1 Kasım Genel Seçimlerinden sonra, TBMM'ne 550 Milletvekili seçilerek gönderildi. Şimdi bu vekiller yemin ederek göreve başlayacaklar. Hangi partiden seçilirse seçilsin bu vekiller üstlenmiş oldukları vekâlet görevini 4 yıl süreyle yerine getirmeye çalışacaklar.

Bütün partiler için, bütün milletvekilleri için sonuçlar hayırlı olsun. Şimdilik AK PARTİ, almış olduğu %49.5 oy oranı ve kazanmış olduğu 317 Milletvekili ile tek başına iktidar olmayı başardı. Daha doğrusu Allah, AK PARTİ'ye yeni bir zafer daha nasip etti.

Seçim sonuçlarının analizini yapacak değilim ama bu başarının arkasında önemli nedenler, geçerli sebepler mutlaka vardır. Diğer partilerinde yerinde sayma veya büyük oranda oy kaybetme, milletvekillerinin yarıdan fazlasını yitirme nedenleri elbette vardır. Şüphesiz kazanma ve kaybetme nedenleri mutlaka konuşulacak ve tartışılacak, sorumlular hesap verecektir.

Yağlı güreşlerde cazgırın “Alta düştüm diye yerinme, üste çıktım diye sevinme” diyerek güreşen pehlivanlara ders verdiği gibi, siyasette başarı da, zafer de olabilir, mağlubiyet ve hezimet de yaşanabilir.

Siyasîler yeter ki olaylardan ders çıkarabilsinler. Ne üzülüp matem havasına bürünsünler, ne de şımarıp kişiliklerini kaybetsinler.

Kaybedenler “Neden kaybettim? Nerede hata yaptım? Neden böyle bir sonuç çıktı?” diyerek kendilerini sorgulasınlar. Özeleştiri yapsınlar.

Kazananlar da öncelikle böyle bir göreve seçilmeyi nasip eden Allah'a şükredip, üstlenmiş oldukları vekâlet görevinin sorumluluğunu yerine getirsinler. Kendilerini seçip Meclis'e gönderen halkı unutmasınlar.

Seçilmeden önce ev ev, kapı kapı, dükkân dükkân, sokak sokak dolaşıp ziyaret ettikleri, oy istedikleri insanları seçildikten sonra da ziyaret edip, hizmetlerine hazır olduklarını göstersinler.

Evet, seçilenler Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in “İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın. Kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın. Güçsüzlere yardım edin ve ahlâk kurallarına uyun. Unutmayınız ki, sonsuz iktidar yoktur” dediği gibi davranmalıdırlar.

Bir değirmen gibi olan bu dünya kimleri öğütmedi ki? Kimler, ne siyasîler, ne güçlü insanlar, nice zenginler, ne milletvekilleri, ne amirler, ne burnundan kıl aldırmayanlar, ne şöhretler gelip geçmedi mi?

Bence Milletvekillerine öncelikle düşen görev, üstlenmiş oldukları vekâlet görevinin ne anlama geldiğini, ne gibi sorumluluklar altına girdiklerini iyi bilmeleri olmalıdır.

Bunun için kendilerini şimdiye kadar ve bundan sonra da iyi yetiştirmeleri gerekmektedir. Yakın tarihi, Dünyada olan siyasî olayları, konuştuğu dili, yanında en az bir yabancı dili çok iyi bilmelidir. Siyasî mizah, kültür ve sanat faaliyetlerini takip ederek kendini geliştirmelidir.

Özellikle birlikte olduğu insanlara, arkadaşlarına, istişare ettiği dostlarına, çevresine, danışmanlarına çok dikkat etmeli, kendisini olur olmaz öven dalkavuklara, riyakârlara, yalakalara ve salaklara prim vermemelidir.

Acı da olsa doğruyu söyleyen, hata ve kusurlarını gösteren gerçek dost ve arkadaşlara kucak açmalı, onlarla istişare etmekten kaçınmamalıdır.

Şimdiye kadar Meclis'e gönderdiğimiz pek çok arkadaş, ne yazık ki hiç de iyi bir performans gösterememiş, kendini seçenlerle iyi iletişim kuramamış, gerçek dostlarını terk edip gitmiş olduklarından, siyaset sahnesinden silinip gitmişlerdir.

Şimdi bunların çoğunun esamesi bile okunmamakta, bu kardeşlerimiz isimleri önemli değil, halkın arasında bile görünmekten kaçmaktadırlar.

Partisi ne olursa olsun ama özellikle AK PARTİ milletvekillerinin, büyük sorumluluğu vardır.

Gurur ve kibre kapılmadan, kendisini bulunmaz Hint Kumaşı zannedip şımarmadan, mal mülk edinme, cebini doldurma hırsına girmeden, ahlâkından uzaklaşmadan, Allah'ı, ölümü ve kendini içinde bulunduğu makama gönderen halkı unutmadan birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde el ele verip, Cennet vatanımız için çalışmaktır.

Nimete şükür bunu gerektirir. Bu nimetin şükrü de Hakk'a ve halka hizmettir.

Cumanız mübarek ve bereketli olsun.

                                 HEM NALINA HEM MIHINA

                                          HDP'NİN HALİ

HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 1 Kasım seçim hezimetini “Mevcut şartlar yüzünden seçim çalışması yapamadık” demiş. Adam haklı.

Hendek kazmaktan, mayın döşemekten, canlı bomba patlatmaktan, PYD ve PKK gibi terör örgütlerine sırtını dayayıp yalakalık yapmaktan, terörist cenazelerine katılmaktan eşkiyâlık yapıp yol kesmekten, okul hastane ve meydanları ateşe vermekten fırsat bulamadılar ki.

Yalan mı?

                                            GÜNÜN SÖZÜ

DÜNYADA HERŞEYİN BİR ÖLÇÜSÜ, TARTISI VARDIR. SEVGİNİN TARTISI DA FEDAKÂRLIKTIR. FEDAKÂRLIK YAPMAYANIN SEVGİSİNE İNANILMAZ.

Abdülaziz Bekkine