İlişki, insana anlam, mutluluk, huzur, güven gibi öğelerle bezeli derin bağlar sunan bir yapıdır. Geçen hafta bu bağların sınır koymadığımızda nasıl zarar görebileceğinden bahsetmiştik.
Bu hafta ise her yerde bahsi geçen sağlıklı sınırları nasıl inşa edebiliriz, biraz bundan bahsedelim istiyorum.
İlişkilerin sağlıklı ilerleyebilmesi için kişilerin kendi sınırlarını bilmesi ve karşıdaki kişinin de sınırlarına saygı duyması hayati önem taşır.
Sınır dediğimizde birçoğumuzun aklına kişileri kısıtlayan bir yapı gelebilir; lakin sağlıklı sınırlar, ilişki zeminini sağlamlaştıran unsurlardandır.
Peki, sağlıklı bir sınır nasıl çizilir?
-Duygularımızı tanımak ve vücudumuzun tepkilerine kulak vermek
En çok nerelerde öfkeli, gergin hissediyorsanız o anları düşünmenizi istiyorum. Çünkü orada sınırlarımızı zorlayan bir durum olması muhtemeldir. Olay anında duygularımızı ve fiziksel belirtileri bir rehber gibi düşünüp neyin rahatsız ettiğini bulabilir ve değişmesi yönünde aksiyon alabiliriz.
Örneğin, Bir arkadaş ortamında partneriniz sizinle ilgili bir konuyu dile getirdi ve bu sizde rahatsızlık oluşturduysa, partnerinizden bu konuları o ortamda konuşmamasını isteyebilirsiniz.
-Açık ve net iletişimde olmak
İlişkide olduğumuz insanla açık ve dürüst bir şekilde konuşmalı, ilişkiden beklentimizi net bir şekilde belirtmeliyiz.
Örneğin, özel günler sizin için önemliyse bunu belirtebilirsiniz. Yaptığı bir şakadan hoşlanmadıysanız yine bunu belirtip bir daha yapmamasını isteyebilirsiniz. Burada önemli olan, suçlama şeklinde değil, ‘Ben bundan hoşlanmıyorum’ şeklinde aslında karşıdaki kişiye de sizi tanıması için bir fırsat sunmaktır.
-Hayır demekten korkmamak
Çoğu zaman bir şeye “hayır” dediğimizde bu bencilce bir davranış gibi gelebilir. Aksine, bu kelime sizin ve karşınızdaki kişinin duracağı yeri bildirmesi açısından önemlidir.
Bazen hayatın hengamesine öyle bir kapılıyoruz ki, sadece “hayır” diyemediğimiz için karşı tarafın ihtiyacı olan her şeyi karşılarken kendi ihtiyaçlarımıza ne enerjimiz ne de gücümüz kalıyor.
-Kendimizi Tanımak ve İhtiyaçlarımızın Ne Olduğunu Analiz Etmek
Toplum olarak karşıdakinin ihtiyacına odaklanmaya meyilliyiz. Bunu kültürel anlamda kıymetli bulmakla beraber, önceliği kendimizi tanımaya vermeliyiz.
İnsan kendini tanımadan “Neye ihtiyacım var? Neyi seviyorum, neyi sevmiyorum? Becerilerim ve yetkinliklerim neler?” gibi sorulara yanıt bulamaz. Kendi sınırlarını oluşturamayan biri, karşıdaki kişinin sınırlarını ihlal etme riski taşır. Bu da karşı tarafa iyilik yapıyoruz gibi görünse de sınır ihlali demektir. Bir süre sonra yaşanacak sorunların köklerini salmaya başlaması anlamını taşır.
Örneğin, “Bugün sadece kitap okumaya ihtiyacım var” demek, karşıdaki kişiyi istememek anlamına gelmez. Sadece o anda ihtiyacınız olan şey o eylemdir, o kadar.
- Karşılıklı saygıyı muhafaza etmek
Sınır koymanın amacı, sadece kendimizi tanıyıp sınırlarımızı belirlemek ve insanların buna uymasını beklemek değildir. Aynı şekilde, karşımızdaki kişinin de sınırlarına saygı göstermektir. Sağlıklı ilişkilerde kişiler birbirlerinin alanını tanır ve bu alana saygı gösterir.
- Sınırlarda esneklik
Sınırların öneminden bahsettik; ama kaçırılmaması gereken bir nokta, bu sınırların bağı koparacak kadar kırılgan olmamasıdır. Bazen ilişkinin dinamiğine göre sınırların esnetilmesi gerekebilir. Böylelikle ilişkide iki taraf da hem kendi hem de partnerinin ihtiyaçlarını karşılayan bir denge kurabilir. Uzlaşma yine açık ve dürüst diyalogla sağlanmalı ,kişiler hangi konularda birbirinden esneklik istediğini belirtmelidir.
Son olarak;
Sınırlar, insanları birbirinden uzaklaştıran değil, ilişkilerin sağlıklı şekilde derinleşmesini sağlayan çizgilerimizdir. Kendimizi tanıyarak atacağımız adımlar, sessizce içimize attığımız her duygunun bir gün volkan gibi gün yüzüne çıkmasını engeller.
Olaylar sırasında aksiyon alabilmek, kendimizi bildiğimiz noktalarda ilişkide olduğumuz kişiye bunu söylemek, ani patlamalarla ilişkinin zarar görmesini önler.
Sağlıklı sınırlar, karşı tarafın kişiselleştireceği şeyler değil, derin bağlar kurmanın anahtarıdır.
2025’in, hatalarımızdan ders çıkarıp sırtımızda değil cebimizde taşıyacağımız, bize rehberlik edecek öğretilerle dolu bir yıl olmasını dilerim.