Siyaset konularına hiç bulaşmamayım diyorum ama bu da sorumluluktan kaçmak olur diye bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.

Eskiden Konya köylerinde ekin ekme harman sürme işleri öküzlerle yapıldığı yıllar…Köylü Mehmet ağa çift süreceği öküzleri tarlaya götürmeden yol boylarında meralarda biraz otlatıp karınlarını doyurmaya çalışırmış. Bir öküzü varmış ki tam bir ziyankâr. Sahibinin gözünü boyadıkça bir komşunun ekili arazisine girip bir tutam bari yiyecek çalmaya çabalar, sahibi hoh diye müdahale eder ama o yine de zarar yapmaktan geri durmazmış.

Bu hale çok içerleyen Mehmet ağa etrafına bakarak şöyle mırıldanır. “Ülen vay gavurun malı vay, hoh dedikçe zarar gidiyor gidi” dermiş.

Sözü nereye getireceğim… Son günlerde gördüğüm öyle şeyler var ki, yukarıdaki hikaye aklıma geliyor. Maşallah 14 Mayıs seçimlerine az bir zaman kala öyle bir muhalefetimiz var ki, evlere şenlik… Yaşım itibarıyla edindiğim tecrübeye göre bir siyasetçi seçimi kazanmak için çabalar. Ona göre plan projeler ortaya koyar. Siyaset yalansız olmaz diyelim, yalan da olsa bir yerinden tutulacak işler yapmak vadi ile kazanmaya çalışır. Bizim muhalefet ise adeta seçimi kazanmamak için elinden, dilinden ne geliyorsa onu yapıyor, kendini intihara sürüklüyor.

Hani eski bir deyim vardır, Allah bir iyinin işini kolaylaştırmak için rakibinin aklını alırmış diye. İşte tam bizim yaşadıklarımıza uygun bir deyim.

Ülkemizi bölmek için çaba gösteren ve zaten azınlık bir oy potansiyeline sahip baş belası terör yandaşlarından fayda umarak onlara akıl almaz vaatlerde bulunuyor. Bu terör yandaşları 40 yıldır ülkemizde çoluk çocuk kadın kız genç ihtiyar demeden binlerce vatandaşımızı katletmiş olan zalimlerin elebaşılarını hapisten salacağını vaadediyor.

Bu ülkede ABD’nin emri ile hareket ederek 7 sene önce darbe yapmaya kalkışmış 249 vatan evladını şehit etmiş yüzlercesini yaralamış şükür başarıya ulaşamayan ama onların himayesinde ülkelerinde lüks yaşamını sürdüren hainin ülkemizde halen onlar adına çalışmalarını sürdürenleri, af edeceğini hapiste olanları salıvereceğini, dahası ülkeyi bölmek isteyen ve yanı başımızda bir terör devleti kurmak için uğraşan hainlerin isteği olan özerkliği getireceği sözünü veriyor. Hele onları adeta mükafatlandıracağını ifade etmesi ise ayrı bir garabet. Seçimi bana sakın kazandırmayın der gibi…

Seçimler yaklaştıkça daha da şaşırmış gibi ABD şirketlerine ülkenin gözbebeği Atatürk Havalimanı’nı vereceğini ifade ederek adeta intihar ediyor. Ha bir de gururla şunu söylüyor meydanlarda: 300 milyar dolar getireceğim Londra’dan. Yahu batılı devletler ülkemizde senin gibi birini her şeye tamam diyen bir kuryeyi bulmuşlar. 5 yüz milyar dolar bile verirler. Senin gibi çoklarını kullanıp çöpe attılar.

Bir yılı aşkındır yamalı bohça gibi altılı masa etrafında toplanıp dağılan oy yüzdesi oranları çok düşük olan partilere verdiği avanslar ise akıllara zarar. Daha önceleri birbirlerine siyasetin en galiz ifadeleri ile çapsız bakan, öbürü lafa bakarım laf mı diye söyleyene bakarım adam mı diye hakaretler yapanlar. Yıllar önce kurucu liderlerini askeri vesayetçilere boğduran, buğur buğur terleten de bunlar. Milletin değerlerine savaş açmış bir harekete destek verip adeta siyaset arenasından kendini silen bir parti nasıl Millî Görüş’ü temsil edebilir. Öbürlerini saymaya bile gerek yok. Hele biri var ki önce masadan kalkıp sonra bunları bir araya getiren ağababalarının otur yerine emri ile sus payı katkılar ile tekrar masaya gönderilen bir siyasi lider hem kendini siyaseten bitiriyor hem de partisini intihar ettiriyor. Buna mecbur, çünkü bunların hiçbiri kendi aklı ile hareket etmiyor. Emri bunları organize eden dış güçler veriyor ve onların içimizde satın aldıkları piyonlarının talimatlarını yerine getiriyorlar.

Ey vatan evlatları! Hiçbir batılı ülke, hiçbir ABD ve emperyalist güç ülkemizde istikrarı, kalkınmayı, büyümeyi, hele hele iha siha, Kızılelma, jet yapmayı gemiler yapmayı tanklar yapmayı istemez ülkemizde. O büyük sanayileşmiş devletler, daima onların emrinde olup onların dediğini yapmamızı isterler. Öyle boyumuzdan büyük işlere kalkışmamızı da istemezler. Dahası dünya beşten büyüktür deyip düzene kafa tutmamızı, kovanlarına çomak sokmamızı dünya mazlumlarını korumak için onlarla işbirliğine girmemizi hiç kabul etmezler. Onun için bizim ülkemizi önce ekonomik yönden daha sonra içimizdeki satın aldıkları yandaşları ile ülkemizin bol miktarda ürettiği ülke insanına bol bol yetecek soğan, patates, domates, salatalık gibi birçok ürünümüzü bırakın içimizden birileri gavurların bile yapamayacağı şekilde çaylara derelere dağlara ovalara kasa kasa kamyon kamyon dökerek iç piyasada yokluk anarşisi yaratmaları akıl tutulması gerçekten.

Ne yazık ki bu oyunları bildiği halde yine de ülke idaresini suçlayan aklı evvellerinin olması ülkemizin büyük bir acısı. Bundan yüz yıl önce de aynı bu durumlar yaşanmış ve vatansever büyük Sultan II. Abdülhamit Han’ı bu tür oyunlar ile içimizde ve dışımızda ihanet edenler ile yıkmışlar yine aynı senaryoyu uygulamak istiyorlar. Bunları iyi analiz edip devletimize sahip çıkarak vatan millet adına oyumuzu vicdanımıza hükmederek hem batılı düşmanların belini kıracağız hem de vatanımızı, bayrağımızı, ezanımızı sağlam ellere teslim edip Türk milletinin daha da yükselip ilerlemesine devam edeceğiz. Allah yar ve yardımcımız olsun. Selam ve dualarımla…