Riskten bahis açmıştık, devam edeceğiz. Yaşıyorsak, nefes alıyorsak risk altındayız, riski yönetmek ise bir farkındalık ve hesap/kitap meselesi… Meşhur Murphy Kanunları'nın temeli şu söze dayanır: “Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir.” İşte belki de önemli olan, bu olasılığı göz önüne alarak hazırlık yapmak ve tedbir geliştirmektir.

Bu minvalde, kaza/olay öncesinde  önlemeye matuf yapılanların/tedbirlerin risk yönetimi; kaza/olay sonrasında ise etkiyi yada hasarı azaltmak için   yapılanların/müdahalelerin  ise kriz yönetimi olduğunun altını çizelim. Risk yönetimi tercih edilmediğinde çok daha maliyetli ve bedeli ağır olan olan kriz yönetimine ister istemez geçilir.

Yapılan araştırmalar,  kaza/olayların  % 98’inin insan/sistem  kaynaklı olduğu ve uygun risk yönetimi neticesi alınacak tedbirlerle önlenebileceğini ortaya koymuştur.

Risk yönetiminin: bir tür erken uyarı sistemi işletilerek önlem alınması, kaza/olayın ayak sesinin duyulması/görülmesi/hissedilmesi olduğunu söyleyebiliriz.  Kazalar, hiçbir zaman tek bir sebebe binaen meydana gelmez. Ancak olay yerinde genellikle tek bir sebep üzerinde durulur ve kamuoyu tarafından öyle bilinir. Kazaları oluşturan unsurlar  farklılık arz etmekle birlikte genellikle güvensiz hareketler, uygunsuz çalışma koşulları, yetersiz nezaret ve kurumsal etkilerin bileşkesi, kazanın anatomisini oluşturur.

Ülkemizde iş kazalarıyla günde ortalama 4 kişi ölürken trafik kazalarında ise  günde yaklaşık 15 kişi ölmektedir. Bu kazalar, genellikle geliyorum demiştir, ancak duyan olmamıştır.  “Kazalar başkaları için, bana bir şey olmaz” şeklinde kültürel yaklaşımın da kazanın meydana gelmesinde önemli bir etken olduğunu da vurgulayalım.  Günümüzde iş güvenliğinin sağlanması diğer bir ifadeyle iş kazalarının önlenmesi şirketler için hayati önemdedir. İş kazasında dolayı çalışan  ölümleri nedeniyle itibarsızlaşan ,  aile dramlarına yol açan,  kapanan / iflas eden şirket haberleri medyada yer almaktadır.

Kaza istatistikleri, ülkeler için  bir gelişmişlik ölçütü olarak değerlendirmektedir. Genellikle, büyük kaza ve kitlesel ölümlere üçüncü dünya diye nitelenen gelişmemiş ülkelerde rastlanmaktadır. Gelişmiş ülke insanlarının eğitimli, duyarlı ve kurallara riayet eden ve güvenlik altyapısı sağlam kabul edilmektedir.  

Ülkemiz için güvenlik kültürü ve eğitiminde alması gereken daha çok yol olduğu değerlendirilmektedir…