Acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyabiliyorsan insansın der, Tolstoy. Şu anda toplumsal bir travma yaşıyoruz. Türkiye insanı, kadınıyla erkeğiyle büyük bir acı yaşıyor. Özgecan'a kadınıyla, erkeğiyle, sağcısıyla solcusuyla ağlıyor. Meydanlar göstericilerle dolup taşıyor.
Kimileri gerçekten ağlıyor ve çocukları adına endişe taşıyor. Kimileri ise timsah gözyaşları döküyor, olaydan siyasî rant elde etmeye çalışıyor. Gazeteci Ali Tezel gibiler attıkları twettlerle, toplumda fitne eksikmiş gibi yeni fitne tohumları yeşertmeye çalışıyor.
Kimi selîm akıl sahipleri ise, suç ve suçlular üzerinde değil de, bu gibi olayları doğuran sebeplere dikkat çekiyor. Bataklığı kurutmadıkça, bu olayların önüne geçemezsiniz diyor.
Herkes kendi bakış açısına göre bir yorum yapıyor, kendi bakış açısına göre bir suçlu ve ceza şekli buluyor. Hastalığı bir türlü teşhis edemiyoruz.
Gazeteci Sevda Türküsev Pis Yedili ile büyüyen gençlik, Aşk-ı Memnu ile olgunlaşırsa, Fatmagül'ün Suçu Ne? ile demlenirse, böyle vahşetlerin olacağı kaçınılmazdır. Toplumu yozlaştıran her şeyi Modernlik diye yutturuyorlar diyor. Sosyal Medya'da yer yerinden oynuyor.
Hollanda'dan bir yakınımın kızı Ö. Aşkan ise bana bulduğu bir yazıyı göndermiş, duygularını benimle paylaşmak istemiş. Ben de bu yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yazı, günümüzdeki bazı ailelerin erkek ve kız çocuğuna bakış açısını ele alıyor, özellikle erkek çocuklara karşı gösterilen aşırı ilginin kız çocuklarına gösterilmediğini anlatmak istiyor. Cahiliye Mekke Toplumu'nun özelliklerine uygun bazı töresel ve geleneksel adetlerimizden söz ediyor. Madem öyle, işte sonuçları böyle demeye getiriyor.
Elbette bunların hiç biri ne İslâm'da var, ne de Peygamberimizin çocuklara bakışında ve çocuk terbiyesinde var? Erkek ve kız bütün çocuklar Allah'ın bizlere verdiği bir emanet, bir süs, bir hediyedir.
Onlar arasında hiçbir ayrım yapmadan, onları eşit şekilde sevmeli ve korumalıyız. Onları iyi yetiştirmeliyiz. Geleceğe güzel hazırlamalıyız. İşte o yazı:
KADIN HAMİLE
Kadın hamile. Bebek erkekmiş. Aile mutlu, hem de çok mutlu.
Bebek doğdu, pipisini amcalara gösterdi.
Amcalar da bayram sevinci. Dünyanın en gerekli organını gördüler çünkü.
Bebek terledi, çırılçıplak soydular, evde, misafirlikte, mahallede böyle gezdi. Bu hakka sahipti çünkü pipisi vardı.
düşündü:
"Sanırım bu çok önemli bir organ. Bebek biraz büyüdü. Sünnet olacak. Davullar, zurnalar, hediyeler... Çocuk
Çocuk düşündü:
"Sanırım karşı tarafa sormaksızın seçme hakkım var."Çocuk bunu aklının en karanlık köşesine yazdı.
Üç beş güzel kız var gittikleri yerde, annesi babası dedi ki:
"Hangisini alayım oğlum sana?"
Çocuk bunu aklının en karanlık köşesine yazdı.
Çocuk acıktı, sofrasını varsa kız kardeşleri ve annesi hazırladı. Yemek bitince topladılar.
Çocuk düşündü:
"Sanırım kızlar/kadınlar bana hizmet etmekle yükümlü."
Çocuk bunu aklının en karanlık köşesine yazdı.
Kalabalık bir yemek daveti, herkes masaya sığamayacak. Erkekler ve yaşlılar masaya oturdu. Çocuğu da masaya oturtturdular. Annesi ve varsa ablaları yerde oturuyordu.
Çocuk düşündü:
"Sanırım önemli olan erkeklerin konforu."
Çocuk bunu aklının en karanlık köşesine yazdı.
Servis yapılacak, önce erkeklere yemek verildi, erkekler yardım etmedi.
Çocuk düşündü:
"Sanırım öncelikli olan erkeklerin karnının doyması."
Çocuk bunu aklının en karanlık köşesine yazdı.
Çocuğun kız arkadaşı oldu.
Bütün sülale duydu. Herkesin ağzı kulaklarında! Densiz bir amca:
"Neler yapacanbahimgızlaraa" dedi.
Çocuğun anne ve babası:
"Oğlumdan iyisini mi bulacak?" dediler. Çocuk düşündü:
"Sanırım en iyisini hak eden benim ve bu yüzden kızlara rızayla ya da rızasız istediğimi yapabilirim."
Çocuk bunu aklının en karanlık köşesine yazdı.
Çocuk büyüdü, arkadaşlarıyla dışarı çıktı, gezdi, eğlendi. Eve geç geldi, paşalar gibi karşılandı. Kız kardeşi eve geç geldiği için azar işitirken, dövülürken.
Genç düşündü:
"Sanırım eve istediğim saatte girip çıkabilirim."
Genç bunu aklının en karanlık köşesine yazdı.
Kavga etti, ağzı burnu kan içinde.
Annesi, babası:
"Koçum benim, helal olsun" dedi.
Genç düşündü:
"Sanırım güçlüyüm ve sorunlarımı bu şekilde halledebilirim."
Genç bunu aklının en karanlık köşesine yazdı.
Genç büyüdü. Ama bir türlü adam olamadı.
Ve yazdıklarını uygulamaya koyuldu.
***
Yazı böyle bitiyor. Elbette bunu genele yaymak, herkes böyle demek yanlış. Ama bu özelliklere sahip, cahillikten kurtulamamış pek çok insan da yok değil.
İslâm'ı, İslâm'da çocuk terbiyesini, Allah Resulü'nünSünneti'ndeki eğitim yollarını, kurallarını bilmek ve uygulamaktan başka çaremiz yoktur.
Sorun ahlâk ve maneviyat eksikliği, sorun eğitimsizlik, sorun iffet ve hayâsızlık, sorun şehvetperestlik, sorun inanç eksikliğidir. Sorun kadını cinsel bir obje haline getirmektir.
Bu böyle biline.
GÜNÜN SÖZÜ
Şeytan uyuya kaldı bir gün. Rüzgâr sert esti. Dört tüy düştü Şeytan'dan, dünyaya. Biri paraya yapıştı, diğeri mevkîye, diğer ikisi de ihtiras ve şehvete, O günden sonra Şeytan hiçbir iş yapmadı
C. F. İslâmoğlu