Bu günden itibaren, üç ay sürecek önemli bir zaman dilimine girmiş bulunmaktayız: Üç Aylar. Bu gün üç aylardan olan Receb ayının ilk günü. Ülkemiz, Konya'mız, bütün İslâm Alemi ve insanlık için hayırlara ve olumlu gelişmelere vesile olsun.
Yüce Rabbimiz bizleri, Hz. Peygamberimizin Allah'ım, mübarek kıl bize Recep ve Şaban'ı, affımıza vesile eyle ulaştıracağın Şehr-i Ramazan'ı diye dua ettiği gibi, dua ederek kutlu bir arınma mevsiminin kıymetini bilenlerden eylesin.
Gerçekten tövbeye, arınmaya, nefis tezkiyesine, yeniden inanmaya, dünyanın aldatan cazibesinden yakamızı kurtarmaya o kadar çok ihtiyacımız var ki.
Gerçekten o kadar çok samimi olmaya, Allah'ın buyruklarına sarılmaya, birlik ve beraberliğe, kardeş olmaya, yüreklerimizdeki hain duygu ve düşüncelerden kurtulmaya, kin ve nefretten uzak durmaya, kucaklaşmaya muhtacız ki.
Allah'ın rahmetine, yağmuruna nasıl ihtiyacımız varsa, nasıl günlerce yanıp kavruluyorsak, nasıl yarım yamalak yaptığımız duaların kabul edilmesini bekliyorsak öyle.
Bu günden başlayarak, inanarak ve samimi olarak daha çok kulluk, daha çok ibadet, daha çok iyilik, daha çok şefkat ve merhamet, daha çok sevgi ve saygı, daha çok güzel ahlâk timsali olmaya karar vermeli ve çalışmalıyız.
Çünkü bu aylarda bire yüz var, bire üç yüz var, bire binler var. Çünkü bu aylarda Regâibler, Miraçlar, Beratlar, bin aydan daha hayırlı Kadirler var. Çünkü bu aylarda nafile olsun, farz olsun oruçlar var. Kabul olunacağı müjdelenmiş dualar var.
Çünkü bu aylarda çevremizdeki gerçek fakirleri arayıp bulmak, gerçek muhtaçları arayıp sormak, evsizlere, yurtsuzlara kimsesiz yetim ve öksüzlere ulaşmak, yardım eli, dost eli uzatmak var.
Gerçek Ensar olmak var, kendi sevdiklerimizden infak etmek var. Yoksa kendi beğenmediğimiz, kullanmadığımız, değersiz ve kıymetsiz çöpe atacaklarımızdan değil, kapının önüne bırakacaklarımızdan değil, beğendiklerimizden, sevdiklerimizden vermek var.
Aslında sadece bu aylarda değil, her zaman böyle bir sorumluluğumuz var. Ama üç aylar bize bu görevlerimizi, kendimize gelmemizi, derlenip toparlanmamızı bir kere daha hatırlatmış oluyor.
Kur'an beni oku, adam gibi oku, anlamını bilerek oku, beni yaşa ve yaşatarak oku diyor. Sadece okumayı değil, anlamayı da yaşamayı da amel et diyor. Ben sadece ölüler için değil diri olanlar için de bir uyarıcı olarak gönderildim buyuruyor.
Hz. Peygamber beni bil, beni tanı, benim izimden ayrılma, samimi ol, diyor. Ümmet olacaksan adam gibi ümmet ol, doğru ol, dürüst ol buyuruyor.
Evet, bu gün üç aylar, yarın akşam Regâib. Yarının gündüzünde belki de sadece Konya'ya ait bir gelenek Şivlilik. İlk namaz, hamurlar yoğruluyor, pişiler tavalarda kızarıyor nar gibi, komşu komşu dağıtılıyor. Çocuklar seferde dağıtım için. Dualar dualara karışıyor, bereket yağıyor. Mutluluk yağıyor gönüllere.
Akşam Fener Alayı, fenerler ışıl ışıl. Çocuklar almayı büyükler vermeyi öğreniyor. Çalınmayan vurulmayan kapılar, ziller çalınıyor, açılmayan kapılar tebessümle vermek için açılıyor, paylaşmanın tadı gönüllerde yaşatılıyor.
Selâm ve dua.
HEM NALINA HEM MIHINA
AS KADRO
Gazetemizden İbrahim Çiçekçi, iki tam sayfalık güzel bir haber yapmış. Konyalı olup da Türkiye'nin önemli merkezlerinde bulunan bir çok Bürokrat'ın hayat hikâyelerini As Kadro Konyalı başlığı ile haberleştirmiş.
İbrahim Çiçekçi'yi tebrik ediyorum. Ediyorum da merak ediyorum.
Böyle bir As Kadro'nun Konya'ya ne gibi bir hizmeti var? Konya'ya ne gibi katkıları var?
Not: Sakarya Valisi Mustafa Büyük hem okul hem de sınıf arkadaşımdır. Başarılı bir validir.
YEMEK SAATİ
Filozofa sormuşlar:
- Hangi saatte yemek yiyelim? İlginç bir cevap vermiş:
- Zengin isen istediğin zamanda, fakir isen bulduğun zaman yersin.
YALAN
Bir yalan dört şeyi götürür:
1-İyilik 3-Güven
2-Sadakat 4-Hayır
GÜNÜN SÖZÜ
SEFERDEN SORUMLUYUZ, ZAFERDEN DEĞİL, SEN YETER Kİ YOLA ÇIK.