Öncelikle; "Ülkücülük nedir, en büyük ülkücü kimdir?" diye sorulduğunda, bu soruya rahmetli şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun sözü ile cevap verelim. "Vahye dayalı almış olduğu değerleri hayata taşımaya çalışan, kendi istikbalinin üstünde bu aşkın değerleri savunan insandır. En büyük ülkücü Hz. Muhammed (sav) Mustafa'dır."

Ülkücü Hareket’in "manifesto “su olan, Türk-İslâm Ülküsü adlı muhteşem eserin sahibi, büyük ilim ve fikir adamı mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasî, gerçek manada ülkücülerin başöğretmenidir.

Seyyid Ahmet Arvasi, Anadolu’nun İslamlaşmasında, Türkleşmesinde Büyük rol oynayan Pir-i Türkistan manevi önderlerden Hoca Ahmet Yesevi’nin günümüzdeki temsilcisi, çağımızın "Yesevi"sidir. Seyyid Ahmet Arvasî ile "Türk İslâm Ülküsü" deyimi adeta özdeşleşmiştir. Rahmetli Arvasi hoca yazılarında Türk-İslam Ülkücüsü tabirini kullanırdı. Biz bunu günümüzde kısa şekli ile Ülkücü olarak kullanmaktayız.  Size rahmetli hocamızın Türk-İslam Ülküsü adlı 3 ciltlik eserinde bizi anlatan bazı tespitlerini aşağıda paylaşmak istiyorum

Ülkücü, ”küçük politika yapmaz”. O, küçük politikacı değildir. Küçük politika oyunlarına gelmez ve alet olmaz. Onun, kendisi ile ilgili bir hesabı yoktur ve bu tür hesabı olanları hareketin çekirdeğine yaklaştırmaz.

Ülkücü, Türk milliyetçisi olarak milletin sosyal, kültürel, ekonomik ve politik açıdan güçlenmesini, bütünleşmesini, gelişmesini ve yücelmesini temin için kadrolaşır ve teşkilatlanır.

Ülkücü, milletin mutlu, devletini güçlü kılmak için savaşır. O, davasının bütün tezleri ve bütün antitezleri bilir ve tanır. Onda İslam’ın basireti ve Türk’ün haysiyeti vardır.

Ülkücü, şu veya bu yabancı ideolojilerle ilgisi yoktur. O  ‘Nizam-ı Âlem ve İlayı Kelimetullah’  için dövüşen ve asırlarca dünyanın bir numaralı devleti olmayı başaran ecdadının sadık ve namuslu mirasçıdır. O, insanı, hem maddesi ile hem de ruhu ile kavrayan çağdaş bir Alperen’dir.

Ülkücü, fikir, sanat, kültür, medeniyet, şahsiyet, cemiyet, ekonomi, ilim ve politika konularında orijinal ve yepyeni olduğu kadar, âlemşümul bir hakikat ile mayalanan mutlu bir sentezin takipçisidir.

Ülkücü, yalnız kendine, esir soydaşlarına değil, mazlum, mağdur ve sefil düşen İslam âlemine, bütün ezilen milletlere ufku kararan bütün beşeriyete ümid yüklü bir mesaj sunmaktadır. Allahtan başka ilah tanımayan Türkoğlu, sahte dinlerin, kanlı ideolojilerin, zalim diktatoryaların, sefil felsefelerin yonttuğu bütün sahte mabutları yıkacaktır.

Ülkücü, özlenen nesillerin fikri temellerinin İmam-ı Buhari, İmam-ı Gazali, Mevlana, Yunus Emre, Molla Fenari, Hocazade Efendi, İmam-ı Birgivi, İbn-i Kemal gibi âlimler tarafından atıldığını bu gibi büyük zatların fikirleriyle olgunlaşan Türk milletinin büyük imparatorluklar ve ölümsüz bir medeniyet kurduğunu hatırlar.

Ülkücü, her şeyden önce iman adamıdır. Kendi kültürünü, medeniyetini, eksiksiz ve atalarına layık şekilde bilir. Saptırmadan, taviz vermeden gelişme yollarını arar ve açar. Gelecekte ulaşacağı hedefleri en berrak şekilde kafasında ve vicdanında billurlaştırır.

Ülkücü, davasına aşk ile bağlıdır. Ülkücü için dava aşkı sosyal bir heyecan değildir; tek başına kalındığı, zor şartlar altında yaşanıldığı, ihanet ve kahpeliklere uğranıldığı zaman dahi ümitsizliğe düşmeden, davanın ağır yükünü büyük bir şevkle omuza alabilecek sevgi ve ihtirası hissetmek demektir. Dava aşkı öylesine yüce bir duygudur ki, yalnızlıklar, ayrılıklar ve ıstıraplar onu öldüremez, daha fazla kamçılar ve diriltir.

Ülkücü, Aksiyon; dava inancı ile dava aşkının güç birliği ederek bilinçli, planlı bir iş ruhuna ulaşmasıdır. Ülkücü asla boş oturmaz, miskince yaşamaz, şuurlu bir hareket adamıdır. Dinlenirken bile davasıyla meşgul olur. Ülkücünün kalbi, kafası, sosyal ilişkileri ve özel hayatı hep dava aşkıyla doludur.

Ülkücü, davasını nefsinde yaşayan bir neferdir. Yaşanmayan bir davanın yaşama şansı yoktur. Bu irade, azim ve imana sahip olan Ülkücüler, bütün engelleme ve husumetlere rağmen mutlaka başarılı olacaklardır.

Arvasi hoca, ‘Ülkücülüğün bir gün moda olmasından korkarım'' diyordu.Ülkücülüğün gelip geçici bir moda olduğunu sananlara karşı '' ''Ülkücülük; ülkemiz ve yeryüzünde Allah'ın nizamını hâkim kılmak için kendine metot olarak Allah ve Resulünü ölçü alan bir iman hareketinin adıdır’ ‘diyordu.

Bu yazının muhatabı, hala ümit var olduğum diriliş neslinin öncüleri, 21.asrın Alperenleri, Ülkücüleridir. Hepsininim ömrüne bereket diliyorum.

Arvasi hoca,rahmeti rahmana, 31 Aralık 1988 yılında kavuştu. Cenabı Allah sevgilimiz, önderimiz Hz. peygamber  (SAV) efendimize komşu olanlar zümresinden eylesin. Nur içinde yatsın…

Bu vesile ile ülkücü dünya görüşümüzün şekillenip olgunlaşmasında katkıları olan, Nihal Atsız’dan Alparslan Türkeş’e,  Dündar Taşer’den Galip Erdem abiye, Nureddin Topçu’dan Erol Güngör hocamıza,  Seyyd Ahmet Arvasi hocamızdan abimiz, genel başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’na Cenabı Allahtan rahmet diliyorum.

Cenabı Allah,  İmandan, Kuran’dan, Turan’dan ayırmasın…

Baki Selamlar.