Kültürümüze sahip çıkmak, yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak adına Konya Büyükşehir Belediyesi bir dizi etkinlik gerçekleştirmektedir. Bundan iki hafta öncesi yurt çapında bir organizasyon yaparak üç gün süren “Türk Kültürü, Sanatı ve Kültürel Mirası Koruma Sempozyumu” düzenleyerek 100'e yakın bildirinin sunulduğu bir kültür programına imza atmıştı. Şimdi de 24 Mayıs 2014'te bir hafta sürecek olan Konya'nın “Halk Üniversitesi” niteliğinde KOMEK kurslarında üretilen el emeği göz nuru eserleri bir sergi ile halkın beğenisine sundu.

 Bugün 28 Mayıs 2014. Mevlana Kültür Merkezi'nde eşimle birlikte KOMEK'in “Altın Dokunuşlar” adlı sergiyi gezdik. Sergiye gitmeden önce bir saat dolaşır çıkar, işimize gideriz diye düşünüyorduk. Ama içine girince büyük bir kültür şöleniyle karşılaştık ve oradan ayrılamadık.

 Sergide bizlere Büyük Aymanas Kurs Merkezi Yöneticisi Fatma Demir hanımefendi refakat etti. Kendisi çok hoş sohbet bir hanım. Bizleri gayet sıcak karşıladı.

Sergi, zemin kat da dâhil olmak üzere 3 kata yayılmış. 175'e yakın sanat dalında çeşitli örnekler sergilenmiş. Telkarisinden tutun ebru sanatına, kumaş işçiliği ve nakıştan tutun da kırk yama, el- işi oyalar danteller, daha neler neler! İnsanın göz estetiğine ve gönlüne hitap eden birbirinden güzel, orijinal eserler. El emeği, göz nuru! İnsan ruhunun inceliği, zevki! Kadınlarımız ve genç kızlarımız sanat aşkını Allah'a ulaşmak istercesine ilmek ilmek kumaşlara, derilere, toprağa metallere işlemişler.

Girişin hemen solunda bizi büyük bir padişah otağı karşıladı. Sağında ve solunda otantik kıyafetler giymiş şehzade ve padişah mankenleri yer alıyor. Kıyafetleri atlas üzerine sim işleme, otağın yanındaki nöbetçi yeniçerinin kıyafeti, kılıcı en ince teferruatına kadar el işi ile süslenmiş. İnsanımızın gerçekten ruhî inceliğinin, hassasiyetinin, sanat zevkinin bir ürünüdür. Otağın içinde bir taht ve kullanılan eşyalar, hepsi son derece sade fakat bir o kadar da alımlı. Otağın yanında Hacivat ile Karagöz kıyafeti giymiş iki genç vardı. Sempatik tavırlarıyla çok ilgi çekiyorlardı. Birlikte resim çektirdik. Otağın biraz ilerisinde bir masanın üzerinde uygulamalı çini sanatı için çalışma yapan muallimeler var. Küçücük yaprakların nasıl boyandığını, boya malzemelerini, tabakları, incecik fırçalarla yapılan çalışma gerçek bir atölyeyi andırıyordu.  İnsan en ince ayrıntılarına kadar öğrenmek istedikleri şeyleri bu şölende öğreniyor. 

Sergide daha çok Selçuklu ve Osmanlı nakış ve işlemelerine ağırlık verilmiş. Yatak örtüleri, havlular, peşkirler, seccadeler, sandık ve sehpa örtüleri klasik Osmanlı süsleme sanatından örnekler sergilenmektedir. Bunları hocalarının nezaretinde öğrenciler işliyor. Eski kırk yama dediğimiz nakış işinden seccadeler, yatak örtüleri, sehpa örtüleri vitrinleri süslüyor.

 Zemin katta seramik ve rölyef işlemeciliğin en zarif örnekleri numuneleri gözümüzü aydınlatıyor, gönlümüzü şenlendiriyor. İğne oyasından yapılmış eşyaları sergileyen bir reyon vardı. Hanımların en çok dikkatin çekildiği bir reyon olsa gerek. İğne oyasından yapılmış pano, küçük çiçekler gerçekten çok etkileyici idi. Yanımızda bulunan görevli bizi Osmanlı sabunun yapıldığı reyona götürdü. Bunların sabun olduğunu ancak tadarsanız bilebilirsiniz. Kimisi tabağın içine konmuş, ikram edilmeye hazır lokumları andırmakta kimisi bahar da çiçek açmış ağaçlar gibi renk renk, desen desen insanların gönüllerini süslemekte, kalplere huzur vermektedir. 

İlgimizi çeken diğer bir reyon da takı reyonu idi. Genç kızların ve gelinlerin eskiden kullandığı takılar stilize edilerek yapılan bu tasarım geçmişten çok şeyler taşıdığı gibi kendinden de bir şeyler katmış gelecek kuşaklara, kültür mirasına hediye etmişti.

Bebek kıyafetleri ve oyuncak bebekler, beşikler de ilgimizi çeken otantik nesneler arasında idi. Şimdi çocuklarımıza, gençlerimize bakıyorum da ayıcıkla, kedicikle panda ile oynamakta, böylesine estetik zevklerden mahrum kalmaktadır. Onları KOMEK'te sergilenen ürünleri gezip görmeye davet ediyorum. Belki gönülleri gözleri açılır da daha güzel, orijinal nesnelere, bizim millî zevk ve anlayışımıza ilgi duyarlar.

Üst katlarda Konya Belediyesinin restore ettiği tarihi eserleri, sokakları ve bedestenin resimlerini gördük. Topraklık, Mengüç Caddesi, Bedesten birer kültür vadisi olmuş. Bunun yanında Piri Reis Medresesini de harabelikten ve hurdalıktan kurtarırsa çok memnun oluruz. Gerçekten orası içler acısı bir durumda.

En üst katta hat ve ebru sanatının, atların özgür vadisi resim reyonlarını gezdik. Atlar sanki canlı gibi. Denizin ortasından koşarak gelen bir at sizin üzerinize geliyormuş hissi verip yana kaçasınız geliyor. Hele iki atın yan yana o kadar uyumlu, anlaştığı bir resim var ki kendi kendime hayıflandım. Biz insanlar şu atlar kadar olamıyoruz; sürekli birbirimizi ısırıp duruyoruz diye. İbret alınacak çok resimler var. 

Tezhip hocası Mukaddes hanımla tanıştık. Topkapı sarayında tezhip kursu almış. Bize küçücük bir gülün boyanmasının 3-4 saat sürdüğünü söyledi. Bütün sanat dalları aşk ve sabır ile çalışmayı gerektirir; fakat tezhip daha fazla sabır gerektiren bir iş olsa gerek. Kendisini kutluyorum. Öğrencileriyle birlikte çok güzel eserler ortaya çıkarmış. 

Çocuk beşikleri, yorgan yüzü ve kaplaması, üzerindeki kanaviçe gerçekten görülmeye değer. Biz çocuklarımıza çok değer veren bir millet idik. Şimdi de değer verdiğimizi düşünüyoruz; ama sadece bedeni olarak. Halbuki onların ruhi gıdalarını, millî ve manevi duygularını, zevklerini veremiyoruz. Gençlerimizi bu tip faaliyetlere yönelterek, yönlendirerek hem bu sanatların devamını sağlamış oluruz hem de zenginleştirmiş oluruz. Gençlerimizin estetik duyguları gelişir ve insani ilişkilerinde daha samimi, daha içten ve yumuşak davranışlı olurlar. Birbirlerine karşı kırcı olmazlar.

Gezintimizin sonunda bahçede otantik bir ortamda saç böreği ve ayran ikram edildi.  Her ikisi de Türk kültürüyle özdeşleşmiş nefis şeyler! Ayran ve saç böreği. Yapanların ellerine sağlık! Bahçede Konya'ya özgü yiyeceklerin tanıtıldığı bir de mutfak vardı. 

Bize refakat eden Fatma Hanım'a teşekkür ederek sergiden ayrıldık. Bu sergiyi açan KOMEK yetkililerine ve çalışanlarına, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve mesai arkadaşlarına, Büyükşehir Belediyesi Basın yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Köseoğlu'na ve ekibine, velhasıl sergide emeği geçen herkese teşekkür ederim. Türk kültürüne hizmet ve geleceğe ışık tutmak babında muvaffakıyetler ve yollarının açık olmasını diliyorum.