Özel Başak Koleji'nde öğretmenlik yaptığım günlerdeydi. Öğrenci servisinde öğrencilerimizle birlikte okula gidiyorduk. Muhacir pazarı civarında Meram Kaymakamlık binası yakınlarında 10. sınıf öğrencisi bir kızımızı servis aracına aldık. Kız öğrencimiz cep telefonunu evde unutmuştu. Bir anda rengi değişti. Arkadaşından aldığı telefonla annesini aradı. Telefonunu okula getirmesini istedi. Okul Tıp Fakültesi Hastanesi karşısında, uzak olması sebebiyle ya da başka bir sebepten, anne olumsuz cevap vermiş olmalı ki kızımız herkesin içinde annesine demediğini bırakmadı. Bağırdı çağırdı. Gözü dönmüş gibi, kimseyi görmüyordu.

Aman Allah'ım ne sözler, ne tehditler, ne hakaretler.”Cep telefonum” diyordu da başka bir şey demiyordu. Kendisini uyarmak zorunda kaldım. Annesine böyle konuşmaması gerektiğini kibarca söyledim. “Ben cep telefonsuz yapamam” diyerek ağlamaya başladı. Aracın içinde diğer çocuklarla birlikte zor teskin ettik. Nihayet yol bitti, okulun bahçesine girdik.

Güzel bir okul sabahına bu olay sebebiyle çok da güzel başlayamadık. O gün bu gündür nerede elinde cep telefonu bir kız çocuğu ya da erkek çocuğu görsem, öğrenci olsun olmasın bu olayı hatırlarım.

Toplum ne kadar değişti? Şimdi küçücük çocukların elinde bile cep telefonu var. Hem de en pahalısından, en gelişmişinden. Bir evde hemen hemen her ferdin elinde cep telefonları. GSM şirketleri para üstüne para kazanıyorlar. Cep telefonları iletişim aracı olmaktan çıkmış bir oyun ve eğlence aracına dönüşmüş. Birbirine resim gönderen, mesaj atandan tutun da haber gönderene kadar, birçok uygulama. İnternet iletişimi olan akıllı telefonlar her şeyi elinizin altına kadar getiriyor.

Facebook, twitter, ilginç ses ve görüntü alma uygulamalarından tutun da, internet bankacılığına, e-okuldan, e-ticarete kadar pek çok işi oturduğunuz yerden kolayca yapabiliyorsunuz.

Her türlü bilgiye, kitaba, şiire, videoya, şarkı ve türküye kolayca ulaşabiliyorsunuz, zorlanmadan, sıkıntıya katlanmadan.

Yeni kuşak nesiller artık yemek sofrasına ya da masasına oturduklarında Besmele çekmeyi bırakmışlar resim çekiyorlar.

Yeni nesil kuşakla, öz evladımız, çocuklarımız elleri ceplerindeki cep telefonlarında bakmadan binlerce mesaj yazıp gönderebiliyorlar.

Yine bu nesil, sokaklarda, kaldırımlarda, dolmuş ve otobüslerde, tramvayda yürürken, oturup yolculuk yaparken sürekli cep telefonlarıyla yüz yüzeler. Ya konuşuyorlar ya oyun oynuyorlar ya da mesaj atıyorlar.

Hiçbirinin sağından, solundan, önünden ve arkasından gelenden gidenden haberi yok. Hepsi fena fi-l cep telefonu olmuş adeta uçuyorlar. Cep telefonları kendilerine ayrı bir değer katıyor. Ellerinden alıverseniz kendilerini boşlukta, sanki çırılçıplak kalmış gibi hissediyorlar.

Araç kullanırken dahi cep telefonuyla konuşacağız diye kaza yapandan geçilmiyor. Çoğu, trafik akışının normal seyrini alt üst ediyor. 

Millet olarak cep telefonlarını çok sevdik ama onları kullanmasını bilmiyoruz. Nerede ne zaman nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Onları iletişim aracı olmaktan çıkarıp bir oyun ve eğence aracına dönüştürdük. Kendi içimize kapandık. Çevremizdeki insanlarla iletişime son verdik. Sevgiyi, muhabbeti, sohbeti unuttuk.  Hayatın gerçeklerini düşünmez olduk. İyiye de kötüye de kullanılması mümkün olan, bu teknolojik harikasını çoğu zaman kötüye kullanmaya çalıştık. İnsanlardan kaçtığımız, sanal bir limana dönüştürdük.

Yalnızlaştık, kısacası bir tuhaf olduk.

                                          HEM NALINA HEM MIHINA

ÖZBOYACI ALTIN'IN HAVASI 

Özboyacı Altın, sanırım “Sevgililer Günü” ile ilgili olarak gazeteler ve gazetemize verdiği reklâmlarda “Havada Aşk Kokusu Var” diyerek sattığı ürünlerin tanıtımını yapmış. 950 TL'lık alışveriş yapana vereceği parfümün adını da vermiş.

-Ziya Özboyacı Ağabey iyi de “Havada Aşk Kokusu Var” da, ceplerimizde para kokusu kalmadı ki.

HALLEDERİZ KADİR

Gazetemizin geç yeteneklerinden Mustafa Güzey, Konyalı olup ta Konya dışında yaşayan ünlülerle konuşmaya ve konuşturmaya devam ediyor. Onlarla hoş sohbetler yapıyor.

En son “Hallederiz Kadir” tiplemesiyle tanınan tiyatro ve sinema sanatçısı Levent Ülgen'i konuşturmuş.

“Hallederiz Kadir” konuşması arasında “Tuvalet bile temizledim. Çok hata ettim. Çok Nemrut biriyim.”dedikten sonra, Konya hakkında da “Konya'nın eski tadı kalmadı, çok TUTUCU oldu “ buyurmuş.

Halllederiz Kadir, sen Konya'yı Akasya Durağı zannettin galiba. Konya TUTUCU değil. Konya TUTUCU olsaydı seni bağrına basar mıydı? Sana tam bir sahife ayırıp misafir eder miydi?

Sen yine Konya'yı ziyarete ve sevmeye devam et. Biz de o işi hallederiz.

 

GÜNÜN SÖZÜ

İYİLERLE GEZERSEN ALIRSIN MERTEBE

KÖTÜLERLE OLURSAN DÖNERSİN MERKEBE