Dünyanın oluşumundan beri, belirli fayların sismik yönden aktif bulunan bölgelerde depremlerin oluştuğu ve sonucunda can kayıplarının, maddi ve manevi kayıpların olduğu bilinmektedir.

Türkiye dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Deprem Bölgeleri Haritasına göre, yurdumuzun %92’sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95’inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98’i ve barajlarımızın %93’ünün deprem bölgesinde bulunduğu bildirilmektedir.

Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi zaman zaman da yaşanılan depremlerle büyük can ve mal kaybına uğramaktayız.

Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına “DEPREM” denir.

Deprem, insanın üzerinde yaşadığı, hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.

 AFAD'ın verilerine göre 6 Şubat pazartesi sabahı saat 04:17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7 olan deprem, yerin 7 km altında gerçekleşti. Aynı gün saat 13.24'te merkez üssü aynı ilin Elbistan ilçesi olan 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiştir. Deprem başta Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlı Urfa olmak üzere 10 ilimizde hasara neden olurken ülkemizin birçok ilinde de hissedilmiştir. Bu 10 ilimizin kapladığı alan 81.543 kilometre karedir. Türkiye yüz ölçümü 783.562 kilometre kare olduğuna göre bu 10 ilimiz ülkemizin %10.41’ini kaplamaktadır. 2022 yılı nüfus verilerine göre toplam 12 392 451 kişi depremde büyük zarar gören bu 10 ilimizde yaşamaktadır. Türkiye nüfusunun 85 279 553 olduğu dikkate alınırsa %14.53’lük nüfus bu bölgemizdedir. Son yıllarda Suriye’deki olaylar ve savaştan kaçanların da yoğun olduğu dikkate alınırsa bölgede ki bu illerimizde yaklaşık 13 milyon civarında insan yaşamaktadır.

6 Şubat 2023 tarihinde şiddeti 7.7.ve 7.6 olan iki büyük deprem ve depremlerden sonra küçümsenmeyecek şiddette ve çok sayıda artçı deprem yaşanmış ve yaşanmaktadır. Depremde on ilimizde büyük hasar meydana gelmiş ve binlerce can kaybedilmiştir.

“Sismoloji” bilim dalı olarak depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yer küresi içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtlarını ve kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları incelemektedir. Deprem gündeme gelince konu uzmanı bilim adamlarının görüşleri, tavsiyeleri ve alınması gerekenler televizyonlarda veya basında yer almaktadır.

Yer bilimcilerinin ve ilgili diğer bilim dalı öğretim üyelerinin görüş ve önerileri ne kadar dikkate alındığı deprem sonrası oluşan kayıplarla değerlendirilmelidir. Bu yapıları yapanlar, kontrol eden ve ruhsat mercileri ilgili yönetmeliklere ne kadar uyduklarını deprem görüntülerinde görmekteyiz. Aynı alanda çok sağlam kalmış binaların yanında tamamen ağır hasarlı ve yıkılmış adeta olduğu yerde çökmüş, yığılmış binaları görmekteyiz. Deprem sadece binalarda değil yer kabuğu üzerindeki yol, köprü, baraj, su, gaz ve elektrik hatları gibi birçok yapıya da zarar vermektedir. Son günlerde basın ve yayın organlarında gördüğümüz deprem sonrası görüntüler insanımızın her safhada ne yaptıklarını ve ne yapmamalarını düşünmeleri açısından ibret alınması gereken görüntülerdir. Bazı yapıları yapanların üç kuruş fazla kazanma hırsı için böyle kötü yapıları yapmamalı ve ilgililerde daha sağlıklı kontrol yapmalıdır.

Depremin görüldüğü 10 ilin alanı oldukça geniş olup Türkiye’nin %10.41’ini ve yaşayan nüfus da %14.53’ü gibi önemli bir oranı kapsamaktadır. On il sınırları içinde çok sayıda yerleşim yerinde görülen bu son depremde yardım ve kurtarma çalışmaları da bu oranda büyük önem taşımaktadır. Türkiye her zaman olduğu gibi tek vücut olup deprem yaralarını da saracaktır. Kurtarma ekibinde görev alanlara Allah’ım kolaylık ve güç versin. Kaybedilen canlara Allah rahmet eylesin, yaralılara acil şifalar versin. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve Türkiye’me baş sağlığı dilerim.

Gün birlik ve beraberlik günüdür. Türkiye bu birliğini böyle durumlarda her zaman göstermiştir. Duamız böyle afetlerin bir daha yaşanmaması içindir.

Bir tabiat olayı olan depreme karşı gerekli tedbirler alınmalı ve ülkemizin bir daha böyle acılar yaşanmaması için herkes üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmelidir.

Geçmiş olsun Türkiye’m.