“İnsan olarak doğulur insan kalan yoktur.” der rahmetli Reşat Ertaş. Her halde hayatta çok tecrübe etmiş ki böyle bir kanıya varmış.

Cemiyetimize baktığımız zaman gerçekten suret olarak hep insan görürüz. Ama davranışlara bakınca insanlığa yakışmayacak birçok davranışlara şahit oluruz. Kimisi sokak ortasında bir kadını saçlarından sürükleyerek döverek öldürür. Kavgaya müdahale etmez, etrafından seyirci olarak kalır. Onlardan “yapma kardeşim, etme!” diyen çıkmaz. Kimisi sevgilisi tarafından öldüresiye dövülürken kendisini kurtarmak için kazaen elini kana bulayan kişinin aleyhine tanıklık eder. Kimisi telefonla konuşurken yüksek sesle konuştuğu yetmiyormuş gibi muhatabına ağza alınmayacak küfürler savunur.

Eşimle her gün olmasa da sıklıkla Havzan- İstasyon- Alaeddin güzergâhında yürüyüş yapıyoruz. Öyle olaylara şahit oluyoruz ki dudaklarımızı ısırıp kalıyoruz. Yine bir gün yürüyüşteyiz. Stada yaklaşmıştık ki yanımızdan iki delikanlı geçti.  Biri diğerinin anasına, avradına sövüyor, ötekisi gülüyor. Ben ömrümde böyle haysiyetsiz bir davranış görmedim.

Hangi gün olduğunu hatırlayamıyorum. Evden çıktık Yazarlar Birliğine gidiyorduk. Şazbey camisini geçtik, rayların orda karşıdan gelen başı takkeli, bıyıklı-sakallı 25-30 yaşlarında mutaassıp sayılabilecek bir genç rayların üzerine öyle bir sümkürdü ki... Eşimle ben, “bravo, aferin sana, ne güzel yaptın” dedik, bize bakmadan yanımızdan hızla uzaklaştı. Benim midem bulandı. Akşama kadar da geçmedi.

Sevgili okurlar, gençler, delikanlılar! Yanınızda bir mendil taşımak zor bir şey değil. Çıkarın mendilinizi, onun içine tükürün ya da burnunuzu silin. Yoksa siz evinizde ortalık yere mi tükürüyorsunuz ya da sümkürüyorsunuz. Sokaklar, caddeler herkesin ortak malıdır. Ağzının açılınca kul hakkından bahsedersiniz. Çevreyi kirletmek ve insanları rahatsız etmek kul hakkına girmiyor mu?

Konuşurken ahlâk ve edep kurallarına uyun. Biraz haysiyetli olun. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun. Küfürlü sözleri sakız çiğner gibi sarf etmeyiz. Biz sizlerin yanınızdan geçerken vallahi utanıyoruz. Küfürbaz insanlarla arkadaşlık etmeyin. Yalnız bırakın. O mutlaka kendini düzeltecektir.

Her şeyin başı eğitimden geçer. Çocuğa ilk eğitim ailede verilir. Ailelerimiz bilinçli ve hak hukuk sever olursa, adalet duygusunu iyice hazmederse onların yetiştireceği çocuk da cemiyete karşı sorumlu olur. Hak ve ödevlerini bilir.

Bizim önceliğimiz ahlâklı nesiller yetiştirmek olmalıdır. Biz gerçekten insanlara ve doğaya saygılı ahlâklı gençler yetiştirirsek onların kuracakları yuva da mutlu olur, toplumun tasvip ettiği evlatlar yetiştirir. Sevgi, merhamet ve iyilik, doğruluk duygularını çocuklarımızın ruhuna nakşetmeliyiz.

***

İnsan demek, sevgi demek, merhamet demek yardımlaşmak demek. Bir lokma ekmeğini aç kardeşiyle paylaşmak demek. Biz bunun en güzel örneğini 6 Şubatta meydana gelen ve Güney Doğuda 11 ilimizi vuran depremde gördük. Milletimiz yekvücut olup depremzedelerin imdadına koştu, kimisi arama kurtarma ekiplerine katıldı kimisi de yardım kampanyaları düzenleyerek insanların gıda, giyim ve barınma ihtiyaçlarını karşıladı. Bu övünülecek bir davranıştır.

Konya’daki Sivil Toplum kuruluşlarından biri olan Türk Ocağı gençlerin eğitimi ve onların ihtiyaçlarını tedarik konusunda tüm hızıyla faaliyetlerine devam ediyor. 6 Şubatta Güney Doğu illerimizde meydana gelen depremde evleri yıkılan ve okulları kapanan gençlerimize yardım ediyor.

Deprem bölgesinde çadırlarda sınıflar oluşturarak onlara uzaktan eğitim veriyor. Gönüllü öğretmenler, 600 kadar öğrenciye ulaşarak kimisi bire bir kimisi de gruplar halinde online ortamında ders veriyor. Konya’ya yerleşen depremzedelerin psikolojik sorunlarıyla yakından ilgileniyor, PDR uzmanları aileleri dolaşarak onları terapi ediyor. Yine çadır sınıflarında da PDR uzmanları öğrencileri yakından takip ediyor. Türk Ocakları Konya Şubesi Başkanı Dr. Vedat Erden, depremzedelerin ne tür ihtiyaçları varsa çözüme kavuşturmak için mücadele veriyor. Evi olmayana ev, işi olmayana iş yerleriyle konuşarak onların istihdamına yardımcı oluyor. Ocağın binasında sınıflar oluşturarak evinde çalışma ortamı bulamayan öğrencilerin ders çalışması imkânını veriyor. Öğretmenler gelip onlara ücretsiz ders vererek üniversite sınavlarına hazırlıyorlar.

Konya Türk Ocağında çeşitli kurslar açılarak gençlerin bir meslek sahibi olmaları için çaba harcanıyor. 1 Mart’ta yapılan bir duyuruda Sertifikalı İlk Yardım Eğitimi Kursu açılacağını ve sınıfların 25 kişiden oluşacağı ve Sağlık Bakanlığı sertifikası verileceği belirtiliyor. Türk Ocakları Genel Merkezinin AFAD Genel müdürlüğü ile protokol imzaladığını belirten Başkan Vedat Erden, Arama Kurtarma guruplarının AFAD tarafından akredite edileceğini ve benzer felaketlerde işyerlerinden izinli sayılabileceğini duyurarak sınıflar oluşturmak istedi ama pek taliplisi çıkmadı.

Konya Türk Ocağında gençlerini tarihini, dilini ve edebiyatını öğrenerek maddi ve manevi değerlerle donanımlı kültürlü fertler yetiştirmek için her hafta sonu konun uzmanı çağrılarak kültürel konferanslar veriliyor.

Konya Türk Ocağının başkan ve yöneticilerini, gönüllü gençlerini faaliyetlerinden dolayı kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.