DOĞRU ANLAYAN KİMSELERİN HASRETİYLE ÖLÜYORUM

 

Garip ama gerçek: Asıl kör; görmek istemeyen, asıl sağır; duymak istemeyen ve asıl cimri de vermek istemeyen değil midir? (Şerh-i Mesnevi, c.10,s.684-691)

Çıplak dünya düşkünü çulsuz kalmış müflis adamdır. İflas etmiş, parasız, pulsuz biri soyulmaktan nasıl korkar? Dünyaya çıplak gelmiş, çıplak gidecektir. Hırsız endişesi boşunadır. (Şerh-i Mesnevi, c.10,s.430-445)

 

Ölüm vakti, zengin servetinin kendinin olmadığını, akıllı da hiç bir hünerinin bulunmadığını anlar. Hayat boyu çekilen korku, eteğine doldurduğu testi kırıklarına sarılıp onları kaybetmekten korkan çocukların korkusuna benzer. O çanak çömlek kırığından bir parçasını alsan ağlar, geri versen sevinip, güler. Çocuk daha ilim elbisesini giymediği için ağlayıp gülmesine itibar edilmez. (Şerh-i Mesnevi, c.10,s.430-445)  

Âlim geçinen o zalim ahrette faydası olmayacak yüz bin şeyi bilir de kendi ruhunun hakikatini bilmez. Her kumaşın kıymetini pekâlâ bilir fakat kendi kıymetini bilmezsin. Bu ne ahmaklık? (Şerh-i Mesnevi, c.10,s.684-691)

Deniz, balıkları dışarıya bırakmaz. Karada yaşayanları da içeri koymaz. (Şerh-i Mesnevi, c.10,s.798-802)

Yalnız Allah'ın açtığı kaza nâmında büyük bir kilit vardır. Kâinatın her zerresi anahtar olsa da o kilidi Allah'tan başkası açamaz. Hakk'a teslim ol, onun rızasını kazan. (Şerh-i Mesnevi, c.10,s.798-802/ Mesnevi, c.3,s.249)

Kendini unutursan seni hatırlarlar, kul olursan hürriyetine kavuştururlar. (Şerh-i Mesnevi, c.10,s.798-802/ Mesnevi, c.3,s.249)

                                                

Her şeyin olsa da bensiz olunca her şeyden mahrumsun. Hiç bir şeyin olmasa da benimle olunca her şey senindir. (Hadis-i kutside: Ben beni zikredenle oturur, bana yakın olana dost olurum, buyruluyor. Beyitte buna telmih var.) (Şerh-i Mesnevi c.10,s.417) 

Herkesi bir iş için yaratıp kalbine o işin sevgisini koymuşlar. Sevgi ve meyil olmayınca el, ayak nasıl hareket eder? Su ve rüzgâr olmayınca çör-çöp nasıl hareket eder?                               (Şerh-i Mesnevi c.10,s.420)

İşin başında sonunu gör de kıyamet günü pişman olma. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.421)

Cenab-ı Hak, verdiğiniz söz (ve vaadde) inşallah ibaresini ilave ediniz, buyurdu. (Kehf suresi, ayet 23-24) (Şerh-i Mesnevi c.10,s.425)

 

Hadis-i Şerifte: Kalb, çöle düşmüş bir tüy gibidir, şiddetli esen rüzgârların esiridir, buyruldu. (Kalbler her an değişir. Kalb zaten değişme, bir halden bir hale geçme anlamını taşır.) Gönülde her zaman bir görüş bulunur, fakat o rey kendinden değil başka yerden; Cenab-ı Hakk'ın iradesindendir. Allah'ın kaza (ve kaderi) nın etkisiyle önünde kuyuyu görür ondan sakınmağa muktedir olamazsın. 

Uçan kuşun tuzağı gördüğü halde tutulup ölmesine şaşılmaz. Asıl şaşılacak şey, kuşun gözü, kulağı açık ve önündeki tuzağı gördüğü halde kendi kanatlarıyla ona doğru uçmasıdır.           (Şerh-i Mesnevi c.10,s.428) 

Körün her adımında çukura ve çamura düşme korkusu vardır. O, yolda binlerce korku ile yürür. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.451)

Oturma, inme ve yürümede gözleri görenle kör müsavi olur mu? (Şerh-i Mesnevi c.10,s.455)

Deniz yolunu bilmeyen denizi nasıl bulur ve halkı oraya nasıl götürür? (Şerh-i Mesnevi c.10,s.476)

Kötü arzu ve heveslerin gülünce aklın ağlar. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.478) 

(Her akla geleni) sormaktan sabretmek iyidir. Sabır maksada en çabuk götüren rehberdir. Sormadığın sana daha çabuk açılır. Sorarsan isteğin daha geç gerçekleşir. Kolay olan sabırsızlıkla zorlaşır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.482-483) 

Konuşan kemal sahibi olursa ilim ve hakikat sofrasını serince o sofrada her yemek bulunur. Hiç bir misafir aç kalmaz, herkes gıdasını alır. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.494) 

Hakk'ın kazası ve hükmü olmayınca ağaçtan bir yaprak düşmez. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.497)

Sonlu olan sonsuzu nasıl kavrayıp tarif edebilir?

Kim Hakk'a gerçekten inanır, emir ve yasaklarına itâat ederse o kimseye ölüm ile hayat müsavidir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.498) 

Deniz ortasında oturuyorum ama gönlümün isteği testi suyu. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.510) 

Sevgilinin aşkı ekmek aşkından aşağı mıdır? (Şerh-i Mesnevi c.10,s.516)

Halkın gözlerinde bağ mı var? O bağı, dilediğini kurtuluşa erdiren Cenab-ı Hak mı bağladı ki bu kadar parlak nuru görmüyorlar. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.522) 

Dışarıdaki, görünen, pislik su ile temizlenir, içteki (ahlak) pisliği ise daima artar. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.547)   

Görünen pisliğin pis kokusu yiğirmi adımlık yerden duyulur, içteki (ahlakî) pisliğin kokusu ise İran'ın Rey şehrinden, Şam'a kadar gelir. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.549)

 

Doğru anlayan kimselerin hasretiyle ölüyorum. (Şerh-i Mesnevi c.10,s.550)