Toplumsal dayanışmanın güzel örneklerinden olan hasta ziyareti usulüne uygun olarak yapıldığında, hastanın moral düzeyini yükselterek iyileşme sürecine olumlu etki yapar. Aynı zamanda hastanın durumu hakkında bilgilenmenizi sağlar.

Bu insani bir duygudur. Zira hasta kendini yalnız hissetmez, ölüm karşısında kendini çaresiz görerek ümitsizliğe düşmez, acıları hafifler.

Ziyaretçinin bütün amacı hastayı yalnız olmadığına inandırmak, onu ümitlendirmek, moral ve yaşama sevinci vermektir. Hasta yine zaman zaman yakınlarından sorulmalıdır. Bir ziyaretten sonra hastayla  ilgiyi kesmek sünnetten kaçmak gibidir.

Allah Resulü (sav) şehrin en ücra köşesinde dahi olsa, Müslim veya gayrı Müslüm ayırt etmeden hastayı ziyaret ederdi.

‘Kim güzel bir şekilde abdest alır, Müslüman kardeşine, sevap düşüncesiyle hasta ziyaretinde bulunursa, cehennemden 70 yıllık yürüme mesafesince uzaklaştırılır’ buyrulmuştur.

Hasta ziyareti sünnettir. Hastanın bakacak kimsesi yok ise Vacib-i kifaye’dir.

Yani o çevredeki herkes bundan sorumlu olur.

Hasta ziyareti gerçek Müslüman için bir görevdir. Çünkü Resulullah müminleri bir vücudun organları gibi birbirine bağlı görmüştür.

Yine hasta ziyareti Müslümanın Müslüman üzerindeki 5 hakkından biridir.

Hastanın yanında ümit var olunmalı ve Efendimizin şu tavsiyesine uyulmalıdır: ’Hasta veya ölünün başında bulunduğunuzda güzel sözler söyleyiniz. Zira melekler sizin duanıza amin derler.

Hasta ziyaret eden kimse hem ziyaret ettiği kimseyi sevindirip gönlünü alır, hem de cennet bahçelerinde geziniyormuş gibi manevi değerini yükseltir. Efendimiz (sav) onun için şöyle buyurur: ‘Bir Müslüman, hasta olan bir Müslüman kardeşini sabahleyin ziyarete giderse yetmiş bin melek akşama kadar ona rahmet okur. Eğer akşamleyin ziyaret ederse yine yetmiş bin melek onun için sabaha kadar istiğfar eder’.

Yetmiş bin meleğin duasını almak ne büyük saadettir.

Bir mümin böyle bir fırsatı hiç kaçırmak ister mi?

Ziyaret eden ilahi bir rahmetle kuşatılıyor ve cennette köşkü hazır ediliyor, hastanın ise günahları siliniyor.

Bu mühim vazifeyi ihmal etmek ise, Müslüman için büyük bir kayıp ve ağır bir mesuliyettir.

Peygamber Efendimiz bunu şöyle haber verir:

Allah Teala kıyamet gününde şöyle buyurur:

‘Ey Ademoğlu! Hastalandım beni ziyaret etmedin’.

Ademoğlu: ‘Sen Alemlerin Rabbi iken ben Sen’i nasıl ziyaret edebilirdim?’

Allah Teala: ‘Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun?’ diyecek.

Efendimiz (sav) hastanın yaptığı duanın meleklerin duası gibi olduğunu bildirmiş ve : ‘Hastayı ziyaret edin ve ondan size dua edivermesini isteyin.   Zira hastanın duası makbuldür’ buyurmuştur.

Bunca şeyi bilsek ziyaret için böylesine ihmalkar ve gönülsüz olur muyduk acaba?

Ameliyatımdan sonraki aranıp aranmamalar da bana bunu düşündürmüştür.

Zaman ve mekan olarak çok uzak olanlar ararken, gönlümde en çok yer verdiklerimden hiç ses çıkmamıştır.

Böyle zamanlar belki de gerçek sevmemiz gereken kişileri bize öğretmektedir.

Sağlık ve selametle kalınız…