-7-

 

YEDEN OLMAZSA KÖRÜN HALİ NASIL OLUR?

 

Ey dedikodu için tutulmuş gevezeler, kulağınıza pamuk tıkayın, gözünüzdeki his bağını çözüp atın. Basit ve küçük şeylerden zevk alanlar gerçek zevki anlayamazlar. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

İnsanlara başarabilecekleri işi buyur, hayvanlara taşıyabilecekleri yükü vur. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Her kuşun yemi cüssesine (yapısına ) göredir. İncir her kuşa lokma olabilir mi?(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Süt bebeğine ekmek verirsen hazmedemeyip ölür. O diş çıkarınca ekmeği kendi arar.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Kanadı bitmemiş kuş yavrusu uçmaya kalkışırsa düşüp yırtıcı bir kedinin lokması olur.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Elmas kılıcın karşısına kalkansız gelme, kılıç kesmekten utanmaz.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Ruhun seni yüceliklere götürürken sen su ve çamura kötü huyuna uyarak alçaklık bataklığına düştün.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Dünyayı baştanbaşa bembeyaz kar kaplasa güneşin harareti bir bakışta onu eritiverir.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Yaratanın kudreti yanında yaratıklar nakış iğnesi önünde gergefin haline benzer. İnsanın iradesi yok, yaptığından sorumlu değilse bu hayıflanma, keder ve utanma nereden ileri geliyor?(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Hastalıkta elem ve sıhhate hasret vardır. Hastalık vakti uyanıklık demidir.(Şerh-i Mesnevi, c.1)

Dünya senin gözünde çok büyük ve sınırsız görünse de Allah'ın kudreti karşısında zerre bile değildir. Bu dünya ruhlarımız için bir hapishanedir. Sahradan yana gidiniz.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

(Allah) Firavun'un yüz binlerce mızraklı ordusunu, Musa'nın tek asası ile kırdı. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Yüz binlerce şiir defteri ümmi Peygamberin sözleri karşısında utanç vesilesi oldu. (Kâbe'nin duvarında asılı kasideyi şairin kendi kız kardeşi “Muhammed'in söyledikleri yanında yakışmaz” diye indirdi. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Allah Teâlâ kendine güvenen dağ gibi kalpleri yerinden oynattı, nice kurnaz kuşu ayaklarından yakalattı.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Kafayı çalıştırmak herkesin anlayamadığı şeylere akıl erdirmek yol değil. Allah'ın iyilik ve lütfü; saracak kırık, yapacak yıkık arar. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Binlerce insanın hilesini Allah bir kıvılcımla yok eder. Düşündükleri hileleri mazlumlara ibret dersi, zehirli suya benzeyen bozgunculuklarını haksızlığa uğrayanlara şerbete çevirir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Allah dilerse zan ve şüphe doğuracak bir sözü imana, kin ve düşmanlık sebebini sevgi ve dostluğa dönderir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Hazret-i İbrahim'i ateşte ferahlandırarak, korkuyu ruhun güvenliğine vasıta kılar.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Yeden olmazsa körün hali nasıl olur?(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430) 

Seninle yeryüzünde bulunmak bize yalnız başına göklere çıkmaktan iyidir. Gökler görünüşte yüksektir. Ama manevî yükseklik temiz ruhlara aittir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Bizler aslan gibiyiz. Ama bayrak üstündeki resim aslanı, saldırışımız rüzgârın etkisiyle. Aslanın saldırışı ortada fakat rüzgâr gizli, bu gizli eksik olmasın.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Ey Rabbim bizim rüzgârımız da varlığımız da sensin. Bizi yarattın, yokluğa varlık lezzetini tattırdın. Rabbim verdiğin nimet ve iyiliklerin lezzetini kesme. Nakış nakkaş (nakşı yapan) ile nasıl uğraşır? (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Biz yoktuk, isteğimiz de yoktu, lütfun söylemediklerimizi işitti. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Süs, süsü yapan kalem karşısında ana karnındaki çocuk gibi âciz ve çaresiz.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Hastalıkta hatalarına pişman olur, tövbe edersin. Günahın çirkinliğini anlar yola gelmeye niyetlenir ibadetlerini aksatmayacağına ahd edersin. Hastalık dert ve uyanıklık veriyor. Dertli olan (yücelerin) mânâ kokusunu alır. En dertli insan en uyanık insandır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Allah'ın yüce kudretini görmüyorsan, görüyorum deme. Görüyorsan gördüğünün belirtisi nerede?Her kuş kendi cinsinden yana uçar. Kâfirler çamur cinsinden oldukları için batak ve zindana, peygamberler yücelik cinsinden oldukları için gönül yüceliğine giderler. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Cenabı Hak duyularımızın gözüyle görülemediği için peygamberler onun vekilleridir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Görünüşte göz ikidir ama görüş bir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430

Bir yere on ayrı kandil getirseniz, ışıklarına dikkatle baksanız hiç birinin aydınlığını ayıramazsınız. Yüz elma ve ayranın suyunu sıksanız yüz kaybolur bir kalır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Her biri bir yana çeken duyu ve isteklerini Hakk'a kullukta eritip birliği gör. Sen eritmezsen kulu kölesi olduğum Allah onu kendi eritir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

***