Hafta sonu, Konya Dedeman'da, Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün organize ettiği, Konya Selsebil Derneği'nin de katkıda bulunduğu, yazar ve ilim adamı, mütefekkir Mustafa İslamoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı “Vakıf ve İktisat” konferansındaydım.

Nezih bir salon, nezih bir katılımcı kitlesi vardı. Konferansa başta Konya Valisi Muammer Erol, Konya Vakıflar Bölge Müdürü Metin Evsen olmak üzere, Prof. Dr. Abdullah Özbek, Prof. Dr. İbrahim Sarmış gibi İlahiyat Hocaları, Öğretmen  ve Üniversite öğrencileri vardı.

Siyasî Parti Başkanları, İl ve İlçe Müftüleri, Milli Eğitim Müdürleri, bazı olması gereken Sivil Toplum Kuruluşları ve Başkanları nedense yoklardı.

 Bayan dinleyiciler sanki daha çoktular. Özellikle anneler, elinden tuttuğu, kucağında avuttuğu çocuklarıyla gelmiş, salonu doldurmuştu. Yer bulamayıp, iki saate yakın bir süre ayakta sessizce ve dikkatle konuşmayı dinleyenler de vardı.

İşin ilginç boyutu, küçük çocuklar da, bebekler de fazla gürültü yapmadan, huzuru bozmadan, annelerini üzmeden konuşmayı adeta dinlediler.

Konferans öncesi, telgraf gönderen Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı'nın mesajı nedense fazla alkışlanmadı.

Mustafa İslamoğlu, Kayseri doğumlu, Kayseri Y.İ.Enstitüsü ve Ezher mezunu, özellikle Tefsir alanında yoğunlaşmış, Yürek Devleti, Alimler ve Sultanlar, Yahudîleşme Temayülü, Pasif İyiden Aktif İyiye, Üç Muhammed, Hayat Kitabı Kur'an Gerekçeli Meal-Tefsir ve Kur'an'a Göre Esma-i Hüsna gibi önemli pek çok eseri bulunan ciddi ve gayretli bir ilim adamı. Kendini Kur'an çalışmalarına adamış samimi ve ihlâslı bir vakıf insan.

Kendine has mütevazi görüntüsü ve tatlı üslubuyla Vakıf, Vakfetmek, Vakfolmak ve Vakfı koruyan, besleyen Bahçıvan olmak konularına değindi. Vakıf ve Vakfetmekle ilgili örnekler verdi. Adanmak ve adanmış olmakla ilgili önemli bilgiler verdi.

Osmanlılar döneminde 228 bin vakıf olduğunu, bunlardan bazılarının isimlerini belirtti. Kar Vakfı, Teneffüs Vakfı, Pabuç Vakfı, Gömlek Vakfı, Yetimlere Analık ve Babalık Vakfı, Leylek Vakfı, Meyve Vakfı, Borçluları Hapisten Kurtarma Vakfı, Yetim Çeyizi Donatma Vakfı gibi ilginç vakıf örneklerinden ve faaliyet alanlarından söz etti.

Allah için vermenin, Allah için harcamanın, Allah için infak etmenin, Allah için vakfetmenin, serveti, malı, parayı ve eşyayı bâkî ve kâmil haline getirdiğini, fâni olmaktan yok olmaktan kurtardığını, meta' olmaktan çıkardığını anlattı. Allah için vermek, vermek değil almaktır, diyerek Allah için verirsen alırsın, İbrahim gibi Allah için İsmail'i verirsen, hem İsmail'i hem de hediye olarak İshâk'ı alırsın yanında, dedi. Vakfederek malımızı mülkümüzü ve servetimizi sağa sola elimizden kayıp gidecek eşyalarımızı tutmuş oluyoruz, açıklamasını yaptı.

İslamoğlu, tam bir söz ustasıydı. Vahye ve akla uygun cümleler kuruyor, anlaşılır örnekler sunuyordu. Vakfetmek yani adamak, vakıf insan olmak, ilk vakıf insanın Hz. Muhammed'in yolunu takip etmek, vakıf insan diyebileceğimiz diğer Peygamberleri, Allah dostlarını ve İslâm Büyüklerini iyi bilmek ve tanımamız gerektiğini söyledi.

Nezr, bedenin Allah'a adanmasıydı, Tebtîl, varlığın Allah'a adanmasıydı.

İman, kalbin Allah'a adanmasıydı, İslâm hayatın Allah'a adanmasıydı, Cihad, mücadelenin Allah'a adanmasıydı.

Dua, talebin Allah'a adanmasıydı, Namaz vaktin Allah'a adanmasıydı, Zekât, infak, sadaka servetin Allah'a adanmasıydı, Oruç, istek ve arzuların Allah'a adanmasıydı, Hac, mesainin Allah'a adanmasıydı.

Vakıf, malın Allah'a adanmasıydı, Kurban kanın Allah'a adanmasıydı, Şehadet, davranışın Allah'a adanması, yani örnek insan olma misyonuydu.

Tebliğ, sözün Allah'a adanması, Davet, çağrının Allah'a adanması, İstiğfâr, özeleştirinin Allah'a adanmasıydı, yani vakfedilmesiydi.

Özellikle çocuğa hasret, İmran eşi Hanne'nin, bir kuşa bakıp Allah'tan dua edip, Meryem'e hamile kalması ve O'nu daha karnında iken Allah için vakfetmesi, adaması olayı çok ilginçti. 

Hanne bize biricik evladını daha doğmadan Allah'a vakfetmeyi, adamayı öğretiyor, amcası Zekeriya Peygamber yardımcı olmanın boyutlarını aşıyor ve Meryem adanmanın hazzını yaşıyordu. Bu yüce dâva, fedâkarlıkla günümüze kadar ulaşmıştı. Bu olaydan esinlenerek İslamoğlu şöyle bitirdi, sözlerini:

“Ya vakfet, adayan ol Hanne gibi,

Ya vakfedilen, adanan ol Meryem gibi

Ya adananlara bahçıvan ol, Zekeriya gibi

Sakın dördüncüsü olma, helâk olursun”

Teşekkürler Konya Vakıflar Bölge Müdürü Metin Evsen, teşekkürler Konya Selsebil Derneği, teşekkürler Mustafa İslamoğlu.

 

                                                          TA'ZİYE

Salı ve Çarşamba günlerinde Manisa'nın Soma ilçesinde meydana gelen kömür ocağında meydana gelen maden kazasında şu ana kadar hayatını kaybedip, şehîd olan 232 maden işçisi kardeşimize Allah'tan rahmet, yaralananlara acîl şifâlar diliyor, ölenlerin yakınlarına sabr-ı cemîl niyaz ediyorum.

Rabbim, yurdumuzu ve milletimizi bu tür felâket ve musîbetlerden korusun. Bu acıları bizlere tekrar yaşatmasın.

 

                                                          GÜNÜN ÂYETİ

Ey İman edenler! Allah'tan sabrederek ve namaz kılarak yardım isteyin. Allah, sabredenlerle beraberdir.

                                                                                                              Bakara:153