Gerçektende durum göründüğü gibi hatta daha da fazlası. Neden mi? Bugünkü yazımı hazırlarken OECD raporunu inceledim ve hiçte şaşırmadım, rakamlarla refah seviyemizin ne durumda olduğunu diğer ülkelerle karşılaştırmalı bir şekilde analizini inceledim ve gerçekler orada da aynıydı herşey göründüğü gibiydi aslında. Rakamlar gerçeklerden bahsediyordu. Ama bütün bu gerçeklere rağmen sanki çok büyük bir gelişimden bahsedilmesi, olduğundan daha fazla gösterilmesi sanırım çok da etik sayılmaz. Elbette bir gelişim içerisindeyiz hatta olmak zorundayız ama çağımız dünyasıyla karşılaştırdığımız zaman hâlâ yeterli değiliz hala eksikliklerimiz var. Özellikle söz konusu bizim ülkemiz ise, Anadolu insanı ise, yıllarca savaşlarla, yoksullukla, sıkıntılarla boğuşmuş bir toplum olarak bugünkü geldiğimiz nokta hiçbir zaman yeterli değildir ve olmayacaktırda çünkü daha fazlasını hakediyoruz.
Mesela bugün baktığımızda Japonya dünyanın üçüncü ve Almanya dördüncü büyük ekonomisi olmakla beraber bu ülke insanlarının refah seviyeleri oldukça yüksektir. Halbuki bu ülkelerde bizim gibi savaştan, yoksulluktan gelmişlerdir ama bugünkü konumları, üretimleri dünyayı şekillendirmektedir. Hal böyle olunca insan ister istemez soruyor biz neden bu haldeyiz? Nerede yanlış yaptık? Halbuki bizler onlar kadar hatta daha fazla çalışkan olmamıza rağmen bugünkü geldiğimiz durum ortada. Hatta öyleki, bugün gezerken İnce Minare Müzesi önünde iki otobüs Japon turiste rastladım, hepsinin ellerinde fotoğraf makinaları resim çekinmeye çalışıyorlar, müzeyi ziyaret ediyorlardı ve yaş ortalamaları ellibeş, atmış civarındaydı. Hepsi büyük bir merakla geziyor ve mutlulukları gözlerinden okunuyordu. Bu insanlar dünyanın bir ucundan Konya'ya gelmişlerdi, geziyorlardı şimdi bizden kaç kişi Japonya'ya gitmiştir? Yada gidebilir? Zaman zaman toplumun belirli kesiminden insanlarla güzel sohbetlerde bulunuyorum ve geçenlerde bir sanayide işveren bir arkadaşımızla sohbet ettik, laf lafı açtı ve sordum. Abi en son ne zaman tatile çıktınız dedim. Arkadaşın cevabı çok garipti ne tatili be dedi. Biz buradan daha Beyşehir gölüne piknik yapmaya gidemiyoruz gibi serzenişte bulundu ve haklıydı. Şimdi daha biz pikniğe gidemezken taa Japonya...
Şimdi gelelim OECD raporuna, en dikkatimi çeken nokta insanlarımız hayatından tatmin değiller ve otuz dört tane ülke arasında en düşük tatmin oranına sahip bir ülkeyiz on üzerinden 5,6 ile ve OECD ortalaması 6,6 on üzerinden. Diğer bir önemli nokta ise çok çalışıyoruz. OECD ortalamasının çok çok üzerinde çalışıyoruz çalışanların %41'lik oranı çok uzun saatler çalışıyor bu oran OECD'de %13 gibi çok düşük bir rakam. Bu kadar çok çalışmamıza rağmen bakıldığı zaman istatistiklere en az geliri olanda bizleriz. Diğer yapılan araştırmalara geçmeye pek gerek kalmıyor bu iki araştırma zaten fazlasıyla gösteriyorki; Ortalamanın üzerinde fazlasıyla çalışıyorsun geçimini sağlamak için ve gelir elde ediyorsun. Elde ettiğin gelir yeterli olmuyor daha fazla çalışıyorsun bu sefer hayatını yaşamaktan çıkarıp hayat seni yaşamaya başlıyor ve hayattan tatmin olamıyorsun dolayısıyla, stresli ve sağlıksız bir şekilde yaşanılıp hayata devam ediliyor.
Herşeye rağmen umutsuz olmamak gerekiyor ve elimizdekilerle mücadelemize devam ederek hakettiğimiz noktaya ulaşmamız lazım. Bugün bizler artık bunun bilincindeyiz halk olarak ve hergün bu bilincimiz daha da gelişiyor. Bu gelişen bilincimizle yapılan her güzel şeyleri takdir ediyor ve başarıların devamını dilerken başarısızlıkların hesabını soruyoruz. Ve daha fazla uyutulmak istemiyoruz. Güzel günlerin, yarınların hayallerini hep birlikte kuruyoruz ve hiçbirimizin zaman kaybına tahammülü yok.
Kaynak: www.oecd.org