohum üreten firmaların bölgeye uygun çeşitleri var iken çiftçilerimiz sahil bölgesi çeşitlerini ekmemelidir.
Çumra civarında Yonca, Yem bezelyesi, Mercimek gibi bitkilerin yetiştirildiği tarlalarda önemli zarar görülmemiştir. Arazinin coğrafik yapısı ve soğuk şiddetinin farklı görüldüğü arazilerde bu ürünlerde de kısmen zarar söz konusu olabilir. Çünkü ben bölgenin her tarafını gezip incelemedim. Tarım İl ve İlçe Müdürlüğünde ki Ziraat Mühendisi meslektaşlarım kendi bölgelerindeki zararları gözlemleyerek gerekli zarar ziyan tespitini en doğru şekilde yapacaklardır. Üreticilerimizin bölgede ki meslektaşlarımın tavsiyelerine göre hareket etmeleri daha doğru olanıdır.
Meyve ağaçlarında don zararı tarla bitkilerine göre oldukça yüksek oranda görülmüştür. Bazı meyve çeşitlerinde %100’e yaklaşan oranda bazı çeşitlerde ise daha düşük oranda zarar görülmektedir.
Hasta bir insanın sağlığına kavuşması için özel bir bakıma ihtiyacı olduğundan ağız veya damar yoluyla daha düzenli beslenmesi gerektiği gibi zarara uğramış olan bitkilerin de özel bakımlara ihtiyacı olduğu göz önüne alınarak gerekli bakımları yapılmalıdır. Tarla ürünlerinde ve meyvelerde soğuk zararı hava sıcaklıkları biraz yükselince daha bariz görüleceğinden üreticilerimiz bitkiyi besleyecek gübreleme ve ilaçlama yapmalıdırlar.
Ölen kişiyi de kefenleyip defnettiğimiz gibi zarar oranının yüksek olduğu meyve bağlayacak çiçekleri ölen ağaçlarda da yapılması gerekenler vardır.
Özellikle meyve ağaçlarında çiçek tomurcuklarının kopup döküldüğü noktalarda hastalık oluşmaması için Fungusit ve bitkinin don hasarından etkilenmesini telafi etmesi için deniz yosunu ürünlerinden vermeleri Değerli Üreticilerimize tavsiye edilmektedir.
Tarım ürünlerinde görülen bu zararlar üreticilerimiz etkilediği gibi ürününün sanayisini, ekonomimizi ve tüketiciyi de etkileyecektir. Üretimdeki azalma nedeniyle dış satışlar azalacak, ithalat artacak ve iç piyasada ürün fiyatlarında artışlar olması beklenmektedir. Bazı tüketim alışkanlıklarından belli oranda vazgeçerek aile bütçesini dengeleme zorunluluğu ile karşı karşıya kalınacaktır.
Tespitlerimizden birisi de üreticilerin toprakta yeterli su var iken sulama yapmaya devam etmeleridir. Toprakta hava ve su dengesi doğru sağlanmalı ki bitkilerde büyüme gerçekleşebilsin. Normal zamanlarda olduğu gibi don gibi hadiseler görüldükten sonra da bitkiye çok su vermek toprakta hava ve su dengesini bozacağında fazla sulamadan da kaçınılmalıdır. Toprak gözenekleri içindeki havanın yerini suyun doldurması sonucu kökler yeterli havayı alamayacağından kökler boğulur. Havasız kalan kökler yeterince çalışamayacağı için gerekli besin maddelerini alamaz ve beslenemezler. Ayrıca kök bölgesi sürekli nemli olduğu için, kökte değişik kök hastalıkları başlamaktadır. Ağaçlarda da fazla su ağaçların kurumasına sebep olur. Zaten ovada su kıtlığı görülmekte, bu nedenle de üreticilerimiz suyu tasarruflu ve doğru kullanmaları gerekmektedir.
Bölgede ilaç, gübre ve suyun daha dikkatli kullanılmaması bitki, insan ve hayvanlarda hastalıklara da sebep olmaktadır. Özellikle toprak ve su kirliliği yanında gereksiz kullanılan ilaç ve gübre insan sağlığını da etkilemektedir. Küçük gibi görünen bazı değişimler sistemik etkilere yol açabilmektedir. Toprak analizlerine dayandırılmayan gübre çeşit ve miktarının toprağı ve yıkanarak taban suyunu dolaylı olarak sulama suyunu kirlettiği bilinmelidir. Su kirlendikçe içerisindeki oksijen miktarı azaldığından su içi canlıları da zarar görmektedir. Bitkinin ihtiyacından fazla verilen su verilmiş olan gübreyi yıkayarak yeraltı suyuna karıştırdığından hem bitkilerin alacağı mesafeden uzaklaşmakta hem de suyu kirletmektedir. Bu nedenle su ve besin maddesinin çevreye ve ortama zarar vermemesi için uygun dozda, uygun zamanda ve gerektiği kadar verilmelidir.
Bazı üreticilerimiz bazı ürünlerde damla sulama sistemlerini kullanmalarına rağmen bitkinin yetiştiği toprak özellikleri, bitki gelişme dönemi ve ortam sıcaklıkları dikkate alınmadan dekara başına 2-3 saat hesabıyla su vermeleri de yanlış uygulamadır. Özellikle çıkış sonrası bitki yeterince kök yapısına sahip olmadan bitki kök seviyesinin ıslatılması yeterli iken bitkiye daha fazla su vermek yanlıştır. Sulama suyunun aşırı kullanımı sonucu, topraktaki başta nitrat olmak üzere azot bileşikler topraktan yıkanarak veya yüzey akışı ile taşınarak su kaynaklarında nitrat kirliliğine neden olmaktadır.
Özellikle kooperatif kuyularında tekrar su alma sırası geç geleceği düşüncesiyle de ihtiyaçtan fazla su vermek de yanlıştır. Tarım alanlarında suyun çok kıymetli olduğu günümüzde bu hususlara uyularak suyu tasarruflu kullanmalıyız. Çok su ve çok gübre çok verim olmadığı bilinmelidir.
Tarımsal üretim yapmakta olan üreticiler uzun ve kısa dönem için yapılan meteorolojik tahminlerden mutlaka yararlanarak tarımsal faaliyetlerini bu tahminlere göre planlamalıdırlar. Meteorolojik verilerden ve tahminlerde yararlanılmak görülecek risklerin azaltılması bakımından önemlidir.
Üretici ürününü sigorta ettirmelidir. Bilime uygun ve sigortalı üretim yaptığı takdirde gelirinde istikrar kazanacağından yapacağı tasarruf ile modern tarım için gerekli olan yatırımlara yönelecek, böylece üretimde görülecek zararlara karşı kendini korumaya almış olacaktır.