20 yıl önceydi.
1994 mahalli seçimlerinden hemen sonra o dönem çalıştığım gazeteden ayrılıp Ankara'nın yolunu tutmuştum.
Zaman su gibi akıp gitti.
Yine bir mahalli seçim öncesi dönüyorum ama fiziken değil haftada bir Yengün'deki yazılarımla sizlerle olacağım.
Her ne kadar zaman su gibi aktı, geçti diyorsak da yaşarken pek öyle kolay geçmiyor.
Acısıyla tatlısıyla neler yaşandı neler..,
Genç, idealist bir gazeteciyken ayrıldığımız Konya'dan sonra yerleştiğimiz Ankara'da, Türk basının önemli medya kuruluşlarında yıllarca mücadele verdik.
Eğer gazetecilikte önemli bir kariyerse, yıllar süren parlamento muhabirliğinin ardından ulusal gazetelerde köşe yazarlığı ve yine ulusal televizyonlarda programcılıkla meslekte oldukça tecrübe kazandık.
Araya sıkıştırılan ve tamamı siyasi olan 10 kitap da çabası.
Geldi geçti zaman belki ama 20 yıl sonra bu köşede de olsa döndüğümüz Konya'da değişen fazla bir şey yok! demeyi çok isterdim.
Maalesef dünyada her şeyin değiştiği gibi Konya da değişmiş.
Rahmetli Özal, değişime ayak sürüyen bürokratlarına sinirlendiğinde gözlüğünü çıkartıp eliyle sallar ve Yahu iki gözüm değişmeyen bir tek Con Ahmet'in devr-i daim makinesi. Her şey değişiyor, bir tek sizin kafanız değişmiyor ya!! dermiş.
Konya'nın da değişmesi normaldi ama üzülerek ifade edeyim ki Konya'daki değişim çağın gerisinde kalan hatta Konya'yı bir şehir olarak geriye götüren bir değişiklik olmuş.
Aile bağlarımız kuvvetlidir, sık sık sıla-i rahim ziyareti için memleketimize gelir gideriz.
Maalesef ki görüntü, bir Konyalı olarak üzüntü verici.
Zira gönül ister ki coğrafi açıdan yönetilmesi, planlanması, idare edilmesi ve yaşanması çok kolay bir şehir olan Konya , yaşam kalitesi olarak ileri medeniyet seviyesine ulaşsın.
Ama nerede??
Acıdır ki 25 yıldır Konya'yı yöneten zihniyet yine üzülerek ifade ediyorum ki günümüzde çok kullanılan 'Kentsel dönüşüm' ifadesinin aksine ciddi bir şekilde Köysel Dönüşüm'e tabii tutulmuş bir kent halini almış.
Büyükşehirlerin en büyük sorunu trafiktir; fakat Konya gibi bir büyükşehirde trafik sorunu yaşandığını gördükçe plansız, programsız ve partizanca idare anlayışının Konya'yı getirdiği nokta üzüntümüzü bir kat daha artıyor.
Dedik ya, yönetilmesi en kolay şehirlerden biri güzel memleketimiz.
Tarihi, kültürel hizmetlerden geçtik, insanların en önemli meselesi olan trafik gibi can alıcı bir konuda bırakın ileri gitmeyi, her geçen gün geri geri gidilmesine içimiz burkuluyor.
Her ne hikmetse hikmeti bizce malum- kent merkezinde trafiği rahatlatmak için çareler aranıp yeni yollar yapılacakken, bir kaldırım taşı döşeme hastalığına bulaşmış Konya'nın yerel yöneticileri.
Kimi yerde iki metre eni olan kimi yerde dört metreye kadar çıkan kaldırımları gördükçe acı acı gülümsüyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Akyürek'in En büyük hayalim metro mealindeki sözlerini de bir gazetede görünce hem güldüm hem üzüldüm.
25 yıldır Konya'yı idare eden zihniyetin son 10 yıldaki temsilcisi Konya'nın bugün ve gelecekte en önemli sorunu olan trafiği çözecek en önemli aracını halen hayal ediyor.
Acı veren bir tablo.
Yerel yönetim demek elbette sadece trafikten ibaret demek değil; ama açıkçası getiri-götürü hesabı yapıldığı zaman en önemli sorunudur.
Bu konuda bile akıllıca bir adım atamayan bir yönetim anlayışı ile yeni bir mahalli seçimlere girilirken haftada bir gün de olsa bu köşede sizlerle olacağız.
Konya'dan ve Türkiye'den güncel siyasete dair bilgi ve birikimlerimizi sizlerle paylaşacağız.
Şimdilik bu kadar, selam ve dua ile.