BEDENİN KIYMETİ CANDAN CANIN KIYMETİ CÂNÂNDANDIR

Ey imam, (namazın) başlama tekbirinde “Allahü ekber” demenin manası, Ey rabbim biz senin huzurunda kurban olduk, demektir. Kurban kestiğin vakit “Allahü ekber” diyorsun, namaza durmak ve iftitah (başlangıç) tekbirini almak da öldürülmeğe layık olan nefsi kesmek gibidir. (Namaza durmak nefis için bir ölümdür. Nefsin hoşlanmadığı şeylerin belki birincisi namazdır.) O esnada ten hazret-i İsmail, can da Halil İbrahim Peygamber (a.s.) gibidir. Can, cismin heva ve hevesini kesmek için tekbir getirmiştir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.565)

 

Halk fakirlik ve zaruret korkusuna akla gelmedik işler yapar. Eğer fakirlikten korkacaklarına Allah'tan korksalardı kendilerine define ve hazineler keşfolunurdu. 

(Kur'an'da: Her canlının rızkını vermek Allah'a aittir, buyrulmuş ve Cenab-ı Hak yarattıklarının rızkına kefil olmuştur. Hud suresi, ayet 223) (Şerh-i Mesnevi c.10,s.580)

 

Allah'ın has kulları merhametli ve yumuşak kalblidir. İşleri düzeltmede ilahi ahlaka sahiptir. Onlar şiddet ve sıkıntı zamanında rüşvet almadan yaratılmışlara acır ve yardım ederler. Ey belaya düşen, başın belaya girmeden böylelerini ara ve kıymetlerini bil. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.585) 

Avcının önünden tilkiyi ayakları kaçırıp kurtarır. Tilki ise bu kurtuluşu kuyruğuna borçlu bilip onunla gururlanır, onu okşayıp sever. Ey tilki, ayağını taştan sakın, o olmazsa kuyruğun ne faydası var? Biz de tilki gibiyiz Hak dostları bizi sıkıntılardan kurtaran ayaklara benzer derin hilelerimiz de kuyruğumuz. Her yerde hileye sarılırız. Halkın bize hayran olmasını, (bize hürmet edilmesini) sihirli sözlerle halka hâkim olmağı arzularız. Kendimizin batakta olduğunu göremeyiz. Ey tilki gibi hilekâr! Hile kuyruğunu bırak da kalbini kalb sahibi olanlara bağla. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.588-589) 

Arapça hikmetli bir beyit: “Kendi iyilik ve ibadet sahibi olmadığı halde herkese iyiliği emreden kimse, insanları tedaviye çalışan kendi hasta hekime benzer.” (Şerh-i Mesnevi c.10,s.595) 

Yemek, içmek ve mal gibi şeyleri ihtiyacından fazla toplama ki nefsin sana gâlip ve hâkim olmasın. 

Çamurdaki su denize gitmek ister fakat çamur onun ayağından yakalayıp gitme diye çeker. (İnsandaki ruh da Hak denizine yönelir ceset ve nefsi onu bırakmaz) Eğer su, yani ruh ayağını çamurdan yani beden ve nefsin elinden kurtarabilse kurtulur, çamurda ise kurur kalır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.593)

Güzellere güzellik gönülden gelir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.604) 

Devlet ve saadet aramakla elde edilir. (Şerh-i Mesnevi c.10)

(Çalışıp gayret etmeden, alın teri dökmeden sadece) dua ile bir şey ele geçseydi kör dilenciler, muhteşem ve muazzam birer bey olurlardı. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.609) 

Kazancı ziraat gibi bil; ekmeyince mahsul senin olmaz. Ne ekersen onu biçersin. Ekip biçtiğin senin olur. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.627) 

Utanma aslanlara mahsustur. Köpeklere değil. Aslan; komşusu bulunan hayvanları avlamaz. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.636) 

Köpek, daima fakire saldırır ve fırsat bulursa ısırır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.636) 

Allah'ın hilmi (yumuşaklığı), zalim ve katillerin cezasını bir müddet örtüp uzatırsa da zulüm haddi aşarsa onu meydana çıkarır.(Şerh-i Mesnevi c.10,s.648) 

Mücizelerin cümlesinin ruhu, bir ölüye ebedî hayat kazandırmaktır, yani, sapıklığa düşmüş bir kimseyi hidayete eriştirmektir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.652) 

Güzel gözlülerden cilve öğrenmişsek yani peygamberlerden bakıp görmeği öğrenmişsek neden gözümüz sebeplere takılıp kalıyor. Sebeplerin üstünde sebepler vardır. Sen görünen değil görünmeyen hakiki sebeplere bak. Kur'an, sebeplerden çok, sebeplerin yaratıcısı Allah'a bağlılığı tavsiye eder. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.655)

 

Para kesesi ve cüzdanın değeri içindeki para ve altındandır, içi boş kese faydasızdır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.660)  

Bedenin kıymeti candan, canın kıymeti cânândandır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.661)

Ekmeğin şekil ve görünüşünde gizli bir zevk vardır. O sofra gibidir. Sofrasız ekmek veli gıdasıdır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.663) 

Nefsin ikiyüzlülüğüne güvenme. Nefis seni abdest aldırmak için havuza götürür de havuzun dibine batırır. (Şerh-i Mesnevi c.10)

Akıl iyilik isterken karanlık nefis ona nasıl galip geliyor? Çünkü akıl, bedeninde garib, nefis ise kendi evindedir. Köpek kendi kapısında aslan kesilir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.667) 

Halk gizli birer hastadır. İllet illete yâr olur. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.668)

 

Hazret-i İsa: Beden ve ruhları yaratan Allah'a yemin ederim ki duayı ölüye okudum dirildi, ahmak kalbine yüz binlerce kere okudum fayda vermedi. Ahmak katı taş gibi ahmaklık huyundan dönmedi. Çorak yer gibi iyilik otu bitmedi. (Şerh-i Mesnevi c.10)

Ahmaklık, Allah'ın kahrı olan bir hastalıktır. Ahmaklık mührünü Hak vurmuştur hiç bir el çare bulamaz. Dedi. Hazret-i İsa ahmaktan kaçtı, sen de ahmaklardan kaç. Ahmakla sohbet ne kanlar dökmüştür(Şerh-i Mesnevi c.10)

 

Kış soğuğu ufukları doldursa güneşe tasa mı? (Şerh-i Mesnevi c.10,s.675-677)

Canana koşmayan, sevgiliye kavuşmağa çalışmayan canlar binlerce de olsa hakikatte yarım tenden ibarettir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.679) 

Akıllı, akıllı ile tanışınca aralarındaki safvet ve muhabbet daima artar. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.700)

Nefsanî dostluklar menfaat dostluğudur; hep fayda gözetir, bulamayınca bozulur. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.700)

Aydınlık bir günde kandil arayanın arayışı onun körlüğünü anlatır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.709) 

Güneşi zerre gibi gören kör göze ne kadar yazık. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.718)

Delinin gözü ona baharı kış gösterir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.718) 

Siz kendinize ve kendi sanatınıza âşıksınız. Yılan kuyruğuna yılanbaşı yakışır. (Puta tapanlar için) (Şerh-i Mesnevi c.10,s.720)

İlahinâme sahibi Hakîm-i Gaznevî (Feridüddin Attar) güzelce dinler de mânâsını anlarsan bu eserinde şöyle diyor: Kaderin hükmüne itirazla boşboğazlık etme. Eşeğe eşek kulağı pek münasiptir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.721)