YAVRU VATAN KIBRIS

Her hafta yeni bir ülkeden bahsedelim dedik ve bu hafta ki konuk ülkemiz yavru vatan Kıbrıs... Her şeyi ile bizim gibi bizden bir ülke kimilerine göre çok farklı yorumlansa da Kıbrıs içinde barındıklarıyla, herkesimden insanın yaşadığı inanılmaz güzel küçük bir ada ülkesi. Zaman zaman yapılan sokak röportajlarında Kıbrıs nerede sorusuna her ne kadar yanlış cevap verilse de biz çok iyi biliriz Kıbrıs'ı. Bu insanlar daha Kıbrıs'ın nerede olduğunu bilmekten aciz iken bu cennet gibi ülke hakkında yalan yanlış bilgiler vererek insanların kafalarında ön yargılara sebep olmaktadır. Dolayısıyla Kıbrıs'ta yaşamış birisi olarak bu hafta ki köşemde sizlere Kıbrıs hakkında bilinmeyenlerden ve güzelliklerinden bahsetmeye çalışacağım.

İstatistikler;

GSYİH (Milyon Dolar) : 4.273 

KBGSYİH (Milyon Dolar) : 16.114

Büyüme Oranı (%) : 3.70%

Nüfus: 301.400

Yüzölçümü (km2) :  3.355

Başkent: Lefkoşa

Kıbrıs Akdeniz'in Sicilya ve Sardinya'dan sonra üçüncü büyük adasıdır. KKTC yüz ölçümü itibariyle adanın üçte birine karşılık gelmektedir. Yaklaşık olarak ada sahillerinin yarısı KKTC sınırları içerisindedir. KKTC'nin kuzeyinde 65 km mesafede Türkiye, doğusunda 112 km mesafede Suriye, 267 km mesafede İsrail ve 162 km mesafede Lübnan, güneyinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve 418 km mesafede Mısır, batısında ise 965 km mesafede Yunanistan yer almaktadır. Lefkoşa başkent en büyük kentidir. Anekdot; Lefkoşa dünyada iki ülkenin başkenti olan tek şehirdir. Deniz kıyısında yer alan Gazimağusa ve Girne de diğer önemli kentlerdir. Güzelyurt ve Lefke ise geniş narenciye bahçeleri ile ünlü iki şehridir.

KKTC bir Akdeniz ülkesi olması dolayısıyla Akdeniz iklimi hakimdir ve bu iklim insanların yaşayışlarını da doğru oranda etkilemiştir. Dolayısıyla iklim sıcak insanlar sıcak kanlıdır ve samimidir. Burada şu noktanın altını çizmekte yarar görüyorum, ana vatanda bazıları Kıbrıslıların anavatanı sevmediğinden şikayetçi olduklarını bazen dile getirirler. Böyle bir durum söz konusu değildir. Dünyanın her yerinden insanlar yaşamaktadır.

KKTC' in ekonomisi genel olarak turizmden ve üniversitelerden oluşmaktadır. Turizm olarak ülkede çok fazla oteller ve casinolar yer almakla beraber üniversitelerde ki öğrenciler ekonomiye katkıda bulunmaktadır. Her geçen gün öğrenci sayısı ve otel sayısı artmaktadır çünkü KKTC'de suç oranları çok azdır ve çok güvenli bir ülkedir. Dolayısıyla yatırımcılar için bir cazibe ülkesidir.

Öğrenciler çoğunluk olarak Türkiye'den gelenler olmakla beraber sırasıyla Orta Doğu ülkeleri, Kafkas ülkeleri, Afrika ve Avrupa ülkelerindendir. Hayat standartları bakımından Türkiye'den pahalı olmakla beraber gayet normaldir çünkü KKTC bir ada ülkesidir. Genel olarak ada ülkeleri pahalıdır. Üretim tarıma dayalı ve sanayileşme oranı düşüktür dolayısıyla bu durum ekonomiyi etkilemektedir. 

Ülkede para birimi olarak gündelik yaşamda Türk Lirası kullanılır fakat ev kiralamaları ve alım satımlarda İngiliz sterlini de kullanılmaktadır. Türkiye'nin birçok ilinden direk uçuşlar olmakla beraber, deniz yolu ile de ulaşım Mersin Taşucu'dan mümkündür. Vize uygulaması olmamakla beraber Türk vatandaşları nüfus cüzdanları ile turist olarak 15 günü aşmamak kaydıyla ülkeyi ziyaret edebilirler. 

Gelelim KKTC'de nereler gezilmeli... Gezilebilecek fazlasıyla yer mevcuttur fakat aracınız olması gerekmektedir. Araç kiralayabilirsiniz fazlasıyla araç kiralama şirketleri bulunmaktadır günlük 60 TL ile 90 TL arasında fiyatlar değişmekle beraber en az üç günlük araç kiralayabilirisiniz. Bu arada trafik Türkiye'ye göre terstir, çünkü direksiyonlar sağ tarafta trafik soldan işlemektedir. Diğer bir alternatif ise günlük turlara katılabilirsiniz. Kişi başı 50 TL olan bu turlar sizleri KKTC'de görülmeye değer yerleri kokartlı rehber eşliğinde gezdirmektedir.

Görmeniz gereken yerler; İlk başta Girne derim. Girne'de; Girne Kalesi, Bellapais Manastırı, Alagadi Sahili Kaplumbağa Koruma Projesi, St Hilarion Kalesi, Barış ve Özgürlük Müzesi ve Mavi Köşk. Sonra Gazimağusa, burada da, Lala Mustafa Paşa Camii, Salamis Antik Şehri, Kapalı Maraş, Namık Kemal Zindanı ve Müzesi, St Barnabas Arkeoloji Müzesi. Sonra Lefkoşa, burada ise Büyük Han, Selimiye Camii, Derviş Paşa Konağı ve Barbarlık Müzesi! Eğer ki doğayı severseniz ve hala bakirliğini koruyan güzel bir sahilde denize girmek isterseniz Karpaz'a gitmenizi öneririm. 

        Paylaştıklarımın sizlere katkı sağlayacağını umarak haftaya yeni bir ülke ile devam edeceğiz. Belirtmek isterim ki Kıbrıs'ın yeri bende çok başkadır ve çok özeldir. Üniversite eğitimim dolayısıyla Kıbrıs'ın Girne şehrinde okudum ve şu an bir daha olsa hiç düşünmem. Bilakis geçirdiğim o güzel yılların şu an özlemi içerisindeyim...