Yaşadığımız çağ belirsizlik ve tehlikelerle doludur demiştik. Bunlarla baş etmek için hazırlıklı olmak, önceden doğru yöntemlerle belirleyip tedbirler almak hayatî önemdedir. Aksi, zaman zaman vurguladığımız gibi 2P olabilir; yani, pişmanlık ve perişanlık…

Türk Atasözü: “Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile” der. İşte risk başa geleceği önceden görebilmek ve sezebilmektir. Tehlikenin gerçekleşme ihtimali varsa risk ortaya çıkar. Günümüzün en önemli öne çıkan kavramlarındandır. Hayatta kalmanın ve başarılı olmanın kilit kavramıdır. Kriz zamanlarında ayakta kalmak, normal zamanlarda başarılı olmak önemlidir ki, ikisi de riski doğru yönetmekle ilişkilidir.

Müteşebbis: kendi işinin patronu olan, üretim yapan, iş veren, istihdam eden, özne olan, etkileyen risk alandır. Buna mukabil, istihdam edilen, iş gören , etkilenen ise görece olarak nesne olan risk almayandır denilebilir. Özellikle eğitim esnasında her birey müteşebbis ruhla kendi işini kurmaya teşvik edilmelidir. Eğitim aşamasında iş planları eğitimi ve talimleri yaptırılmalıdır. Müteşebbis, sanatkâr olmakla insan kendini – öyle inanıyorum ki- genç yaşta gerçekleştirir ve kalıcı iz bırakabilir yoksa ömür çok kısa… Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinden gidersek zaman yetmeyebilir! Mehmet Akif’in “O ne çok bilmiş adamdır ki: gider sessizce, Ne esermiş, ne semer, kimsenin olamaz haberi!” deyişiyle ömür gelir geçer de haberimiz olmaz!

Toplum Riskleri şöyle sayılabilir: Salgın hastalıklar, tabii afetler, ekonomik krizler, toplumsal karışıklıklar, savaş , diğer istikrarsızlıklar, vs… Şirket Riskleri ise Makro Ekonomik, Finansal, İtibar, Kilit Personel, İş Güvenliği, Kalite, Tedarik, Rekabet, Teknolojik, Yasal vs… diye adlandırılabilir.

Hayatın her safhasında iç içe yaşadığımız risk yönetiminde dört seçenek vardır. Şöyle sıralanabilir: Riskin reddedilmesi / Riskden kaçınılması, Riskin kabul edilmesi ve paylaşılması, Riskin Azaltılması ve son olarak Riskin 3. Şahıslara devredilmesi…

Riskin Reddedilmesi: Makroekonomik yada sektörel darboğaz nedeniyle yeni yatırım yapılmaz , yeni bir işe, piyasaya girilmez ; böylece risk alınmaz.

Riski kabullenmek : Riski eğer firma kendisi yada uygun bir ortakla kaldırabileceğinin hesabını yapmışsa bu strateji uygundur. Bu takdirde, eğer işler planlandığı gibi gitmez de zarar edilirse, diğer kazançlardan veya yedek akçeden karşılanır.

Riski azaltmak: Örneğin, Şirketler, mevcut tehditleri analiz ederek stratejik kararlarında büyüme ve borçlanma gibi yollara gitmezler; kişi bazında ise özellikle uzun yola çıkarken zorunlu değilse gece çıkmayarak riski azaltmak mümkün olabilir ; zira gece görüş kısıtlıdır.

Riskin Transfer Edilmesi: Bu yolla risk 3. Şahıslara devredilir ki, malum sigortalamak denir.

Tüm bu alternatifler riskin tanımlanması ve ölçümlenmesiyle belirlenir. Müteakip yazılarımızda bu konuya devam edeceğiz.