“İnsan akıl, ruh ve bedenden oluşan, kendi varlığını sorgulayan, inanma veya inanmama hürriyetine sahip olan, sorumluluk taşıyan, çeşitli istek, arzu ve eğilimleri olan, zaman zaman korkan ve kaygı duyan, zaman zaman da ümit ve sevgi ile dolan zıt ve karmaşık duygulara sahip bir varlıktır. “

Korku insandaki en temel duygulardan biridir. Bu duygu tarihin her döneminde bireysel ve toplumsal planda insanları yakından ilgilendirmiştir.

Her insan, korkulardan emin olmayı, huzur ve güven içerisinde yaşamayı arzular.

Rabbimiz bizi dünyaya imtihan için göndermiş. Hangimizin daha güzel bir hayat süreceğini ve hangimizin daha güzel kulluk yapacağını ortaya koymak için

Başımıza gelen nîmet ve lütuflar da imtihan sebebi; sıkıntı, belâ ve hastalıklar da… İnsan, her an her şeyle ve herkesle imtihan hâlinde…

O halde bizler dilimizle, kalbimizle, gözümüzle, midemizle, elimizle, ayaklarımızla ve itaatimizle Allah’tan hakkıyla korktuğumuzu bizzat yaşayarak göstermeliyiz.

Yüce Allah’ın her an bizi gözettiğini ve tüm hareket ve davranışlarımızın her an kayıt altına alındığını unutmayalım.

***

Peki, dünyadan gelip geçtiğimizi bildiğimiz halde, Allah’ın yarattığı fani kullarından korkmanın çekinmenin manası ne?

Cenabı Allah’ın emanetini aldığı zaman, dünyada yaptıklarımız ve yapmaya muktedir olduğumuz halde yapmadıklarımızdan hesap vereceğimiz gün hesabımızı tek başına verecek şuurunda değil miyiz?

Hiç kimsenin üstünlüğü, zenginliği, kudreti, ilmi, varlıkları baki değildir. Vakti saati gelince insanoğlu ölüm denen gerçek ile yüzleşince dünyadan göç edip gidiyor. Geriye salih ameller, yaptığınız güzellikler ve iyilikler sizinle kalıyor.

***

İşte size Kuran-ı Kerim’de bahsi geçen, gücüne, kuvvetine, konumuna, ilmine güvenenlerin akıbeti ile ilgili kıssalar:

Şeytan, ilmine güvendi. Akıbeti Allah’a isyan ile sonlandı.

Allah buyurdu: “Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir?”  (İblis), “Ben ondan daha üstünüm; çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın” dedi. Allah, “Öyle ise in oradan! Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık! Artık sen aşağılıklardansın!” buyurdu. (Araf süresi 12 ve 13.ayet)

Firavun, konumuna, gücüne güvendi. Cenabı Allah konumunu, gücünü tarumar etti.

“O'na: 'Şimdi mi inandın? Daha önce başkaldırmış ve bozgunculuk etmiştin' dendi. (Yunus süresi 91.ayet)

Karun, malı ile övündü. Malı mülkü ona hiç fayda vermedi.

“Sonunda biz Karun’u da, evini barkını da yerin dibine geçiriverdik. Öyle ki, artık Allah’a karşı ona yardım edebilecek hiçbir grup yoktu; pek tabiî, kendi kendine yardım edecek durumda da değildi.” (Kasas süresi 81.ayet)

Haman, makamına güvendi. Bir gün yok oldu gitti.

“Kārûn, Firavun ve Hâmân’ın âkıbeti de aynı oldu. Gerçekte Mûsâ onlara açık seçik deliller getirmişti; ama onlar yeryüzünde ululuk tasladılar. Oysa kaçıp kurtulmaya güçleri de yoktu.” (Ankebut süresi 39.ayet)

Ebu Lehep, soyuna sopuna güvendi. Soyu sopu ona fayda vernedi. 

“Ebu Leheb’in elleri kurusun, (yok olsun) zaten yok oldu ya. Malı da, kazandıkları da kendisine bir yarar sağlamadı. (kurtarmadı)” (Tebbet süresi 1 ve 2.ayet)

Onun için hiç kimsenin üstünlüğü, gücü kuvveti baki değildir. Gelip geçici. Baki olan Allah. Onun için korkulacak ve sevilecek şanı ve kudreti olan Cenabı Allah’tır.

Ey faniler, hiç biriniz Allah’ın izni olmadan bir şey yapamazsınız, gücünüz yetmez. Allah’ın koruduğunu da hiç kimse koruyamaz.

Her durumda hayatın ne getirip ne götüreceğini bilemeyiz, öngöremeyiz. Tedbir bizden takdir Allahtan…

Konumunuz, gücünüz, pozisyonunuz ne olursa sizlerden korkumuz yok. Çünkü ben Müslümanım. Korkumuz ve sevgimiz, teslimiyetimiz âlemlerin rabbi olan Allah’adır.

***

Ülkücü harekâtın gür sesi rahmetli Ozan Arif Şirin “Korkum Yok” şiirinde duygularımıza tercüman oluyor.

“Yeter be. Yeter be sabrımız taştı,
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.
Bardağı taşıran son damla düştü,
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.

Kinim size milletinden bezenler,
Yalan dolu, riya dolu düzenler,
Tarih boyu ezileni ezenler,
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.

Şereflerin satıldığı pazarlar,
Tarih kesen, töre kesen hızarlar,
Osmanlıyı hain yazan yazarlar,
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.

Kan dolu kadehler, cünüp şişeler,
Yalancı duvarlar, katil köşeler,
Barut değil, şarap kokan paşalar,
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.

Türk'üm dedik; çekip çekip vurdunuz.
Bizi vurup bizden hesap sordunuz.
Ölümden öteye köy mü kurdunuz?
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.

Hakkı seven hâkim sözümü anlar,
Kanuna saygıdır bilene bunlar,
Başı besmelesiz düzme kanunlar,
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.

Bir insan bilerek yılan mı besler?
Beyni satılmış niyeti pisler.
Maddeci tayfalar, dinsiz reisler,
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.

Devir sizin diye Ârif ne yapsın?
Korkuyu put edip puta mı tapsın?
İnceldiği yerden koparsa kopsun,
Korkum yok... Korkum yok... Korkum yok sizden.”

Hiç kimse bugünkü üstünlüğüne, dirayetine güvenmesin.” Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları yer.” Suların yükselmesi de, çekilmesi de Cenabı Allah’ın iradesindedir.

Baki selamlar.