Tarım insanoğlunun ilk mesleğidir. Tarım diğer sektörlerin ve finans kaynağı olup onların gelişmesinde önemli katkılar sağlamaktadır. Tarım sektörü insan ve diğer birçok canlının gıda ve benzer birçok ihtiyacını karşılayan sektör olması yanında istihdam oluşturan ve ekonomiye önemli katkılar sağlayan bir sektördür. Tarım; istihdam ve gayri safi milli hasılada (GSMH) önemli pay almakta ve bu pay ülkelerin gelişmişlik durumuna göre değişmektedir. Ülkemizde tarımın GSMH’daki payı giderek azalmakta olup 2023 yılında  %6,2 civarındadır.

Dünya nüfusu yaklaşık 8 milyar civarında olup bu nüfusun %57’sine tekabül eden 4,5 milyarı kentlerde %43’üne tekabül eden 3,5 milyarı kırsal kesimde yaşamaktadır. Her geçen gün kırsal kesimdeki nüfus giderek azalmaktadır. Ülkelerin gelişmişlik durumuna göre kentlerde ve kırsalda yaşayanların oranı değişmekte olup gelir seviyesi yüksek olan ülkelerde kentli nüfusu fazla, gelir seviyesi düşük olan ülkelerde ise kentlerde yaşayanların oranı az kırsalda yaşayanların oranı ise fazladır. Ülkemizde kentlerde yaşayan nüfusun oranı %75 ve kırsalda yaşayanların oranı %25 kadardır. 2014 yılında çıkarılan Büyükşehir yasasıyla kentli ve kırsal ayırımı da farklılaşmıştır. Örneğin Konya’da Çarıklar kasabası şimdi Merkez Meram ilçesine bağlandığı için kentli sayılmaktadır. Böylece bu yasayla şehir merkezine alınan kırsal kesim kentli olmuştur.

Gelişmiş ülkelerde tarımdan geçimini temin eden nüfusun azlığı nedeniyle tarımla uğraşanların yıllık kazançları ve tarımda da üretim artmaktadır. Tarımda teknolojik dönüşümün yapılması, tarım 4.0 uygulamaları, yüksek teknoloji kullanımıyla tarımsal mekanizasyonun gelişmesi nedeniyle bitkisel üretimde birim araziden ve hayvancılıkta bir hayvandan alınan verimlilik arttığı için zengin ülkelerde kırsal nüfus giderek azalmakta ve buna karşılık kişi başına gelir de artış göstermektedir.

Türkiye, orta gelir grubunda olan bir ülke olduğundan işletmelerin sahip oldukları arazilerin üretime engel olacak şekilde küçük ve parçalı olması önemli bir problemdir. Bu problem nedeniyle sektörde teknolojik dönüşüm hızlı ve tam olarak sağlanamamaktadır. İşletmelerin girdi, işgücü, toprak ve su kullanımındaki verim düşüklüğü ve özellikle de bölgemizde su kıtlığı diğer önemli bir problemler olarak sayılabilir. Ayrıca kırsal nüfusun hala yüksek olması, işletmelerin küçülmesi, bu işletmeler de tarımın gün geçtikçe geçim kaynağı olmaktan çıkmasına neden olmaktadır.  Birçok nedenle tarımdan geçimini sağlayanlar gelir yetersizliği nedeniyle Ülkemizde kırsaldan kaçış sanki zorunluluk gibi görülmektedir.

Bu problem ve risklerin yanında küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri de tarımsal üretimindeki riskleri her geçen gün artırmaktadır. Tarımsal üretimde çok sayıda risk vardır. Bu riskleri şu ana başlıklar altında sayabiliriz;

1. Tabiat (Doğa) olayları,

2. Dünya ve ülkemizdeki uygulanan tarım politikalarının değişmesi ve bu değişimin etkileri,

3. Üretim planının konuşulmasına rağmen uygulamaya konulamaması,

4. Tarımsal üretimde teknoloji ve bilginin yavaş yayılması,

5. Tarım sektöründe nakit- finans sıkıntısı,

6. Tarım ürünlerini işleyen yeterli işletmelerin olmaması

7. Görülen bitki hastalık ve zararlıları

8. Zaman zaman yaygın görülen Hayvan hastalıkları

9. Tarımsal ürünler ve diğer girdi fiyatlarındaki beklenenden fazla gerçekleşen artışlar,

10. Kırsalda sosyal hayatta ki eksiklikler ……..gibi çok neden sayılabilir.

Türkiye tarım sektöründe halen üretmekte olduğundan çok daha fazla üretim potansiyeline sahip bir ülkedir. Ülkemizde mülkiyet nedeniyle ekilip dikilemeyen atıl araziler de vardır. Bazı bölgelerimizde işletmelerin optimal büyüklüğün altında olması, üretimde ki verim düşüklüğü, kullanılan makine, ve ekipman yenileyememe, toprak işleme ve sulamada teknolojik dönüşümün sağlanamayışı ve birçok girdi fiyatlarında ki beklenilmeyen artışlar, üretim maliyetlerinin yüksekliği gibi birçok nedenle tarımda verimlilik sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle bazı tarım işletmelerinde uygun maliyetlerle yeterli kalitede ve miktarda üretim yapılamamaktadır. Bu sonuç kırsaldan kaçmayı da tetiklemektedir.

Tarımsal üretim, diğer sektörlere göre doğal afetlere ve iklimden kaynaklanan risklere daha fazla maruz kalmaktadır.  Tabiat olayı yaygın etkili olduğundan birçok işletmeyi aynı anda etkilemektedir. Tarımsal üretimin sürdürülmesini etkileyen nedenlerin başında çiftçilerin doğal afetler yüzünden yaşadıkları gelir kayıpları gelmektedir. Sigorta hizmetleri diğer mal ve hizmetlere nazaran istenilen seviyede değildir. Bu nedenle tarımda sigorta yaptırma zorunluluğu yaygınlaştırılmalıdır.

Son günlerde Çumra ilçesine bağlı iki mahallede eş zamanlı olarak 15 obruk oluşması gibi beklenilmeyen riskler tarımsal üretimde görülebilmektedir. İlçeye bağlı Gökhüyük Mahallesi'nde Çarşamba Çayı Tavşanköprü cıvarında yaklaşık 6 metre çapında ve 10 metre derinliğinde ve Doğanlı Mahallesi'nde de eş zamanlı 14 obruk oluşmuştur. Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Obruk Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, ortaya çıkan obruklar için şunları söylemiştir: "Kurak geçen bir kış dönemi vardı. Obrukların oluştuğu yerler öteden beri Çumra’ya gelen suyu ileten Çarşamba kanalıdır. Orada yer altında 'İnsuyu formasyonu' adı verilen, çözülebilir nitelikte kayaların olduğu birim var. Onun üzerinde çayın getirmiş olduğu gerçek tutturulmuş malzeme var. Bu malzemenin olduğu yerdeki yüzey yarıkları su gelişiyle beraber genişleyip aşağıdaki boşlukları hareket ettirmiştir”. Obrukların resimleri aşağıdadır.

Kanal yatağında obrukların oluşması ile kanala verilen su kesilmiştir. Görüldüğü gibi oluşan ve beklenilmeyen bu risk kanaldaki sudan fayda görecek bütün üreticileri olumsuz etkilemiştir.

Geçtiğimiz yıllarda çoğunlukla Karapınar bölgesinde görülen obruklar Konya’nın diğer ilçelerinde de görülmesiyle yöredeki çiftçiler de tedirgin olmaya başlamışlardır.

Resi̇m 1   

Resi̇m 2

Çarşamba Kanalında Oluşan Obruklar

Tarımsal üretimdeki risklerin bazıları tedbir alınmak suretiyle önlenebilir iken üreticiler özellikle tabiat olayları nedeniyle oluşacak risklere karşı koyamayacakları için ürün kayıplarını azaltacak tedbirleri yerine getirmeli ve ürün sigortası yaptırmalıdırlar. Yukarda sayılan risklerin her biri sayfalarca açıklanabilir. Tarımsal üretimde üretim ve kalite kayıpları dört başlık altında toplanmaktadır. Bunlar; 1. Ekim öncesi kayıplar, 2. Yetiştirme kayıpları, 3. Hasat ve Nakliye kayıpları, 4. Hasat sonrası depolama ve işleme kayıplarıdır.

Tarımsal üretim sürecinde kayıpları aza indirecek tedbirleri almak üreticinin işidir. Ancak açık hava işletmesi olan zirai üretimde her zaman her istenilen yapılamadığından risklerle çoğu zaman karşılaşılmaktadır. Bu nedenle üreticiler ve idareciler tarımsal üretime doğru yön vermeli, desteklemeli ve risklerle karşılaşıldığında daha fazla destek vermelidirler.