Öve öve öküz ettin, boynuzunu dokuz ettin. Ama o öküzlere çoban oldu senin Ismayılın sonu bak diyenlere. Çok ecele etmeyin ben eski memurum ben adamı gözünden sözünden anlarım. O daha çocuk bekleyin bakalım su akar mecrasını bulur akıllı olduğu belli bak ana babasının bütçesine katkı yapıyordermiş. Bu sözler benim küçüklüğümde yaz günleri iki ay kadar düğen sürmek harman savurmak için zamanımızın geçtiği harman komşumuz Merhum Felek Mehmedi (Mehmet Felekoğlu’na) aitti.

Ben 1315 Rumi 1899 miladi doğumlu olan Mehmet emmiyi daha 5.6 yaşlarımda iken bu harman komşuluğumuzdan tanırdım. Daha önceleri Konya’nın çeşitli yerlerinde imam ve ya öğretmen olarak görev yapmış emekli ama köyde oğulları erken gurbete gittiği için Eşi Hüsnüzar yenge ile kendi hallerine göre köyün geliri olan ekin ekip harman sürme işlerini de yapmaya çalışırlardı. Harman komşumuz dedim de, bunlar ihtiyar olunca bize düşen bazı işlerinde yardımcı olurduk anacığım babacığımla, hele yaz günü içme suyuna çok ihtiyaç olduğundan yakın yerdeki sarnıçtan soğuk sularını hep ben doldurduğum için beni çok severdi. Okula başladım ilk öğretmenim olan merhum yakın komşusu Eğitmen Durmuş Başişçi ile bazı konuşmalarında benden bahis açılırmış hocam Mehmet ağa Detseli Osmanının oğlu İsmail çok zeki bir çocuk ama Osman hasta. Aile fakir çocuk heder olup gidecek deyince Sen merak etme Durmuş hoca ben o çocuğu iyi tanırım o çocuğun ilerisi aydınlık görürüz görmeyiz bilmem ama o bir patlaya sap olur dermiş.

Bu hal böyle devam ederken harman zamanı komşulara yine beni sürekli övermiş Mehmet emmi, tabi bizim bundan haberimiz yok. 1957 yılının 10. 11. inci ayları idi babam hastanede yatıyor anacığım 5. Sınıf öğretmenin Mehmet Aslandan iki gün izin aldı beni bir gelen köylümüz ile Şehire (Konya) gönderecek. Evde olanlardan bir şeyler satıp evin ihtiyaçlarını görmek için bunu Mehmet emmi duymuş Akşama yakın bize geldi Anama Meyrem gızım Ismayıl evdemi. Evde Mehmet emmi, bir çağırda yanıma gelsin demiş, anam Guzum seni Felek Mehmedi çağırıyor kapıda bak bakalım ne der bir hata filan mı yaptın.

Hemen kapıya çıktım ardımdan anamda geldi. Mehmet emmi Ismayıl yarın şehre gidecekmişsin eğitmen Durmuş söyledi ondan geldim. Herkes Ismarış getirmez sen akıllı çocuksun şu bir lirayı al benim için Yeni Konya gazetesine oğra Namık Ayas var onu bul benden selam söyle bana birkaç gazete göndersin dedi. Anacığım Mehmet emmi Ismayıl orayı nasıl bulsun çocuk şehri bilmez ki deyince. Meyrem o çok akıllı bulur bumlamazsa almasın kızım dedi gitti.

Ertesi gün anacığım iki merkep yükü meta sardı bir köylümüz ile sabahın erken saatinde Düştük 40.45 km lik şehir yoluna akşama Konya ya indik Daha kapanmamış olan Yeni Karatay belediyesi binası güneyinde Tolluoğlu Cami yanındaki hal binasına yükleri yıkıp yakındaki kara Mustafa’nın hanına geldik. Benim oraya gelinceye kadar kat kat beze sardığım bir lirayı cebimde duruyor mu diye belki 50 inci yoklayışımdı. Sabah erkenden kalktık, yanımdaki adamın parası vardı alacaklarını almak için çarşıya giderken bana sık sık hale varıp metaları sor satıldı ise ananın istediklerini alalım dedi. Ben o gider gitmez oradakilere yeni Konya gazetesi nerde diye sordum Şu İstanbul caddesini takip et şehrin kalabalık yerinde bir daha sor dediler geçtiğim yerdeki levhaları okuyarak gittim dönüşüm kolay olsun diye, aslında gazeteyi de merak ediyorum nasıl bir şey olduğunu ve sora sora Gazeteyi buldum. Kapıdaki adama sordum Namık Ayaz varmı diye? Ayas dedi baktı kadı biçimi donlu yakasız göynekli eski ceketli gara bir çocuk elimden tuttu içeri aldı bir kapıyı tıkladı beni içeri soktu gitti.

Korkudan tir tir titriyorum 1908 doğumlu iyi giyimli uzun boylu masadaki adam kimi aradın yavrum dedi. Ben Gilissalıyım emmi Mehmet Felekoğlu emmi sana selam söyledi şu parayı verdi bana eski yeni bu paraya göre gazete versin dedi deyince. Adam ayağa kalktı beni yanına çağırdı bir başka yere girdik oradan 15.20 kadar gazete verdi. Parayı da bana geri verdi bu para senin olsun ne canın isterse al ye Bunları da Mehmet abiye götür dedi. Yolu bilirmisin diye sordu bilirim dedim kekeleyerek. Nerde kalıyorsunuz Gara Mustafanın hanında bir adam çağırdı şu gazeteleri al çocuğu Aynanın oraya götür gel dedi. Adam beni hana kadar getirdi. Gazeteleri kimse çalmasın diye Ahırda bağlı olan eşeğin torbasına sakladım hale gittim metalar satılmış handa bekledim köylüm geldi çarşıdan halden parayı aldık benim alacaklarımı da alıp öğlen Merkepleri salıp köy yoluna düştük. O günde kalsak hancıya kendime elli kuruş iki merkep için de yirmi beşerden elli kuruş han parası verecektik. Paramız az alacak sipariş çoktu o bir liraya canımın çektiği yiyecek çok şey vardı ama hancıya han parası vermiştim.

14 aralık Çarşamba günü İl Halk kütüphanesinde Merhum Namık Ayas hocamı anma programı varmış nasip olursa oraya gitmek istiyorum ilk görüşmeden sonra birkaç defa daha ziyaret ettiğim Namık Öğretmeni duayen gazeteciyi bir daha hiç görmedim ama hatıralarını Konya ya yaptığı güzel yararlı işleri dostlarından çok dinledim. Allah rahmet eylesin. İzmir de Yaşayan Kızı Günden Ayas Ebesek Hanım ile sosyal medya aracılığı ile tanıştık inşallah yüz yüze de görüşürüz.

   

    MERHUM NAMI AYAS HOCAM’A. AKROSTİŞ GÜZELLEME.

D inle geçmiş yılı duy bu garipten

U sta kalem idin sen Namık hocam

A dınız hem yazar hem de Öğretmen

Y ine hep aklımsın sen Namık hocam

E n iyi yazıları siz yazardınız

N erde sorun varsa haber aldınız

G örev için köy kasaba gezdiniz

A macın Konya’ya hizmetti hocam

Z ıvarık ve Dere de hizmet verdiniz

E kmeği kültüre katık ettiniz

T esadüfe işleri bırakmadınız

E meğiniz Konya ya çok sizin hocam

C imri değil pek selekti gönlünüz

İ nsanlığa adanmıştı ömrünüz

N amık Ayas diye ağlar ördünüz

A dınız kültürde hep kaldı hocam

M emleket sevdası vardı içinde

I şık olurdun sen talebelere

K onya aşkı doldurmuş kesesine

A rkanızdan dua okuruz hocam

Y ıllar bin dokuz yüz elli sekizdi

A dınıza köyden mektup verildi

S elam et Namık a benden denildi

H ep hatırlarım ben o günü hocam

O gün bana gazeteler verdiniz

C ebime birazda harçlık koydunuz

A ramızda bu sır kalsın dediniz

M ekânın Cennet-i ala olsun hocam

4. Aralık 2022

İsmail Detseli

 Onu Yeni Konya gazetesinde 1957 de ilk tanıdığımda. Ben

Şalvarlı Çarıklı, Gara bir köy çocuğuydum. 64 dört yıl geçmiş dile kolay