“Babası ilk defa cep telefonu alan kızına sordu:

Cep telefonunu alınca yaptığın ilk iş ne oldu?

Kızı dedi:

Cep telefonunun ekranına, çizilmeye karşı ekran koruyucu yapıştırdım, telefonun kendisi için de bir kılıf aldım.

Babası yine sordu:

Bunu yapmaya seni biri mi zorladı?

Kız, hayır diye cevap verdi.

Babası yine sordu:

Sence, bu yaptığın iş, cep telefonunu üreten firmaya saygısızlık olmadı mı?

Kız cevap verdi:

Yok babacığım; Bilakis, firmanın cep telefonunun yanında verdiği kullanma kılavuzunda yazdığı üzere, cep telefonunun, kılıf ve ekran koruyucu ile muhafaza edilmesi tavsiye edilmektedir.

Babası yine sordu:

Cep telefonun, kötü ve değersiz miydi ki koruma altına aldın?

Kızı yine cevap verdi:

Hayır, aksine, onun zarar görmesini ve değersizleşmesini istemediğim için bunu yaptım. Babası sordu:

Cep telefonunu kılıf ve ekran koruyucu ile örttükten sonra çirkin olmadı mı?

Buna cevaben kız:

"Bence çirkin olmadı. Ancak çirkin olsaydı da korumaya değer." dedi.

Baba, muhabbetle kızının yüzüne baktı ve devam etti.

"İşte örtünme de aynı öyledir, yani değerli olanı korumaktır “

Bu diyaloğu sosyal medyada görüp okuyunca, sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle, baba ile kızının arasındaki konuşma, ders verici bir özellik gösteriyor.

Sonra da baba, örtünmenin önemini, güzel bir örnekle ve benzetmeyle kızına anlatıyor.

Daha önce de yazdım. Tesettürde önemli olan görülmemesi olan yerlerimizi başkalarına göstermemek, namahreme bakmamak ve baktırmamaktır.

Erkek olsun, kadın olsun kendimizi hain bakışlardan ve kötü niyetlerden korumaktır. Gözlerimizi o hain ve kötü bakışlara alet etmemek, içimizde kötü ve çirkin niyet taşımamaktır.

Aslında tesettür hem erkeğe hem de kadına lazım olan, önce beyinde başlaması, sonra da gözlerde devam etmesi gereken bir olgudur.

Bu yüzden Allah'ın, mü'min erkek ve kadınlara “Gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar! Bu onlar için daha temizdir” diye emretmesi, kadınlara “el, yüz gibi görünen kısımları müstesnâ, ziynetlerini göstermesinler ve başörtülerini yakalarının üstüne kadar salsınlar” demesi(Nûr:30-31) daha başlangıçta kadını ve erkeği korumaya yönelik ilâhî bir emirdir.

Ve Allah, yarattığı insanı çok iyi tanır ve “Gözlerin hain olanını (harama bakanları) ve sînelerin gizlediğini bilir” (Mü'min: 19)

Evet, insan, insan onuru, insanın canı, namusu, ırzı, aile yapısı ve nesli cep telefonlarımızdan, arabamızdan, evlerimizden, işyerlerimizden daha çok korunması gereken varlıklarımızdır.

Allah bunun için, erkeğe ve kadına örtünmeyi emreder, çıplaklığı yasaklar.

İnsanı daha Cennet'te iken soymaya çalışan, çıplak bırakmayı ve günah işlemeyi başaran Şeytan ve yardımcıları ise, her zaman iş başındadır ve hiç yorulmadan, bıkmadan, usanmadan çalışmalarını insanları ayartma faaliyetlerini sürdürürler.

Bazen eğlence, bazen düğün, bazen festival, bazen spor adı altında, bazen de moda rüzgârlarıyla çıplaklığı ve ardından hayâsızlığı yaymak için adeta yarışırlar, yarıştırırlar.

 TV kanallarındaki Evlenme, Evlendirme, Yarışma ve Benim Tarzım gibi giyim programları bunun en açık ve kötü örnekleridir.

Cep telefonumuzu korumaya çalıştığımız kadar kendimizi, ailemizi ve çocuklarımızı da hain ve kötü bakışlardan, kötü niyetlilerin tuzaklarından korumaya çalışalım.

Ama en önemlisi, tesettürlü iken, tesettüre, İslâmî değerlerimize zarar verecek,  kötü örnek olacak davranışlardan uzak kalalım.

 

                                                GÜNÜN SÖZÜ

ALLAH KİŞİNİN DERECESİNİ ÖYLE BİR YÜKSELTİR Kİ, SONUNDA O “ BU DERECE BANA NASIL VERİLDİ?” DİYE SORAR. BUNUN ÜZERİNE ALLAH (c.c) ŞÖYLE BUYURUR: “ÇOCUĞUNUN SANA YAPTIĞI DUA İLE BU DERECEYE ULAŞTIN!”

                                                                                       Hz. Muhammed (s.a.v)