10 Mart Çarşamba gecesi idrak edeceğimiz Miraç kandili İslam âlemine mübarek olsun

Resul-i Zişan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (A.S) hicretten bir buçuk yıl önce böyle bir Recep ayının yirmi yedinci gecesinde zaman ve mekan mefhumlarını ortadan kaldıran, aklı ve mantığı hayretler içine düşüren insan gücünü ve idrakini aciz bırakan İsra ve Miraç mucizesine nail olmuştu.

İsra Mekke’deki Mescidi Haram’dan, Kudüs’teki Mescidi Aksa’ya geceleyin gidiş, Miraç da yine geceleyin semalara çıkış demektir.

Şefaatine nail olmak için dualar ettiğimiz Resulullah Efendimizin bu ulvi yolculuğunu şöyle hülâsa edebiliriz. Recep ayının yirmi yedinci gecesi, Allah’ın (C.C.) emriyle Resulü Ekrem Burak adı verilen manevi ve ruhani bir binekle Mescidi Haram’dan Mescidi Aksa’ya getirilmiş, orada iki rekat namaz kılmış ve Cebrail (A.S.) ile birlikte semalara yükselerek birçok peygamberle selamlaşmış ve Sidretül Münteha denilen mevkiye varmışlardır. Bu noktada Hz. Cibril “Yâ Resulallah artık ben buradan ileri gidemem eğer bir parmak daha gidersem yanarım. Daha ilerisi Allah’a ve habibine aittir” buyurmuşlardır.

Resul-i Zişan Efendimiz bundan sonra Refref adındaki bir vasıtayla ulvi seyahatine devam etti. Arş, kürsi, Cennet, Cehennem gibi varlıkları seyrettikten sonra Cemal-i İlahi’nin tecellisi karşısında (Et- Tehiyyetü lillahi ve- ssalâvatü ve-ttayyibatü), yani bütün tesbihat ve zikirler, dille bedenle ve malla yapılan her türlü ibadet yalnız Allah’a mahsustur buyurarak selam verdi. Haliki mutlak Cenab-ı Hak bu selamı: (Esselamü Aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetüllahi ve berekatühü), yani Ey şanı yüce olan Habibim Allahın rahmet ve bereketleri ile selam ve selametlik senin üzerine olsun, şeklinde karşıladı. Peygamberimiz (SAV) de (Esselamü aleyna ve alâ ibadillahissalihıyn), yani selam ve selametlik bizim ve Allahın iyi kullarının üzerine olsun, buyurunca Cebrail (A.S.) ve bütün melekler bulundukları yerden (Eşhedü en lâ ilahe illellah ve Eşhedü enne Muhemmeden Abdühü ve rasülühü), yani “Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah ilah yoktur, yine şehadet ederim ki Muhammed onun kkkulu ve resulüdür” diye şehadet getirmişlerdir. İşte namazlarda okuduğumuz tahiyayta budur.

Miracı ve bundan sonraki tafsilatını eksiksiz olarak anlatmaktan insanoğlu acizdir. O Habib ile mahbub arasında kalan bir sırdır. Herhangi bir seyahatten dönen kimsenin yakınlarına hediyeler getirdiği gibi Resul-i Zişan Efendimiz de Mirac dönüşünde ümmetine bir takım hediyeler sunmuştur. (Bu hediyeler Müslim’in Abdullah bin Mes’ud’dan rivayet ettiği hadisi şerife göre şunlardır.

1- Beş vakit Namaz bu gecede farz olmuştur.

2- Bakara suresinin son Ayetleri

3- Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimselerin günahlarının mağfiret edilmesi.

Kısaca İsra mucizesi kitapla Mirac da sünnetle sabittir bunu inkar etmek son derece tehlikelidir. Kuranı Kerim’deki İsra ayeti kerimesinde Allah şöyle buyurmuştur:

Kulunu gecenin bir anında Mescidi Haram’dan Alıp Mescidi Aksa’ya kadar götüren (Allahü Azimüşşan, her türlü noksanlıktan) münezzehtir. Biz onun çevresini mübarek kıldık. Ta ki Ona ayetlerimizden bazısını göstermiş olalım. Şüphesiz ki O, her şeyi hakkıyla işiten kemaliyle görendir.

Peygamberimiz (SAV) bu konu için bir hadisinde, “Ben öyle yüksek, düz bir yere çıkarıldım ki, oradan mukadderat kalemlerinin cızırtılarını işitiyordum” buyurmuştur.

Allah’ın Resulü ulvi yolculuğunu yaptığı gecenin sabahı İsra ve Miracı anlatınca durum kendisine haber verilen Hz. Ebubekir (R.A.) O. “Evet o söylüyorsa muhakkak doğrudur” derken Ebu Cehil ve onun taifesi alay etmişler, “Sen Rüya gördün” demişlerdi.

Mirac, iyi ve olgun müminlerle inancı zayıfları ve Mirac mucizesine inanmayanları ortaya çıkarır. Biz, Hz. Ebu Bekir gibi inanıp kabul edenler (Sıddıklar) tarafında olmaya gayret edelim.

Miracın gerçekleştiği gece, Müslümanlarca Kadir Gecesi’nden sonra en kutsal gece sayılmış ve bu gecenin ibadetle ihyası gelenek haline gelmiştir. Bu geceye mahsus özel bir ibadet şekli olmamakla birlikte, bütün mübarek gecelerde olduğu gibi, hata ve kusurlarımızdan dolayı tevbe ve istiğfar ederek Yüce Rabbimizden af ve mağfiret dileyelim.

Bugün biz Müslümanların üç buçuk Yahûdi ye şuursuzca kaptırdığımız hıyanet edercesine tahrip ettirdiğimiz ve Ümmeti Muhammed’den ayrı durmasının ıstırabını çeken ulu mabet Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için gözyaşı dökelim, dua edelim.

Hülasa Yüce Rabbimizden niyazımız Resulü Zişan Efendimizin ikinci kıblegâhı ve göz nuru olan Mescidi Aksa’nın siyonist işgalinden kurtulması için, Müslümanların uyanması birlik beraberlik şuuruna ermeleri için bu gecede canı gönülden dualar olsun yanı başımızda, Miracınız mübarek olsun.