Türkiye nüfusu 86 milyona ulaşmıştır. Her yıl değişik aylarda olmak üzere toplam 50 milyon kadar turist gelmektedir.  5-6 milyon kadar değişik yurt dışı ülkelerden gelenler olduğu var sayımıyla yaklaşık 100 milyon insanın gıda ihtiyacın tarım ürünlerinden karşılamalıyız. İhraç ettiğimiz tarım ürünlerini artırmak, ithal ettiklerimizi daha da azaltmak ve dünya sıralamasında yerimizi yükseltmemiz için daha fazla üretmeliyiz.

Elazığ’daki açıklamalarında Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, "Yeni dönemde her isteyen istediği yere istediğini ekemeyecek", "Ama ben üreticilerimize söylemek isterim. Yeni dönemde her isteyen, istediği yere istediğini ekemeyecek dikemeyecek. Bizim bu üretim planlanmasının gereği olarak böyle bir adımı da atacağız. Üretim yapmadan önce üretici gelip bize bunu elektronik ortamda soracak. Biz bir "Tarım Cebimde" uygulamasıyla, orada kendi bilgilerimizi girdiğimizde ekeceğimiz alanda ne üretebileceğimize tek bir seçenekte olabilir, birden fazla seçenekte olabilir. Bunların dışına çıktığınızda elbette hakkınızdır, çıkabilirsiniz. 5 yıl süreyle her türlü tarımsal ve kredi desteklerinden, kamu olarak yararlandırmayacağız. Amacımız başıboşluğu tarımın lügatinden çıkarmak olacak. Dolayısıyla bizde üreticimizi bu planlı üretime zorlamak durumundayız ve Türkiye'nin ihtiyacı olan ürünleri üretmek durumundayız. Her şehir kendi ihtiyacını üretsin istiyoruz….” şeklinde konuşmuştur.

Genel anlamda doğru üründe desteklemeler o bölge için diğer ürünlere göre maddi olarak cezbedici olmaz ise bu pratikte uygulanamaz. Uygulamada ekilmesini istediğiniz ürünü eken üretici ben keşke ekemeseydim derse bir yıl sonra o bitki orada üreticiye ektirtilemez. Bölgede yetiştirilebilen birkaç ürün desteklenerek ekilmesi istenilmeli ve o ürünler daha fazla desteklenerek öne çıkarılmalıdır. Çiftçinin iş gücü, iş dönemi, uyguladığı münavebe, ekipman varlığı, ürünün sözleşmeli ekilip ekilmemesi ve ürünün paraya dönüşme hızı gibi birçok faktör üreticinin ürün tercihinde önemlidir. Bu nedenle tek ürün yerine birkaç ürün (en az 2- 3 ürün) bölge için öne çıkarılmalı ve tavsiye edilmelidir. Bu durum havza bazlı desteklemelerde bariz görülmüş, ancak havza bazlı desteklerde destek miktarında beklenen bölgesel farklılıklar görülmemiştir. Üreticilerden 20 yıla yakın aynı tarlaya mısır ekenleri görmekteyiz. Neden münavebe yapmadığını sorduğumuzda iş gücü ve ekipmanının mısır için uygun olduğunu ve mısırdan diğer ürünlere göre daha çok para kazandığı gibi söylemde bulunmaktadır. Yapılacak planlamada bu ve benzer hususlar dikkate alınmalıdır.

Türkiye uzun yıllardır tarımda üretim planlamasını konuşmasına rağmen tarımda ki farklı etkiler olabileceği düşüncesiyle havza bazlı ürün desteklemelerine başlayabilmiş zorunlu planlamaya geçememiştir. Havza destekleme dönemi bir üretim planlaması için son derece önemlidir ve iyi analiz edilmelidir. Türkiye'de, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı çitçi sayısını Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, 2001 yılında 2 milyon 182 bin 767 ve 2021 yılında 2 milyon 173 bin 9 olduğunu açıklamıştır (Temmuz 2022).  ÇKS ekilen ürünü belirlemede ve desteklemelerde önemli bir kriterdir.

Önceki yıllarda dönemin Tarım Bakanı Faruk Çelik (2016 yılında) Bursa’da yaptığı açıklamalarında "Her şeyi her yerde ekerim anlayışı artık olmayacak" diyerek 14 yıl içinde tarımda çok önemli mesafeler aldıklarını dile getirerek, çiftçilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve birliklerin katılımıyla 7 bölgede yaptıkları toplantılarda tarım ve hayvancılıkla uğraşanların bakanlıktan beklentilerini belirlediklerini anlattı. Faruk Çelik, şöyle devam etti: "İki önemli konuyu dün uygulamaya koyduk. Bunlardan birisi bundan sonra çiftçi kardeşlerimiz hangi ürünü hangi toprak parçasına ekeceklerini net bir şekilde görmüş ve ne kadar destek alacaklarını bilmiş olacaklar. 'Her şeyi yaparım' dönemi bitti. 'Her şeyi her yerde ekerim' anlayışı artık olmayacak. Nerede, neyi ekeceksiniz? En çok verimi nerede, nasıl alırsınız? Bunu belirleyen havza bazlı üretim desteği dönemine 2017 itibariyle başlıyoruz ve 941 havza belirledik. Ülkenin hangi ili, hangi ilçesinde hangi ürünleri ekerseniz destek alacaksınız bunlar yarından itibaren bütün Türkiye'de önce Bakanlığın internet sitesinde tarım il ve ilçe müdürlüklerinin, kooperatiflerin ve birliklerin merkezlerinde göreceksiniz. Buna göre ekeceksiniz, buna göre de destek alacaksınız" demişti.

"Çiftçimizin kazanması için yol göstericilik yapıyoruz" Para eden ürün neyse çiftçilerin de o ürünü ektiğini ve plansız ekimlerin çiftçilerin aleyhine olduğunu anlatan Çelik, şunları kaydetti:

"Çiftçi, neye ihtiyacımız varsa onu ekecek ki; hasadını aldıktan sonra bu malı satma, pazarlama ve karşılığını alma konusunda zahmet veya sıkıntılarla karşı karşıya kalmasın. Onun için havza dönemi, son derece önemli bir üretim planlaması dönemidir. Artık Türkiye üretim planlaması dönemine giriyor….” diye devam etmiştir.

Ülkemizde kırsal alandan kaçış da bir gerçektir. Planlamalar yapılırken bu gerçekte göz önünde tutulmalıdır. Ekilen alanın azalmakta olduğu günümüzde “Her şeyi ekemezsiniz derken doğru seçimler yapılmalı ve uyulama sonunda gel köyüne dön, ne ekersen ek karışmıyoruz denilmemelidir. Kırsaldan kaçışı durduracak sosyal, kültürel, teknik ve ekonomik tedbirler birlikte alınmalıdır. Özellikle ülkemizin gerçeklerinden hareket edilerek desteklemelerde hedef kitle, aile işgücü temelli küçük ve orta ölçekli işletmelere önem verilmeli ve sosyal bazı gerçeklere göre planlama yapılmalıdır. İşgücü bulamayan, makineleşmemiş üretim veya sadece yaşlıların kaldığı köylerde şunu ekin, şu ürünü ekmelisiniz demek doğru olmayabilir.  

Sağlıklı gıda üretimini bölgesel şartlara göre planlanmalı ve Kooperatif üyelerine ve özel sektöre özel destek verilerek ülke genelinde planlı ekimlere tarımsal kooperatifler ve güçlü özel sektör kanalıyla geçilmelidir.

Ülkemizde bazı kooperatifler iyi idare edilemediğinden hem ortaklar hem de ülke kayba uğramaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu gözden geçirilerek devletin yönetimde etkisi artırılmalıdır. Kooperatifleri daha etkin ve işler hale getirmek için yönetimlerinde başkanlar ve yönetim kurulu seçimle gelmeli, ancak idari, finans ve bütçe konusunda kooperatifçilik konusunda eğitim almış konu uzmanı, (müdür veya benzer unvanlı kişiler) devlet tarafından atanarak kooperatiflerde sağlıklı idare ve süreklilik sağlanmalıdır. Ülkemizde maalesef iyi niyetlerle kurulup iyi idare edilemeyen belirli bir süre sonra zarar eden veya kapanan kooperatifler bulunmaktadır. Kooperatiflerin sağlıklı yürütülmesinde belli bir ciro, ortak sayısı veya uygun bir kritere göre önerilen görevliler devlet tarafından atanmalı ki hem uzman kişiler çalışsın hem de kooperatifler yaşatılabilsinler.

Tarımsal üreticilerin ve kooperatiflerin gelir kaynağı bitkisel veya hayvansal üretimlerdir. Bu işletmelerin üretim amacı kendi bölgelerinde hedefledikleri gelir miktarının daha yüksek düzeyde gerçekleşmesine sağlamak olduğundan bu üretimi paylaşan bütün paydaşların planlama kurullarında yer alması gerekmektedir. Bu amaca ulaşmak için doğru seçimler yapılmalı, tohumluk üretiminde, şeker pancarı tarımında olduğu gibi takip ve yaptırımları uygulayacak sistemi üretici kuruluşları vasıtasıyla yaygınlaştırılmalıdır.

Ürün seçimi geniş anlamda iklim özellikleri dikkate alınarak oluşturulan Bölgelerde “Üst Kurullar” ve her ilde de “İl Tarım Kurulları” oluşturularak daha sağlıklı planlamalar yapılmalı, üst kurulların belirleyeceği ürünler birden fazla ürünle sınırlı olmalıdır. Ayrıca bu üst kurullar gelişen şartlara göre değişimleri takip etmek için illerdeki tarım kurulları ile koordineli çalışmalıdır.

İzmir’de yapılan bilimsel bir araştırmanın 2019 yılında yayınlanan sonuçlarına göre “Çiftçilerin üretim planlaması politika bileşenlerini benimseme durumu dikkate alınarak yapılan analizler sonucunda; tarımsal üretimdeki temel amaçlarının en yüksek gelirli üretim yapmak olduğu, bu amaca göre tahsis edeceği arazi büyüklüğünü belirlerken elindeki sermaye ve kredi miktarını dikkate aldığı, planlama için Tarım Bakanlığı ziraat mühendisinden destek almak istediği, yetiştirmek istediği ürüne karar verirken daha yüksek gelir sağlayan ürünler olmasına dikkat ettiği yaklaşım, kabul edilme olasılığı en yüksek olan yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır”.

Ülkemizin Güney doğu Anadolu Bölgesinde Şanlı Urfa’da Tarım Ekonomisi Öğretim Üyelerince yapılan “arazi kullanım planlamasına göre bir üretim planlaması yapılırsa brüt karda meydana gelecek değişimi belirleyerek arazi kullanım planlamasının etkinliğini ortaya koymak amacıyla” bir araştırmada yapılmıştır. 2019 yılında yayınlanan bu araştırmaya göre Arazi kullanım planlamasına göre yetiştirilmesi uygun olan bitkilerle yapılan üretim planlamasına göre destekleme ödemelerini hesaba katmadan brüt kar mevcut duruma göre %23,43, destekleme ödemeleri hesaba katıldığında ise %7,30 artmaktadır. Bu sonuçlara göre brüt kardaki artışın daha yüksek olduğu gözükmektedir. Üretim planlaması sonuçlarına göre üretimi en fazla artırılması gereken bitkinin biber olduğu, arazi kullanım planlamasına göre bir üretim planlaması yapılarak hem brüt kar mevcut duruma göre artırılacak hem de arazinin yapısının korunmasına katkı sağlanacağı” belirtilmektedir.

Üreticinin yetiştirme tekniklerini bildikleri ürünlere öncelik verilmesi alışkanlıkların sürdürülmesi açısından da önemli olduğu yapılan araştırmalar da belirtilmektedir.

Ülkemizin değişik bölgelerinde yapılan ürün planlaması araştırmalarından verimliliğin arttığı ortaya konulmuştur. Dünyanın birçok ülkesinde tarımsal yatırımlarla birlikte ürün planlaması zorunluluğu da getirilmiş iken ülkemiz iyi bir planlama ile makro bölge ve mikro klima bölgelerine göre stratejik ürünlerden başlayıp bunu tarımsal kooperatifler kanalıyla ve özel desteklerle genişletmelidir. Sulama kooperatifleri böyle bir planlama modelinde ele alınmalıdır.

Ürün planlaması bir kota veya bazı ürünlerde ekimi yasaklama şeklinde algılanmamalıdır. Amaç ülkenin tarımda daha iyi noktalara getirilmesi, mevcut üretimi daha da artırmak, temel gıda ürünlerinde ülkemize yetecek miktarda, sağlıklı üretim ve çiftçimizin ayakta kalabilmesi olmalıdır. (DEVAM EDECEK)

Sağlıklı günler dileklerimle Hoşça kalınız.