Halk arasında cahil kelimesi genellikle bilgisiz olarak anlaşılır. İnsanlar genellikle bilgilerine göre farklı kategorilere ayrılırlar. Bilen, ama bildiğini de bilen insanlar olduğu gibi, bilmeyen ama bilmediğini bilen insanlar da vardır. Bir de bildiğini bilmeyen zavallı tiplerle, bilmediğini bilmeyen ahmak tipler de toplumda pek çoktur. Bunlar haddini de bilmezler ve bilirim iddiasını ısrarla sürdürürler.

Âlemlerin Efendisi'nin asıl adı Ömer olan Ebu Cehil'e, Cehaletin, bilgisizliğin babası manasına gelen Ebu Cehil demesinin temel esprisi, Ebu Cehil'in İslâm'ı kabul etmeyip Müslümanlara karşı düşmanlık beslemesi ve İslâm'ın aydınlatıcı nurunu reddetmesidir.

Gerçek âlim, Allah'ı bilen ve tanıyan, O'na itaat eden, O'na inanan ve O'nun gösterdiği yolda hareket eden, sorumluluklarının idrakinde olan insandır.

Her okuma yazma bilen âlim olmadığı gibi, her okuma yazma bilmeyen de cahil değildir. Alınan diplomalar kendi başına insanları âlim yapmaya yetmez. Diplomalı cahiller demek, okumuş ama adam olmamış, insanlığın hayrına hizmet etmemiş insan demektir.

Cehalet, dinimiz tarafından hiçbir zaman istenmemiş, cahillerden yüz çevirmek, cahillerden kaçınmak her zaman tavsiye edilmiştir. Şairler şiirlerinde,

“Çalış oğlum çalış, etme ilimden asla şek,

Doksan dokuz cahilden hayırlıdır bir eşek” diyerek cehaleti yermiş, insanları okuyup yazmaya ve çalışmaya teşvik etmişlerdir.

Kişi her şeyi bilemez. İmam Gazalî “Eğer bilmediklerimi ayaklarımın altına koysaydım, başım göğe değerdi” der. İnsanlar bilmediği şeyin cahilidir. Bilmemek de ayıp değil, belki öğrenmemek ayıptır. Hele insanın haddini bilmesi, bilmediği konularda susup, işi ehline sorup öğrenmesi en önemli görevdir.

İslâm'ın şartı beştir, altıncısı haddini bilmektir derler.

Bütün bunları şunun için yazıyorum.

Yazılarımı okuyan, ara sıra da kendi kalemiyle değişik konularda muhalif, aykırı ve harika yazılar yazan, severek okuduğum, arkadaşım Mahir Cıkcıkoğlu “AKP'nin Din Anlayışı” başlıklı yazısını mail yoluyla göndermiş. Biraz genelleme yaparak haksızlık yapmış ama yine de taşı gediğine oturtmuş.

AKP Sivas Milletvekili Nursema Memecan'ın katıldığı bir toplantı sonrası gazetecilere söylediği sözler üzerine tepkisini dile getirmiş. 

Aynı konuyu,  Pazartesi günkü gazetemizde de haber olarak görünce durumun vehâmetini daha iyi anladım. “Milletvekili Haddini Aştı” diye verilen haberde, Türk Diyanet Vakıf-Sen Konya Şube Başkanı Atila Ayhan, olanlara karşı haklı tepkisini kamuyla paylaşıyordu.

Haberi ve yazıyı okuyunca Nursema Memecan'ın tam bir cehalet örneği sergilediği, acınacak hallere düştüğü, kendisini ve mensup olduğu AK Parti'yi nasıl da zor duruma düşürdüğü ortaya çıkıyor.

Sivas Milletvekili Nursema Memecan Arnavutluk'un başkenti Tiran'da düzenlenen Temel Haklar Ayrımcılık Yasağı ve LGBTİ ( lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel, interseksüel ) dahil olmak üzere Hassas Grupların Korunması seminerine katılmış, kendisini eleştirenlere tepki göstermiş ve bu toplantıya katılmayı meşru göstermek için, özrü kabahatından büyük laflar etmiş.

Laflar etmiş de lafın sonu nereye varacak hiç düşünmemiş.

“Başörtülüler nasıl hâkimlik yapıyorsa, eşcinseller de hâkimlik,  imamlık yapabilir, imam olacaklarsa, eğer iyi bir imamsa, dini iyi anladıysa ve anlatabiliyorsa imam olsunlar” demiş.

“Peki, ama İslâm Dini Eşcinselliği bir sapkınlık olarak kabul ediyor, buna ne dersiniz?” diye soran gazetecilere,

“Bakın sadece bizim dinimizde değil, diğer dinlerde de, eşcinselliği normal olarak kabul etmiyorlar. Tamam dinde öyle, olmazsa olmaz o zaman. Yani olmuyorsa olmaz. Eğer bu durum dine aykırılık teşkil ediyorsa olmaz. Ama dinin gereklerini ve gerekçelerini anlatabiliyorsa olur.” Diye cevap vermeye devam etmiş.

Nursema Memecan, dini iyi anlayan, iyi anlatan birinin dini iyi yaşaması gerektiğini, eşcinsellik gibi bir sapkınlık içindeyse, tövbe ederek, Allah'ın afv ve merhametine sığınabileceğini, bu sapkınlıklardan vazgeçmesi gerektiğini söylemiyor, nedense eşcinseller de şu işi yapar, bu işi yapar diye konuşuyor.

Robert Koleji, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mezunu olmak, ABD'de yüksek lisans yapıp, yazılım mühendisi olarak çalışırken, Milletvekili olmak sanırım her konuda yetmiyor. Hele karikatürist Salih Memecan'ın eşi ve iki çocuk annesi olmak dahi yetmiyor.

İnsanın her konuda bilgisi olmadan konuşması, haddini aşması bazen sapla samanı birbirine karıştırmasına sebep olabiliyor. Bu da O gibi insanları toplumda traji-komik duruma düşürebiliyor.

 

                                               GÜNÜN SÖZÜ

SÖZ VARDIR KESE SAVAŞI

SÖZ VARDIR KESTİRE BAŞI

 SÖZ VARDIR AĞULU AŞI 

YAĞ İLE BAL EDE BİR SÖZ.

                             KİŞİ BİLE SÖZ DEMİNİ

                             DEMEYE SÖZÜN KEM'İNİ

                              BU DÜNYA CEHENNEMİNİ

                               SEKİZ UÇMAK EDE BİR SÖZ.

                                                              Yunus Emre