Daha dün başlamıştık Ramazan ayına, rahmet, mağfiret ve Kur'an ayına. Nasıl tutacağız, günler çok uzun. Mevsim sıcak mı sıcak diye de telaş yapmıştık?
Çok sıcak olacak derken, ilk on gün oldukça serin geçti. Bir hafta on gün de sıcaklar kendini gösterdi. Şimdilerde ise yağan yağmurun getirdiği serinlikle Kadir Gecesine, içinde Kadir Gecesinin bulunmadığı bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesine kavuştuk.
Kadir Gecesi, Kur'an'ın Hz. Peygamber'e indirilmeye başlandığı, meleklerin ve Ruhun(Cebrail) her bir iş için, fecrin doğuşuna kadar, Rablerinin izniyle inip, selâmet dilediği bir gecedir.
Atalarımız Her geceni Kadir bil, her geleni Hızır bil demişlerdir. Yani her geceyi Kadir Gecesi gibi ihya edip, değerlendirmek. Kulluk şuuru içerisinde yaşamaya çalışmak.
Kur'an'ın gönderilmeye başladığı bu gecede ve diğer gecelerde, sadece gecelerde değil, gündüz vakitlerinde, bütün hayatımızda, ömrümüz boyunca Kur'an'la iletişimimizi koparmamak,
Ne kadar çok hatmedeceğimizi değil, ne kadar çok akledeceğimizi, ne kadar çok anlayacağımızı iyi bilmek ve uygulamak zorundayız.
Ramazan ayı, özellikle hatimle kılınan teravih namazları, sabah ve gündüz vakitlerinde okunan karşılıklı mukabeleler, Kur'an'dan verilen dersler, Kur'an'ı anlamak ve yaşamak için bir vesile olmuşlardır.
Teravih namazlarını hatimle kıldıran hafız hoca kardeşlerimi tebrik ediyorum. Gerçekten çok zor bir işi başarıyorlar. Kolay değil, her teravihte bir cüz, yani 20 sahife, her rekâtta bir sahife Kur'an'ı hatasız, anlaşılır bir netlikte, su gibi okumak alkışlanacak bir durumdur.
Kısa sure ve âyetlerle teravih kılınan camilere ve mescitlere göre yarım saatlik bir farklılık gösteren hatimli teravihler, hem daha anlaşılır, hem daha dinlendirici, hem de daha çok huzurlu olmaktadır.
Bu Çarşamba, evimin yanında gittiğim Akkabak Mehmet Ağa Camii'nde kıldığım hatimli teravih namazında Camii İmamı Ali Erdoğan kardeşimiz 25. cüzü okudu.
Sırasıyla Fussılet, Şura, Zuhruf, Duhan ve Casiye surelerini dinledik. Her sure okunuşunda, her âyeti tek tek anlamaya çalıştım. Âyetlerin bir kısmını anlayabiliyor, kıldığım namazdan büyük bir haz alıyordum.
Bazı gençler ellerindeki cep telefonlarından okunan sureleri namaz aralarında takip ediyorlardı. İki rekâtta bir selam, okunan salavatlar, ikram edilen sular, gayet hoştu.
Şura Suresi 49 ve 50. âyetler, Zuhruf Suresi 36. âyet ile Casiye Suresi 28 ve 29. âyetlerin anlamları aklımda kalan âyetler oldu.
Şura suresinin 49 ve 50. âyetleri bebek bekleyen, bebek bekleyip de bebeği olmayan, çocuklarımızı bize bağışlayan Rabbimizi hatırlatan âyetlerdi.
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocuklar lütfeder ve dilediğine erkek çocuklar ihsan eder.
Veya onları erkekler ve kızlar olmak üzere beraber çift, ikiz olarak verir. Dilediğini de kısır bırakır. Muhakkak ki O, Alîm hakkıyla bilendir. Kadir, her şeye gücü yetendir.
Sonuçta kız ya da erkek çocukları veren, onları tek ya da ikiz veya üçüz ve yahut daha fazla ihsan eden, bazen de hiç vermeyen Allah'tı.
Zuhruf suresi 36. âyet ise Kim Rahman'ın zikrini görmezlikten gelirse, biz ona bir şeytan musallat ederiz de O, ona arkadaş olur buyurarak, Allah'ın zikrinden, Kur'an'dan ve kulluktan uzak olan insanların arkadaşının Şeytan olduğunu ifade etmektedir. Bu âyet bize Boş insanın kalfası Şeytan'dır hatırlatmaktadır.
Casiye suresinin 28 ve 29 âyetleri ise dünya hayatında iyi kötü bütün yaptıklarımızı yazan ve kaydeden bir kitaptan, bir kitabımızın olacağından söz ediyor.
Bugün Kadir Gecesi. Bin aydan daha hayırlı bir gece. Duaların ve ibadetlerin kabul olunduğu bir arınma, bir yeniden diriliş gecesi.
Kadir Gecesini, bu gecenin ikramı olan Kur'an'ı okuyarak ve anlayarak geçirmeliyiz. Kur'an'ı açıp bakınca göreceğiz ki her âyet her sure bize hitap ediyor, bize sesleniyor.
Allah'ın adıyla Oku! diyor. Oku kitabını! buyuruyor.
Her geceniz Kadir olsun. Hayırlı ve bereketli Cumalar.
GÜNÜN SÖZÜ
DAİMA ARA, BUGÜN ALTIN ARARKEN BAKIR BULURSUN. YARIN BAKIR ARARKEN ALTIN.
Cenap Şehabettin
