HELE DE KARADENİZ TÜRKÜLERİ!

Ah şu kemençe, tulum ve Karadeniz, Karadeniz, Karadeniz!

“ Eski çocukluklarımı, eski arkadaşlarımı

Düşündükçe hatırlarım, eski sevdaluklarımı

Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım

Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım

***

Eski okul yıllarımı, eski fakirliklerimi

Düşündükçe hatırlarım, eski pişmanlıklarımı

Eski gurbet yıllarımı, askerlik anılarımı

Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım

***

Düşündükçe hatırlarım, gurbet hatıralarını

Eski yayla günlerimi, eski eğlencelerimi

Düşündükçe hatırlarım, eski muhabbetlerimi

Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım “  (Adem Ekiz)

***

Ne diyor Karadenizli Ozan: “Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım / Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım” Mısralar ne kadar güzel, ne kadar anlaşılır değil mi?!.. Aklın başa geldiği dönemlerdeki ahlar, vahlar, pişmanlıklar, şanssızlıklar ancak bu kadar kolay ve etkilice dile getirilebilir! Bunu da ancak Karadenizli ozanlarımız yapar! İşte Karadeniz türkülerini bize sevdiren de bu; sevdaluklarını (sevdalarını), sevinçlerini, hüzünlerini, acılarını, kederlerini, duygu ve düşünceleri ile hayattan çıkardıkları dersleri hepimizin kolayca anlayacağı şekilde dile getirirler! Kemençe ve tulum eşliğinde ne kadar dinlersek dinleyelim doyamayız türkülerimize!

-Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım!

-Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım!

Bu türkü, ileri yaştakileri hedef almış;  hani Bilge Kağan Tonyukuk yüzyıllar evvelinden uyarmış ya bizleri: “Göz odur ki dağın ardını göre; akıl odur ki başına geleceği bile!” diyerek, bunu görüp anlayamadan yaşayıp yaşlananlara sesleniyor.

Ancak!

Gençlerimiz de bu türkü sözlerini bir kağıda yazıp ceplerinde taşısınlar ve sık sık okusunlar, derim!

Not: Söz Yazarını, Adem Ekiz olarak yazdım, ama şayet asıl sahibi; “Bu benim güftemdir” derse düzeltirim!

Çok sevdiğim başka bir Karadeniz türkümüz:

“ BEN SENİ SEVDUĞUMU DÜNYALARA BİLDURDUM   

“ Ben seni sevduğumi da

Dünyalara bildurdum

Endurdun kaşlaruni

Babani mi eldurdum

 ***

En dereye dereye da

Al dereden taşlari

Bizden geçti sevdaluk

Al cebumden saçlari

 ***

Kız evunun onine da

Sereceğum kilimi

Oldi hayli zamanlar

Görmedum sevduğumi

 ***

Yaz geldi bahar geldi da

Açti yeşil yapraklar

Ben sana doyamadum

Doysun kara topraklar “   (Trabzon – Hasan Tunç)

***

Söz yazarı ozanımız diyor ki: “Ben seni sevdim ve bu sevgimi de dünyalara bildirdim.” Demek istiyor ki, senin ve benim birbirimizi sevdiğimizi, ikrar kıldığımızı, yuva kurmak için sözlendiğimizi seni ve beni tanıyan eş, dost, akraba, herkes biliyor; iyi de sen neden oyunbozanlık yapıyorsun!..  Neden bu güzel sevgimizi hançerliyorsun!..

Oluyor can acıtan, istenmeyen haller, Karadenizlinin deyimiyle sevdaluklarda ve işte o zaman da böyle iç acıtan türküler yakılıyor. “Cerrahpaşa” gibi, “Giresun'un içinde vurdular” gibi , “Nenen çarık giyerdi bunları unuttun mu”    gibi!

Dinleyelim türkülerimizi!

Daha çok sevelim birbirimizi!

Dağın ardını görerek ve başımıza gelecekleri bilerek!

Selam, sevgi ve hürmetlerimle efendim!

* * *TÜRKÜLERİMİZ!

HELE DE KARADENİZ TÜRKÜLERİ!

Ah şu kemençe, tulum ve Karadeniz, Karadeniz, Karadeniz!

“ Eski çocukluklarımı, eski arkadaşlarımı

Düşündükçe hatırlarım, eski sevdaluklarımı

Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım

Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım

***

Eski okul yıllarımı, eski fakirliklerimi

Düşündükçe hatırlarım, eski pişmanlıklarımı

Eski gurbet yıllarımı, askerlik anılarımı

Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım

***

Düşündükçe hatırlarım, gurbet hatıralarını

Eski yayla günlerimi, eski eğlencelerimi

Düşündükçe hatırlarım, eski muhabbetlerimi

Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım “  (Adem Ekiz)

***

Ne diyor Karadenizli Ozan: “Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım / Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım” Mısralar ne kadar güzel, ne kadar anlaşılır değil mi?!.. Aklın başa geldiği dönemlerdeki ahlar, vahlar, pişmanlıklar, şanssızlıklar ancak bu kadar kolay ve etkilice dile getirilebilir! Bunu da ancak Karadenizli ozanlarımız yapar! İşte Karadeniz türkülerini bize sevdiren de bu; sevdaluklarını (sevdalarını), sevinçlerini, hüzünlerini, acılarını, kederlerini, duygu ve düşünceleri ile hayattan çıkardıkları dersleri hepimizin kolayca anlayacağı şekilde dile getirirler! Kemençe ve tulum eşliğinde ne kadar dinlersek dinleyelim doyamayız türkülerimize!

-Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım!

-Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım!

Bu türkü, ileri yaştakileri hedef almış;  hani Bilge Kağan Tonyukuk yüzyıllar evvelinden uyarmış ya bizleri: “Göz odur ki dağın ardını göre; akıl odur ki başına geleceği bile!” diyerek, bunu görüp anlayamadan yaşayıp yaşlananlara sesleniyor.

Ancak!

Gençlerimiz de bu türkü sözlerini bir kağıda yazıp ceplerinde taşısınlar ve sık sık okusunlar, derim!

Not: Söz Yazarını, Adem Ekiz olarak yazdım, ama şayet asıl sahibi; “Bu benim güftemdir” derse düzeltirim!

Çok sevdiğim başka bir Karadeniz türkümüz:

“ BEN SENİ SEVDUĞUMU DÜNYALARA BİLDURDUM   

“ Ben seni sevduğumi da

Dünyalara bildurdum

Endurdun kaşlaruni

Babani mi eldurdum

 ***

En dereye dereye da

Al dereden taşlari

Bizden geçti sevdaluk

Al cebumden saçlari

 ***

Kız evunun onine da

Sereceğum kilimi

Oldi hayli zamanlar

Görmedum sevduğumi

 ***

Yaz geldi bahar geldi da

Açti yeşil yapraklar

Ben sana doyamadum

Doysun kara topraklar “   (Trabzon – Hasan Tunç)

***

Söz yazarı ozanımız diyor ki: “Ben seni sevdim ve bu sevgimi de dünyalara bildirdim.” Demek istiyor ki, senin ve benim birbirimizi sevdiğimizi, ikrar kıldığımızı, yuva kurmak için sözlendiğimizi seni ve beni tanıyan eş, dost, akraba, herkes biliyor; iyi de sen neden oyunbozanlık yapıyorsun!..  Neden bu güzel sevgimizi hançerliyorsun!..

Oluyor can acıtan, istenmeyen haller, Karadenizlinin deyimiyle sevdaluklarda ve işte o zaman da böyle iç acıtan türküler yakılıyor. “Cerrahpaşa” gibi, “Giresun'un içinde vurdular” gibi , “Nenen çarık giyerdi bunları unuttun mu”    gibi!

Dinleyelim türkülerimizi!

Daha çok sevelim birbirimizi!

Dağın ardını görerek ve başımıza gelecekleri bilerek!

Selam, sevgi ve hürmetlerimle efendim!

* * *