Bu Abartılı güzel Kastamonu’ait Türkünün 65.70 yıl önceleri Konya kırsal köylerinde yaşayan dağ köyü insanlarına yansıması.

Değerli okurlarım sizlere tam Yetmiş yıl ve daha fazla olabilir. Önceki büyüklerimden dinlediğim bir Konya anısını anlatacağım bu yazımda.

Sene bin dokuz yüz Kırk beş Ellili yıllar. Dağ köylerinden insanların dağdan odun toplayıp şehre yani Konya ya getirip yükünü iki buçuk üç liraya sattığı ve o para ile evinin maişetini temin ettiği günlermiş. Üç arkadaş ikişer merkebe ormandan kestikleri odunlarını sarıp Konya yoluna düşerler yolları çok uzun tam 45 kilometre. Onun için sabah erken çıkarlar köyden akşama handa yatmadan geri dönecekler. O günlerde bu Tiridine bandım türküsü yeni çıkmış köyde az sayıda evde bulunan radyolarda çalınıp söyleniyor bunlarda köyümüzde  Radyodan dinlemişler tamamını ezberlemişler. Yol boyunca türküyü söyleyerek gelmişler.

Offfff manda yuva yapmış söğüt dalına Amman Amman

Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?

Amanın yandım amanın amanın amanın yandım

Tiridine Tiridine bandım.bedavamı sandın

Öteyanı neyidi len bir başkası alıyor

Offf sabah erken minarede ezan okurken Amman Amman

Minarene müezzin düşmüş gördün’mü amanın yandım devam ediyor ötesi neydi len

Oıffff sabahleyin erken çifte giderken Amman Amman Öküzüm torbadan düştü gördünmü amanın yandım amanın amanın amanın yandım

Bu türkünün havası ile Konya ya inerler (Koca Abdullah emmi merhum. Delioğlunun Muslu. (Mustafa) emmi merhum. Zümbüllerin yamalı Ramazan Merhum Allah rahmet eylesin.

Odunları erkence satarlar her biri 5 er lira para alır ama zihinlerinde hala tiridine bandım var.

O yıllarda ben hatırlıyorum veya duyardım şehre indimi köylüler tiridi kuru fasulyeyi bulgur pilavını üş kişilik beş kişilik diye adam sayısına göre söylerlerdi. Lokantada yiyeceklerse lokantaya 3 kişilik tirit yap hana getirteceklerse misal kara Mustafanın hanına 10 kişilik bulgur pilavı getir derlerdi. Bunlarda öyle yaparlar üçü bir lokantaya girip Tirit yemek isterler fiyat sormak ayıp olur diye Tirit kaç para demeden içlerinden Mustafa (Muslu) amca, (Dinçer) rahmetli Garson gardaş üç kişilik Tirit yap der. Garson gider. Orada Tirit yemekte olan bir beye usulca sorarlar abi Tirit’in porsiyonu kaç para acaba? Adam iki buçuk lira der. Bizimkilerde şafak atar. Annah paramızın hepsini tiride verirsek hana ne vereceğiz köye nasıl gideceğiz derler ve Mustafa (Muslu) amca (Dinçer İzmir de vefat etti) merhum  ile Koca Apdullah amca (Ateş Medinede vefat etti))merhum  usulca (kirişi kırarlar) lokantadan kaçarlar Ramazana bir fırsatını bul sende kaç derler. Ramazan amca kaçamadan tirit sofraya gelir. Ramazan gurbet görmüş uyanık, bu ne der. Garson, tirit der kim söyledi? Kardaşım üç kişi geldiniz söylediniz ya der. Ramazan ben Tirit istemedim istediniz falan derken kavga çıkar Lokantacılar Ramazanın amcanın cebindeki köstekli saati alırlar ve lokantadan dışarı atarlar parayı getir saatini al derler.

Ramazan hemen merkez karakoluna gider bir polis ile geri döner polis efendi ben Tirit istemedim bunlar bana zorla Tirit yedireceklerdi yemedim saatimi aldılar beni dövdüler deyince polis Ramazanı haklı bulur ama biraz da şüphelenir. Lokantacıdan aldığı saatini eline verdiği Ramazana derki o arkadaşlar senin köylün değimli? Ramazan Amca yok değil polis beğ başka köylüler. Peki,

Onları görsen tanır’mısın? Tanırım. Hangi kahvede otururlar? (Her köylünün oturduğu birer kahve vardır) düş önüme onları bana göster Tirit parasını alalım gidilerden ben sana bir tirit yedireyim der polis Ramazan önde polis arkada camlı kahvenin önüne varırlar abi sen dur ben bir bakayım içeriye der Ramazan. Polis kapıda Ramazan içerde arkadaşları koca Abdullah ile Muslu kağıt oynuyorlar gezer bahanesi ile Ramazan onlara şöyle der garam sizi polis arayyor eğer bana kişi başına beş lira verirseniz buradalar diye söylemem yoksa valla sizi polise söyleyeceğim der. Onlar aman gardaşım Allahını seversen söyleme biz sana ikimiz beş lira verelim derler. Vallah Garışmam arkadaş 5 liği peşin isterim kahveyi bir daha dolaşır polis yoklar mı gibilerden sorar oda kafayı yukarı kaldırır öbürleri de görür işin vahameti anlaşılınca Ramazan yanlarından geçerken parayı eline sıkıştırırlar. Parayı alan Ramazan amca bulamadım ama belki sonra gelirler onları görünce ben size haber veririm der polisi savar. Arkadaşlarına hadin çabuk kaçalım bugün sizi bulacaklar nezarete atacaklar. Lokantacı şikâyetçi deyince polis gider gitmez hemen handan eşeklerini salarlar ve şehirden kaçarcasına köyün yolunu tutarlar. Tabi gidiş yolundaki neşe bir ayrı daha Ramazan beş liraya 5 kilo helva almış arada bir heybesine elini atıyor bir parça helva alıyor. Ağzına götürüyor ve başlıyormuş onlara karşı başparmağı ile şahadet parmağını ovuşturarak. Amanın amanın amanın yandım, Tiridine suyuna da bandım bedavamı sandınız Beşliğinizi aldım. Enayiler sizi diyormuş. Onlarda köylüler kalabalık olunca ona bir şey yapamıyor sadece kızmakla yetiniyorlarmış. Bu bizim köyümüz halkının dilinde yıllarca söylendi tiridine bandım bedavamı sandın köstekli saati rehin vidim beşliğe geri aldım diye ölenlere Allah rahmet eylesin ruhları Şad olsun geçmişten bir anıyı sizlerle paylaştım.