FARE YARATILIŞLI İNSANLARIN AMİRİ KEDİ GİBİ OLUR

 

Nuh Peygamber, çölde, sudan uzak bir yerde gemi yapıyordu. Kavminden yüzlercesi eğlenmek için yanına koşup: Kuyu suyu bile bulunmayan bir çölde gemi yapıyor, ne cahil ne budala diyordu. Biri: Ey gemi koş, derken başka biri: Gemiye kanat da yap, diyerek alay ediyordu. Hazret-i Nuh ise: Bu Allah'ın emriyledir, alay ve küçümsemeyle değişmez. Şimdi siz benimle eğleniyorsunuz, zaman gelecek biz de sizinle eğleneceğiz cevabını veriyordu. (Tufan oldu, dağ gibi dalgalarda eğlenenler boğuldu.) (Şerh-i Mesnevi c.10,s.731)

 

Ebâbil kuşu, kuşların en zayıfı iken (Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmağa gelen ordusunu) Habeşlilerin fillerini yama kabul etmeyecek şekilde yırttı. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.735) 

Âlem, güneşin nuru ile dolu da olsa, sen körler gibi karanlıkta gidiyorsan o büyük aydınlıktan nasibsiz kalırsın. Ay ışığına pencereni kapamış olursun. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.737)

Peygamberleri tasdik edin, onlar doğmuş güneşlerdir, onlar karanlık (gönül)lerin kandilleri gibidir. Sevgi ve hürmette kusur etmeyin. Onlar ümit kapılarının anahtarıdır. Sizi kıyamet günü rezillikten onlar kurtarır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.737) 

 

Eskilerin başlarına gelenlerden ibret alıp dikkatle gidin. İhtiyat, iki tedbirden tehlikeli olmayana uymaktır. Biri gideceğin yolda su yok dese, biri ise her konaklama yerinde var dese, ihtiyat; yanına su alıp susuz kalma korkusundan emin olmaktır. Su varsa yanındakini döker tazesini içer ve doldurursun. Eğer çölde su yoksa vay o inatçı haline. (Herkesin yolcusu olduğu büyük sefer yani ölüm yolculuğu için peygamberlerin tarif ettiği azığı hazırlamak da buna benzer.) (Şerh-i Mesnevi c.10,s.741)

Şeytan'ın Hazret-i Âdem gibi bir ulu peygamberi bile hileye düşürüşünü unutma. Şeytan sizi kurduğu pusudan görür, siz onu göremezsiniz. Avcının saçtığı taneler meydanda hile ve tuzağı gizlidir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.746) 

 

Bir kuş nazla uçup duvarın üstüne konar. Bir, tuzağın üstündeki tanelere bakar bir de ovanın sonsuz yeşilliğine. Bu iki bakış birbiriyle mücadeleye başlar. Taneye bakışı galip gelirse ihtiyatı bırakıp tuzağa gider. Ovaya bakışı tercih ederse kolu kanadı hürler zümresine önder olur. Ne mutlu ona. Onun kalbi ihtiyatlı olduğu için mekânı gül bahçeleri olmuş, hidayete kavuşmuştur. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.747-748)

 

Ey pervane gibi cehennem ateşine koşan, unutma ve bir kere yanmış kanadına bak. Günah tuzağından bir defa kurtulmanın şükrü bir daha o tuzak etrafında dolaşmamaktır. Tuzaktan kurtulduğuna şükredersen Allah sana tuzaksız nimet verir. Hastalık ve bela anında Ya Rabbi diye ne kadar dua etmiş, iyi kulluk ve ibadet için sözler vermiş, şeytanın gözüne toprak saçayım demiştin. (Sonra hepsini unuttun.) Halin şuna benzer. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.752) 

 

Kış gelince köpek ezilir, büzülür, kışın şiddetli soğuğu onu perişan edince şöyle der: Yaz gelince ellerimle kendime taştan sağlam bir ev yapayım. Yaz gelince sıcağın tesiri ile gevşer ve: İyi ama bu vücutla ben hangi yuvaya sığarım? Der. Sonra eski sözünü unutur, karnı tok, sırtı pek bir gölgeye çekilir. Kalbi ona bir ev yapmağı hatırlatsa da o: Bu kalıpla hangi eve sığarım, söyle? Der. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.755) 

Bir belaya düşünce tövbeden bir ev yapayım felakette ona sığınayım dersin, dertten kurtulunca hırsın büyür, vaadin unutulur. (Şerh-i Mesnevi c.10)

Nimete şükür, nimetten hoştur. Nimet gaflet, şükür ise uyanıklık getirir. Allah'a şükürle nimeti avla. (Şerh-i Mesnevi c.10)

Ümitsizlikten sonra çok ümitler var, karanlığın arkasından güneş doğar. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.762) 

Kalbimizde ihtiyarlık ve solgunluğun yolu olmayan bir lalelik ve gül bahçesi vardır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.766) 

Bir şeyi tatmayan onun lezzetini bilmez. Pislik böceği gül kokusunu nasıl anlayıp hayal edebilir? (Şerh-i Mesnevi c.10,s.777)

Kötü ve aşağılık adamların huyu, iyilik edene kötülük yapmağa çalışmaktır. (Şerh-i Mesnevi c.10)

Eğer kılıcı çivi yapacak olursan hezimeti zafere tercih etmiş olursun. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.782) 

Cenab-ı Hak, cehennemi alçaklar, cenneti iyi ve cömert olanlar için yarattı. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.783)

Fare yaratılışlı insanların zabit ve amiri kedi gibi olur. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.786)

Dert ve sıkıntı içindekiler; şükür, nimet içindekiler; azgınlık ve hilebazlıktadırlar. Sırma elbiseler giymiş olan azgınlıkta, aba giymiş olan fukara şükürdedir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.788)