MERKEZÎ SİSTEMDEN KURTULMANIN MUTLULUĞU

Yıllardır Allah'ın birliğini, İslâm'ın dirliğini, müminlerin ibadete davetini minarelerden dalga dalga semalara haykıran ezanlarımız, kürsülerden gözlere ve gönüllere, kulaklara hitap eden vaazlarımız nihayet özgürlüğüne kavuştu.

Tek seslilikten çok sesliliğe, konuşan kıymetli hocalarımızla yüz yüze gelmeye, muhatabı canlı canlı izlemeye ve daha dikkatli dinlemeye nihayet tekrar başladık.

12 Eylül'ün bir dayatması olan merkezî sistem ezan okuma ve merkezî sistem vaaz verme, il müftümüz Prof. Dr. Ali Akpınar'ın sayesinde sona ermiş oldu. Kendisine teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dilerim, tebrik ederim.

Yıllardır ezan okumalar üç beş arkadaşın, üç beş müezzinin üzerinde ağır bir görevdi. Seslerinin güzel olması ve eğitimli olmaları sebebiyle bu arkadaşlardan başka kimse ezan okuyamıyor, yeni ezan okuyacak kabiliyetler, yetenekler bir türlü kendini gösteremiyordu.

Şimdi bütün görevliler kendini göstermek için erkenden camiyi açacaklar, erkenden cemaatle karşılaşacaklar ve erkenden kendi camilerinden, kendi minarelerinden ezanlarını okuyacaklar.

Şimdi bir ezan yerine bütün camilerden yüzlerce ezan sesi semâya yükselecek, melekler semâyı kuşatacak.

Camilerde, cami görevlisi arkadaşlarda bir canlılık, yeni bir heyecan, yeni bir uyanış, yeni bir diriliş meydana gelecek.

İslâm Medeniyeti bir Allahu Ekber medeniyetidir. Gökyüzü Allahu Ekber sedalarıyla çınlayacak.

Geçenlerde görüştüğüm bir imam kardeşim,

“Hocam yıllar önce bir ezan okurdum, on dakika sürerdi sesimin gücü. Şimdi iki dakikada zorlanıyorum. Okumaya okumaya ses tellerimiz sanki paslanmış, iyi ki yeniden başladık ezan okumaya” diyordu.

Ya merkezi sistem vaazdan kurtulmaya ne demeli?

Bence hiçbir yararı olmayan, konuşan vaizlerin hiç mi hiç dinlenmediği, dinleyenler üzerinde bir etki bırakmadığı bu sistemden çıkıp yeni sisteme geçme inşallah çok hayırlı gelişmelere neden olacaktır.

Her şeyden önce cami görevlileri imamlar, müezzinler, vaizler, emekli imam, emekli müftü, emekli vaizler, ilahiyatçılar, İHL Meslek Dersleri öğretmenleri, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersi öğretmenleri harekete geçecek, Uydurulmuş değil de İndirilmiş dinimizi camilerde konuşma ve anlatma imkânı bulacaklardır.

Nitekim geçen Cuma günü, tevafuken Cuma Namazı kıldığım Dolapoğlu Cami'nde, cami İmamı kardeşimizin yaptığı Cuma öncesi vaazı ve okuduğu Cuma Hutbesi, çok anlamlı, çok feyizli ve çok da coşkuluydu. Kendisini buradan tebrik ediyorum.

Bayram günü sabahı, evimizin yanındaki Akkabak Mehmet Ağa Cami'nde Bayram Namazı öncesi yapılan vaaz ve sohbet de camiyi dolduran cemaat tarafından can kulağıyla dinlenmiş ve büyük bir beğeni kazanmıştı.

Elbette yeni sistemde de bazı aksaklıklar olabilir. Burada en büyük görev İl ve İlçe müftülerimize, camii görevlisi imam ve müezzinlerimize kendisini din görevlisi değil de din gönüllüsü kabul eden ehliyet ve liyakat sahibi bütün Müslüman kardeşlerimize düşmektedir.

Diyanet bizim görev yaptığımız yıllara göre altın çağını yaşamaktadır. En güzel çağını, itibar gördüğü, değer verildiği en güzel dönemini yaşamaktadır.

Şimdi sahip olduğu bu büyük nimetlerin kıymetini bilmemek, bu büyük nimetin şükrünü eda etmemek en büyük nankörlüktür. Bunu da en iyi bu camianın insanları bilir.

İmam Hatip kardeşlerimizin aşkla ve şevkle camilerine sahip çıkması, mihrap ve minberlerine sahip çıkması, kürsülerine sahip çıkması, ezanlarına sahip çıkması gerekir.

Unutmayınız ki önünde beş vakit durduğunuz mihrabın, Cuma ve bayram günlerinde çıktığınız minberin, her gün çıkıp oturabileceğiniz kürsünün, arkanızda saf bağlayıp namaz kılan cemaatin, gençlerin sizler üzerinde bir hakkı vardır.

Camilerimizdeki yeni dönem, Yeni Türkiye yolunda hayırlara vesile olsun.

                                              HEM NALINA HEM MIHINA

ROTASYON VE EYLEM

Cami İmam Hatipleri içinde rotasyon getirilecekmiş. Aynı camide yıllarca görev yapan imamlar da puanlama sistemine uygun bir hale getirildikten sonra başka bölge ve başka camilerle gönderilecekmiş.

Cami imam ve hatiplerinin bağlı oldukları bazı sendikalar buna karşı çıkıp “Eyleme Gideriz” demişler.

Acaba ne tür eylem yaparlar? Doğrusu merak ediyorum.

Camiye mi gitmezler? Namaz mı kıldırmazlar? Ezan mı okumazlar?

Bana sorarsanız rotasyonda hayır vardır. Tebdil-i mekanda hayır vardır.

Çalışan, hizmet eden talebe yetiştiren hocalarımızı tenzih ederim, onlara bir sözüm yok.

Ama cemaatiyle kavgalı, yıllardır aynı camide görev yapıp bir tane talebe, bir tane müezzin yetiştirmeyen, cami görevi dışında her işi yapan, tabelacı, galerici, yumurtacı, emlâkçı imamlara ne demeli?

Yıllardır bir sayfa ezber yapmayan, kendini yenilemeyen, yanlışlarını düzeltmek için çabalamayan, cemaate bir ayet bir hadis anlatmayan, izinliyim diye caminin altındaki lojmandan yukarı çıkıp namaz kılmayanları ne yapmalı?

Bunlar için de bir eylem düşünürler mi acaba?

 

                                                      GÜNÜN SÖZÜ

DÜŞÜNMEDEN ÖĞRENMEK FAYDASIZ, ÖĞRENMEDEN DÜŞÜNMEK TEHLİKELİDİR.

                                                                                                          Konfüçyüs

   

 

KAMİL BİRCAN   / [email protected]