Yeter artık. Bıktık, usandık. Sizlerin kavgasını izlemekten, sizleri dinlemekten gına geldi. Bu kavgada amacınız bizi yormak mı yoksa?  Hadi az kaldı, amacınıza ulaşacaksınız.

Bu kavga, bu nefret neyin nesi? Bu nefret ve öfke dili niçin? Neyin mücadelesini yapıyorsunuz? Hangi taraftasınız? Birbirinizin açığını aramaktan, ayıbını araştırmaktan, hasetten, kasetten, montajdan, dublajdan, iftiradan, gıybetten ve su-i zandan bıkmadınız mı?

Hani düşmanlara karşı şiddetli ve öfkeli, din kardeşlerimize karşı şefkatli ve merhametli olacaktık? Kimin oyununa geliyor, kimin oyun ve piyonu oluyoruz?

Hani Yahudi ve Hıristiyanları, kafir ve müşrikleri dost edinmeyecektik, inananlarla dost ve kardeş olacaktık, hani Tağutların ve Şeytanların arkasından koşmayacaktık.

Hani parayı, kadını, makam ve mevkiyi görünce değişmeyecektik. Hani dinli ve dinsiz insanlığını satan satış elemanlarına, din bezirgânlarına, sahte şeyh, sahte mürşid ve sahte mehdilere aldanmayacaktık?

Hani Rabbimiz bir, Kitabımız bir, Peygamberimiz bir, Kıblemiz birdi? Hani Ülkemiz bir, Bayrağımız birdi? Bu kadar bir varken, bir olmak, diri olmak, iri olmak varken hangi küçük hesapların içinde bölünmeye doğru gidiyor ve yolumuzu şaşırıyoruz?

Bölünürsek yok olacağımızı, bölüşürsek tok olacağımızı bilmiyor muyuz? Sahi neyin kavgası bu? Kemik kavgası mı, çıkar kavgası mı?

Hani Allah'ın emri olan Kavl-i Leyyin(yumuşak söz), Kavlen Ma'rufa (doğru ve hayırlı söz), Kavlen Yesîra (kolaylaştırıcı söz)nerede? Kavlen Sedida, sözün sağlamı nerede? Hani Kur'an ve Sünnet'i referans alıyorduk? Hani mü'minler kardeşti? Hani iki mü'min kardeşin arası bozulursa islâh edecektik?

Bu ifsadlar, bu lanetler, bu beddualar neden? Bu açgözlülük, bu hırs ve tamah, bu kibir, bu enâniyetler niçin? Ölmeyecek miyiz?

Ölüme ve ölümden sonraki hayata inanmıyor muyuz? Hesap ve suale, sahip olduğumuz bütün ni'metlerden hesaba çekileceğimize inanmıyor muyuz?

Damarlarımıza her gün pompalanan, birilerini bizlere bakıp kıs kıs güldüren, el avuç oğuşturtan bu zavallılığımızdan, bu aymazlığımızdan ne zaman vazgeçeceğiz?

İçimizde oynanmak istenen oyunları, bizlere kurulan hile ve tuzakları, kumpasları ne zaman fark edeceğiz?

Elin Amerika'sı, Avrupa'sı İslâm Âlemi'nde oluk oluk kan akarken ses çıkarmazken, kendilerinden bir kişi öldü diye Birleşmiş Milletleri ayağa kaldırmaya çalışması dikkatimizi çekmiyor mu?

Kırım'da oynanan oyunlar, Kırım'ın, sebepsiz yere Ruslar tarafından işgali bizleri ne zaman uyandıracak?

Amerika ve Avrupa, bizim karakaşımıza ve badem gözümüze mi hasret? Menfaati olmasa, bir çıkarı olmasa bize kucak açar mı?

Ey kibrin zirvesinde oturanlar, gururlanmayın sizden büyük Allah var.

 Ey dostlarını küstüren, düşmanlarını dost yapmaya çalışıp dost yapamayan, dostunu da düşmanını da kaybeden vefasız politikacılar,

 Ey Amerika icazetli hoca efendiler! Ey yazarlar, ey çizerler, ey medya, ey insanlar! Ey gafiller! Sizlerin isimlerini tek tek yazmayacağım, çünkü sizi herkes tanır. Sizler her yerdesiniz.

Yeter artık! Bu aziz Milleti çok yordunuz.

Siz hâlâ yorulmadınız mı?s

 

                                             HEM NALINA HEM MIHINA

PARALEL YAPI

Pazartesi günü İkindi Namazı sonrası, sevgili kardeşimiz, iş adamı Mehmet Akgün'ün babası Mustafa Akgün amcamızı Üçler Mezarlığı'na defnettik. Her kesimden kalabalık bir cemaat vardı.  Zengin fakir, amir memur, esnaf tüccar, siyasetçi, din adamı, eğitimci, işçi, usta kalfa, her kesimden insanlar namaza ve dualara ortak olmuşlardı.

Üçler Mezarlığı derin bir sessizliğe gömülmüş, esen lodosun serinliğine kendini kaptırmış gibiydi. Mezar taşlarının çoğu birbirine paralel ve eşit yükseklikte, hepsi ama hepsi Fatiha bekler gibi gelenlerin yüzüne bakıyordu.

-İşte gerçek paralel yapı bu dedim. Ve değişmeyen gündem, ölüm!  Her şeyi sıfırlıyor ve eşitliyordu. Bir gün siz de öleceksiniz diyordu.

-Allah, Mustafa amcamıza ve bütün ölmüşlerimize rahmet eylesin.

BİTLİS'TE BEŞ MİNARE, BEŞ PARTİ

Bitlis'te beş parti AKP belediye Başkan adayına karşı birleşip bir parti haline gelmişler. YENİ AKİT'in yazdığı habere göre bu partiler, CHP, MHP, BBP, DSP ve DP imiş. Hepsinin amacı da AKP'yi bitirmekmiş.

Başarırlar mı bilmem ama bu haber bana, Bitlis'te Beş Minare türküsünü sonra da Mahzun Kırmızıgül'ün çektiği New York'ta Beş Minare filmini hatırlattı.

-Şimdi bu beş parti, New York'tan talimat alıp,

“Bitlis'te beş minare, beri gel oğlan beri gel

Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel” diye koro halinde bağırmasınlar.

 

                                                        GÜNÜN SÖZÜ

İNSANDA GÜZEL OLAN YÜZDÜR. YÜZDE GÜZEL OLAN GÖZDÜR. İNSANI İNSAN YAPAN AĞIZDAN ÇIKAN SÖZDÜR.

                                                                                                                Hz. MEVLANA