Değerli okurlarım dünya sahasına ağlayarak gelen insanoğlu beşikle tabut arasında uzanan kısa ömrünü doldurup, kabir denilen amel çukuruna doğru ilerlerken gülebiliyorsa ne mutlu. Şu halde insanoğlunun gelirken değil de giderken gülebilmesi önemlidir.

İşte bu gülmeye layık olabilmek için hayatımız boyunca doğruluktan ayrılmamak mecburiyetindeyiz.bu mecburiyet bilinci içinde biz inanmışların dikkat edecekleri husus şudur ki dostunu düşmanını iyi tanımak ve onlara karşı hareketlerini ayarlamak mecburiyetindedir.insanları daima hak yola ve iyiliğe çağıran son din olan İslam’ın kitabı Kuranı kerimde yüce Allah şöyle buyurmaktadır

Ey iman edenler, kendi din kardeşlerinizden başkalarını dost ve sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size şer ve fesat yapmakta hiç kusur etmezler size sıkıntı ve zarar verecek her durumu iştahla arzu ederler. Muhakkak onlar kin ve buğzlarını size karşı ağızlarından çıkarmakta hiç tereddüt etmezler çekinmezler. Ayrıca göğüslerinde gizlemekte oldukları düşmanlık ise daha da büyüktür. Hele sizin ülkenizden ve ya coğrafyanızdan sağlayacakları çıkar ve menfaatleri var ise. Bu başlık ile neyi ve kimi anlatmak istediğimi herkes anlamıştır sanırım.

İşte yıllardır müttefik olduğumuz ve dost bildiğimiz ABD hatta uluslar arası Nato müttefiki olarak birbirimizin zor anlarında korumacılığına güvendiğimiz bir ülke bundan 15 – 20 yıl öncesine kadar hatta asırlardır bulunduğumuz Güçlü petrol yatakları ve enerji yüklü orta doğu coğrafyasındaki emellerini çeşitli bahane ve uyduruk ithamlar ile önce Irak’ı yok nükleer silaha sahip yok şöyle yok böyle diye suçlayıp süper güç olduğu için kimseye sormadan yada Irakın yakınındaki devletleri Saddam Hüseyini diktatör diye korkutarak bir oldu biti ile Iraka girdi güya huzur getireceğini umarak aldanan Halk bu işgalden sonra işin öyle değil sadece petrol gelirleri ve diğer gelirler elinden gidip eskisinden daha sefil duruma düşenler işin vahametini anladıklarında ise iş işten geçmişti. Ardından Sarı öküz ile kara öküz ve aslan hikâyesinde olduğu gibi Suriye, Libya Gibi ülkeleri karıştırıp emeline adım adım yaklaşmıştır. Ancak burada Hesabını yaptığı ama bir şekilde nasıl olsa bizleri ve İran’ıda ayni duruma düşürmek için içeren dışarıdan birçok hain hareketler ve yaptırımlar İçerde işbirliği yaptığı vatan hainleri ile Darbeler yaparak ve ya yapmaya çalışarak. İç karışıklar çıkarmak asırlardır kardeş olarak yaşamış olan Halkları Türk, Kürt diye ayrım yapıp fitne sokarak PKK terör örgütünü devreye soktu. Ardından yetmedi Dini konuları mevzu ederek Deaş ve benzeri örgütlerini peyda edip onları ülkemizin başına bela ederek birbirlerine kırdırıyor ölenlerin kimliği önemli değil ülkeleri ekonomik yönden zayıflatıp çökertmeyi amaçlıyorlar bunda ABD VE Rusya hepsinin niyetleri ayni al birini vur ötekine.. Ve var ki Allaha şükürler olsun halkımızın Çoğunlu ülke severleri bilinçli hareket etmesi ve inandığı liderlerinin arkasında sağlam durması ile bir türlü amacına ulaşamadı ulaşamıyacak ta inşallah. Durdu mu yok. Asla durmayacak ve her an zayıf yanımız kollayıp amacına ulaşmaya çaba gösterecek. Şimdi Obama gitti Trump geldi Trump gitti Baydın geldi kim gider kim gelirse çok önemli değil. Atlarımın bir sözü var (Katranı kaynatsan olur mu şeker. Cinsine tükürdüğüm cinsine çeker) diye hepsinin amacı sömürü düzenini idame ettirmek ve çoluk çocuk ihtiyar kadın erke kız kendi çıkarı için başka ülkelerin insanları ölmüş, evsiz barksız kalmış, aç susuz sefalet çekmiş, tipide boğulmuş, denizlerde suya batıp ölmüş. Onların hiç umurunda değil. Onlar kan emmeye Rahat yaşamak için öldürmeye devam eder. Ederken de, başka ülkelere insanlık dersi vermeyi de asla iham etmezler çünkü dünya halklarına şirin görünmeğe önem gösterirler.

Bu coğrafyada olan devletler genelde zaten dinleri birdir, başka ufak tefek şeyleri bi tarafa bırakıp birlik beraberlik içersinde olmak mecburiyetindeler. Peki, ola biliyorlar’mı? işte sorun kocaman bir hayır. Mesela İran her seferinde ABD ile sorun yaşar ambargolar, tehditler, daha birçok meseller ile her an çekişme halindeler. Bunca ABD nin İrana karşı aldığı tavır ve yaptırımlarda Türkiye Her seferinde İran’ın safında yer alıp ABD ye rest çektiyse ne yazık ki İran her seferinde her platformda Daima Türkiye’ye karşı hasmane bir tutum içersinde olmuştur. Gerçi asırlardır Osmanlı döneminden beri bu Türk düşmanlı İran’da devam edegelmiştir. Bunda da Bir Mezhepçilik meselesi olduğu aşikârdır. Ama yarın çok geç olmadan Düşmanlara avını avlatmadan ufak meseleleri bir kenara atıp birlik olmalı hem de en kısa zamanda.

Şu halde kimin dost ve neyin düşmanımız olduğunu iyi bilmeli Dostlarımıza ve din kardeşlerimize karşı vazifelerimizi yalnız sözle değil icraatlarla ispat etmeliyiz. Hazan yaprakları gibi dökülüp savrulmadan iyi düşünüp beraber olup bizi her an yok etmeye çalışan düşmanlara karşı tedbirli olmalıyız vesselam.