Merhum Alparslan Türkeş’in vefatından sonra Milliyetçi Hareketin başına Dr. Devlet Bahçeli Bey seçilmişti. Hayli sevinmiştik. Akademisyen kökenli, uzun yıllar hareketin içerinde bulunmuş, bilge kişiliği ve beyefendiliği ile hareketi derler, toplar diye.
Ülkücü camianın büyük organı MHP’de bir slogan geliştirilmişti; “Devletin başına Devlet gelecek” diye…
Geçen 25 yılı aşkın süre içerisinde Cenabı Allah Devlet Beye Devlet’in başına geçme imkânı lütfetti ama bu bir türlü gerçekleşmedi. Bunu MHP’de siyaset yapan kardeşlerimizin öz eleştiri yapmasını bırakıyorum. Çünkü MHP’de siyaset yapmıyorum. Kendi iç meseleleri.
Uzun yıllar önce rahmetli Muhsin başkan zamanında Nizam-ı Âlem Ocakları (1995-1997) Genel Başkanlık görevini yapan Yavuz Ağıralioğlu Anahtar Partiyi kurdu. Yavuz bey, partisinin Trabzon ili ziyaretinde ‘devletin başına Yavuz gelecek’ sloganına ile karşılandı. Yavuz Ağıralioğlu kendisine hitap eden kitleye şu cevabı verdi:
“Devletin başına devlet gelsin,
Devletin başına akıl gelsin,
Devletin başına merhamet gelsin,
Devletin başına nezaket gelsin,
Devletin başına tasarruf gelsin,
Devletin başına harcadığı her kuruşun hesabını veren ciddiyet gelsin,
Devletin başına fakirliği bitirecek maharet gelsin,
Devletin başına emekliye yetecek kudret gelsin,
Devletin başına çiftçiye, hayvancılıkla uğraşana, esnafa yetecek maharet gelsin,
Devletin başına çocuklarımızın hayallerini bu topraklara bağlayacak yönetim kabiliyeti gelsin,
Devletin başına faizden, enflasyondan bizi kurtaracak, bizim memleketimizi, çocuklarımızı, emeklilerimizi, çalışanlarımızı, kadınlarımızı, kızlarımızı dağlarımızı, yaylalarımızı, sarıp sarmalayacak devlet ciddiyeti gelsin, Bunlar gelirse kim gelirse gelsin.”
Beklenen cevap idi. Çünkü biz Muhsin başkan ile siyaset yaparken hep “önce Türkiye öncü Türkiye” anlayışını öğrenmiştik. Biz başarılı olmasak da, bize nasip olmasa da ülkenin birliği, dirliği ve refahı önceliğimizdi. Doğru olan, güzel olan kimden gelirse gelsin hiçbir nefis yapmadan yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz.
Liyakatli şöhretsizler ile çıktığı yolda Yavuz beye başarılar diliyorum. Cenabı Allah hayırlı işlerinde başarılar ihsan etsin.
Bizi yönetecek devlet başkanındaki vasıfları yıllar önce rahmetli Ozan Arif Şirin, “Demem” şiirinde özetlemişti.
“Başka şey anlamam, Allah var Allah...
Bilmeyene devlet başkanı demem.
Her şey kadir O, Ondan maazallah,
Yılmayana devlet başkanı demem.
Baş dediğin tanımalı uğruyu.
Tanımazsa tazeleriz ağrıyı,
Bir yanlış içinden bir tek doğruyu,
Bulmayana devlet başkanı demem.
Bir ülkenin kemiğini etini,
Rüşvet, yiyip oynatırken atını,
Devlet tarlasından ayrık otunu,
Yolmayana devlet başkanı demem.
Kavgam var hemşerim, kavgam zilletle...
Türk-İslam düşmanı cümle illetle,
Milletle ağlayıp, yine milletle,
Gülmeyene devlet başkanı demem.
Rakı masasından devlet idare
Edilir mi beyler, bu mudur töre?
Şiddetten kalkıp ta hiç tefekküre,
Dalmayana devlet başkanı demem.
Öksüzün hakkını rakı mezesi,
Yapmanın, siz deyin nedir cezası?
Yaptığı her işte Allah rızası,
Olmayana devlet başkanı demem.
Hasbelkader bilmem ne olmuş diye,
Yaltaklık yapmam ben paşaya, beye.
Ömründe bir defa alnı secdeye,
Gelmeyene devlet başkanı demem.
Adaleti Ömer Radyallahıanh'dan
Mertliği Ali'den, ilmi Osman'dan,
Sadakati Bekir, feyzi Kur'an'dan,
Almayana devlet başkanı demem.
Ârif olan olmaz nefsin uşağı,
Harmana getirmez densiz başağı,
Türk-İslam aşkıyla baştan aşağı,
Dolmayana devlet başkanı demem”
“Ya devlet başa ya kuzgun leşe” şuuru ile çıkılan yolda, cenabı Allah yar ve yardımcımız olsun. Devletimiz baki, milletimiz huzurlu, vatanımız güvende olsun inşallah. Bu yolda olan herkese başarılar diliyorum. Kimliği, mezhebi, partisi, pırtısı, cemaati, meşrebi kim olursa olsun...
Baki selamlar..