SAHTE İÇKİ ÖLDÜRÜYOR DA, YA SAHTE OLMAYANI?
İçildiğinde şişedeki gibi durmayan, bütün kötülüklerin anası olarak, ana sebebi olarak bildirilen, şeytan işi bir pislik olarak ilân edilen, kısaca İÇKİ olarak isimlendirilen alkollü içeceklerin sahtesinin insan ölümlerine neden olduğu haberleri kamuoyunda konuşulmaya, tartışılmaya devam ediyor.
Sanki gerçek olanı, sahte olmayanı öldürmüyormuş da, sahtesi öldürüyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Sahte içki üretenlere ve üretilen yerlere polis tarafından operasyonlar yapılıyor. Baskınlar düzenleniyor.
Binlerce şişe sahte içki ele geçiriliyor. Sahte içki kalpazanları yakalanıyor. Sahte içkiden ölenlere dualar ediliyor, acınarak bakılıyor.
Şeytan işi bir pislik olan, kötülüklerin ana kaynağı olan alkollü içeceklerin zararından, insanı nasıl rezil ettiğinden, nasıl yavaş yavaş öldürdüğünden kimseler söz etmiyor.
Aman sahtesine, ucuz olduğu için etil alkolden değil de metil alkolden üretilen ve bu yüzden zehirleyip öldürene dikkat edin diye akıl veriliyor. İçki alırken neler yapılması gerektiği maddeler halinde tek tek sıralanıyor.
Aklı örten, insanı sarhoş eden, sarhoş ettiği için her türlü rezaleti işleten, insan onurunu ayaklar altına alan, gerçek alkol, adeta teşvik ediliyor.
Bilinen bir gerçektir ki, İslâm akıl ve mantık dinidir. Akla ve düşünmeye, akıl sağlığına, aklı korumaya büyük önem verir.
Alkol içecekler, beyni uyuşturduğu, insanın davranışlarını anormalleştirdiği için, adı, cinsi, rengi, tadı ne olursa olsun, yasaklanmış ve haram kılınmıştır.
Çoğu sarhoşluk verenin azının da haram olduğunu, alkol ve uyuşturucunun bütün kötülüklerin anası (sebebi)olduğunu, içenin, içtirenin, üretenin, satanın, alanın, taşıyanın bile lanetlendiğini Peygamber Efendimiz bizlere bildirmiştir.
Tedrîcen, yavaş yavaş, basamak basamak getirilen içki yasağıyla ilgili son ayetin gelmesiyle birlikte, bütün içki içen Müslümanlar, Sahabîler evlerindeki içki şişelerini, içki kaplarını, küplerini kırarak, içki içmeyi kesin olarak bırakmışlardır.
Ellerine bir daha içki kabı alıp, içki içmemişlerdir.
Ne yazık ki günümüz Müslümanları her işte olduğu gibi alkol işinde de sınıfta kalmışlardır.
Dünyevî gerekçelerle, kendilerini asla savunmayacak olan içkiyi savunur hâle gelmişlerdir.
Müslüman mahallesinde salyangoz satar gibi, her köşe başında, her okulun yanında, her camii ve mescidin yanı başında ya bir Birahane, ya da meyhane açıp, gençlerin, hatta çocukların bile içki almasına göz yummuşlardır.
Şeytanın, arzu ve heveslerin, nefsin, kötü arkadaş ve kötü çevrenin etkisinde kalan bazı kardeşlerimiz, alkolün tuzağına düşmüş, kendisini alkolün öldürücü pençesinden kurtaramamışlardır.
Bugün ülkemizde üretilen ve tüketilen içki oranı maalesef çok üzücü seviyelere ulaşmış, en dindar, en muhafazakâr şehirlerde bile içki tüketimi hat safhaya ulaşmıştır.
Bu yüzden cinayetler, trafik kazaları, kavgalar, ahlâksızlıklar artmış, toplumda bir akıl tutulması yaşanır hâle gelmiştir. İçki, sigara ve uyuşturucu kullanma yaşı ilkokullara kadar inmiştir.
Bunun ana müsebbibi itiraf etmek gerekir ki bizleriz. Bizlerin boş vermişliği, lakaytlığı, nemelazımcılığı, sorumsuzluğu sebebiyle, sahte içki üretenler kızıp, gerçek içki üretenlere hoşgörü ile bakmamız, alkol ve uyuşturucuya gereken tavrı göstermememiz nedeniyle, işin vehâmeti bu noktalara ulaşmıştır.
Ha, bir de içki, kumar, fuhuş, uyuşturucu, madde ve teknoloji bağımlılığı ile mücadele etmeyi, savaşmayı gaye edinmiş Yeşilay'ımız var.
Ama Yeşilay'ı ortada görenimiz var mı? Bu güzel şehirde ben, Yeşilay'ı çalışırken göremiyorum. Yerini yurdunu bilmiyorum. Gören varsa lütfen, bana bildirsin.
Bildirsin ki gideyim, ziyaret edeyim, üye olayım, Allah için çalışayım.
Yeşilay yok ama adı Gül Gençlik Derneği olan, madde bağımlısı gençlere el uzatan, onları uyuşturucu, esrar, eroin ve bonzaiden kurtarmaya çalışan bu dernek elindeki kıt imkânlara rağmen güzel çalışmalar yapıyor, güzel projeler geliştiriyor.
Madde bağımlısı olan gençleri evlerinde ziyaret edip, derneğe getiriyor, onları özel eğitimden geçiriyor, kararan hayatlarını aydınlatıyor.
Başa dönecek olursak içkinin sahtesi de öldürüyor, gerçeği de. Uyuşturucunun azı da çoğu da. Hepsi aklımızı, malımızı, canımızı, neslimizi ve dinimizi mahvediyor.
Allah, neslimizi ve bizleri içkinin, kumarın ve fuhuş belâsının şerrinden korusun. Bizleri de gaflet uykusundan uyandırsın.
GÜNÜN SÖZÜ
BEKÂYI HAK TANIYAN, SA'Yİ BİR VAZİFE BİLİR
ÇALIŞ, ÇALIŞ Kİ BEKÂ, SA'Y OLURSA HAK EDİLİR.
M. Akif Ersoy