SÜRÜ GERİ DÖNÜNCE EN ARKADAKİ TOPAL KEÇİ EN ÖNE GEÇER

Cenab-ı Hak buyurdu ki: Allah'ın iyilik ve yardımına mazhar olanlar, yeryüzünde yavaş yavaş yürürler. (Tevazu ile yürür, münasebetsiz söze ayniyle cevap vermezler.) Yalın ayak biri dikenlikte durup düşünmeden ve sakınmadan nasıl yürüyebilir? (Netameli zamanlarda dikkatli ve düşünerek hareket etmeli.) (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.213)

Firavun'un çalışma ve gayreti Allah'ın yardımından uzak olduğu için, ne dikmişse yırtılıp sökülmekten geri kalmadı. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.215)

Firavun bir ejderha idi, Hazret-i Musa'nın asası da bir ejderha oldu ve Allah'ın tevfikiyle onu yuttu. El elden üstündür, en üstün ve büyük olan sonsuz kudret sahibi Allah'tır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.243)                                      

Kendi kötü hilenden bahsedilecek olsa canın sıkılır, ama başkasından söz ederlerse sana masal gibi gelir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.245) 

Hazret-i Musa: Bu Firavun ordusu âlemin güneşli aydınlığını niçin görmüyor? Gözleri, kulakları açık ve zeki olmalarına rağmen hakikatı görüp işitmiyorlar. Allah'ın gözleri bağlamasındaki kudretine hayranım, dedi. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.286) 

(Hz. Musa) Gül demeti yaptım (Firavun ve yandaşlarına) götürdüm fakat götürdüğüm güllerin her biri diken, tatlı sözlerimin hepsi iğne oldu. (Tesir etmedi, ters tepti.) (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.288)                                          

Hünerde önde olan, şeklen ileri, manada geridir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.290) 

Sürü geri dönünce, giderken en öndeki teke en geride kalır. Sürü geri dönünce giderken en arkadaki topal keçi en öne geçer. (Allah dostlarının geride kalmaları dönüş günü içindir.) (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.291)

İyi binek hayvanı kösteğini koparır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.297) 

Mihnet ve derde düşünce Allah dersin, dert ve sıkıntı geçince unutursun. Sıkıntının gidip afiyetin gelmesi Hakk'ı şüphesiz tanıyan kimsenin daima Allah'ı anması içindir. (Hakk'ın sesi nerde dersen, onu dertten iki büklüm olup Ya Rabbi dediğin tarafta ara.) (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.299)

Sihirbaz uyuyunca sihir ve hilenin tesiri kalmaz. Nitekim çoban uyuyunca kurt emin olur. Çünkü çobanın koruma ve gayreti durur. Yalnız sürünün çobanı Allah olur da onu korursa kurdun ona yol bulması ne mümkün? (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.311)

Firavun dünyanın doğusunu batısını istila etse de Allah sonunda Musa'yı üstün, Firavun'u tepetaklak eder. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.311) 

Allah'ın lütfu Muhammed Mustafa'ya vadetti ki; sen ölsen de Kur'an ve onun hükümleri bulunan İslam dini ölmez. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.313)

Kimse Kur'an'a bir harf ilave etmeğe veya bir harf eksiltmeğe muktedir olamayacaktır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.314) 

Ey Mustafa (s.a.v.) sen dinin hükmü kaybolup ortadan kalkacak diye korkma. Biz onu kıyamete kadar baki kılacağız. İslamın ilk yıllarında müslümanlar müşriklerden çekinerek adını gizli söylüyor, namaz kılacakları zaman gizleniyor ve dinini yer altında gizliyordu. 

Ben ufukları minarelerle dolduracağım, oradan şerefli ismini herkese duyuracağım, sana asi ve düşman olanların gözlerini kör edeceğim. Seni sevenler şehirler ve ülkeler fethedip dinin yeri göğü tutacak. Şeref ve şanın günden güne artıp şerefli ismin altın ve gümüş (sikkeler) üstüne basılacak. Kur'an, Musa'nın asası gibidir, ip ve deynek benzeri küfürleri ejderha gibi yutar. 

Ey peygamberler şahı, rahat ve mübarek bir uyku ile uyu. Cenab-ı Hak vadettiğini faylasıyla yaptı. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.315-317) 

Ey yolcu, Musa ve Firavun senin içinde mevcut. Bu iki hasmı içinde ara. (Muhyiddin-i Arabî'ye göre: Ruh Musa, nefis Firavun'dur.) Kıyamete kadar Musa ve Firavun benzerleri vardır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.326) 

Karanlıkta el yordamıyla görenlerin elinde bir mum yani hidayet nuru bulunsaydı sözlerinde ayrılık olmazdı. His gözü karanlıkta bir el gibidir onun bir şeyin  bütününü görmesi mümkün değildir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.331)

Ey beden gemisinde uyuyan, vücut gemisini harekete getiren suyun (yani ruhun) hareketli olduğunu anladın. Bir de suyu (yani ruhu) hareket ettiren kudrete, Allah'ın iradesine bak. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.331)

Ey cömert gönüllüler! Bu dünya bir ağaç gibidir, bizse üzerinde daha tam olmamış (ham) meyveleriz. Ham meyve ağacın dalına sıkıca tutunur. Çünkü ham bir meyve ne köşke, ne saraya layık değildir. Meyve olgunlaşıp tatlanınca dalı gevşek tutar. (İyice olgunları dökülür) o ikbal ve saadetten ağzı tatlanınca dünya mülkü insana soğuk gelir. Dünya dalına sıkı sıkı sarılmak ve aşırı düşkünlük göstermek hamlıktır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.337) 

Nuh'un gemisi varken yüzmeği bırak. İslamın sır ve güzelliklerini sana Allah Resulü'nün varisleri alim ve arifler anlatsın. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.339) 

Hadis-i Şerifte: Benim şeriatım Nuh'un gemisine benzer. Her kim ona tutunursa kurtulur ve her kim ondan ayrılırsa boğulur, buyrulmuştur. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.345)

Allah'ın yaratış ve san'atına aşık olan muhteremdir, onun yarattığına (veya bir san'at eserine) aşık olan ise kafirdir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.353) 

“Küfre razı olmak küfürdür” nüktesini Hazret-i Peygamber söylemiştir, onun buyruğu senettir. ( Şerh-i Mesnevi, c.9,s.353)