Öfke, diğer bir deyişle gazap, şeytanın, nefsin ve içimizdeki enaniyet duygularının kabarttığı, cahilliğimizin pohpohladığı kötü huylardan bir tanesidir.
İnsanın kendisini, akıl ve iradesini kaybettiği, normal durumdan anormal bir duruma geçtiği, sakıncalı ve tehlikeli bir durumdur.
Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır ya da Öfkeyle kalkan zararla oturur deyimlerinde de söylendiği gibi, öfkelenmenin sonucu, eğer Allah için, kutsal ve manevî değerlerimiz için değilse, mutlaka zarar ve ziyandır. Yıkımdır.
Yani hem öfkelenen yıkılır, hem de öfke duyulan.
Bu yüzden öfkelenmemek, yani kızmamak, öfkeyi yutmak, öfke ve kızgınlık sonucu doğacak olan zararları önceden önlemek demektir.
Peygamberimizin kendisinden tavsiye isteyen arkadaşlarına ısrarla üç defa Öfkelenme demesinin Gerçek babayiğit, güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hakim olan kimsedir buyurmasının hikmeti bu olsa gerektir.
Öfkeyi yenmemek, öfkeye yenik düşmek Allah korusun başımıza büyük dertler açmaktadır.
Bir anlık öfkeyle çevresini yakıp yıkanlar, en yakınlarını yaralayıp öldürenler, çevresini tahrip enler, pire için yorgan yakıp etrafına korku saçanlar, en yakın çevresine sövüp sayanlar, dövmeye kalkanlar, şeytanın ve nefsinin oyuncağı haline gelmiş zavallı insanlardır.
Bunların iyi bir ahlakî eğitimden geçerek, sabırlı olmayı, öfke kontrolünü iyi öğrenmesi gerekir. Akıllı olmayı, iradesine sahip çıkmayı iyi bilmesi gerekir.
Akıl, bir işin sonunu önceden görebilmek olduğuna göre, akıllı insan sabırlı olmayı, nerede, ne zaman ve nasıl öfkeleneceğini de bilen insandır.
Yıkmak kolay, yapmak zordur. Öfke, yıkmanın yok etmenin adıdır.
Bu yüzden öfkelenmemek, öfkelendiğimiz zaman öfkeyi yutmak, öfkeyi yatıştırmak gerekir.
Yine Peygamberimizin tavsiyelerinde, öfkeyi nasıl kontrol edeceğimizin yolları gösterilmektedir:
Öfkelendiğimiz zaman, Eûzü Besmele okuyarak şeytanın şerrinden Allah'a sığınmak, ayakta isek oturmak, oturuyorsak yaslanmak veya yere uzanıvermek, öfkemiz yine geçmiyorsa kalkıp abdest almak gerekiyor.
Öfke insanı ve çevresini yakan bir ateş gibidir. Ateşi de su söndürür. Peygamberimiz, öfkelenince yer değiştirmeyi, pozisyon değiştirmeyi, bizi öfkelendirecek ortamlardan hızla uzaklaşmayı adeta öğretiyor.
Öfkeyi yutmak, Kur'an'ın övdüğü, Kur'anî bir kavramdır. Âl-i İmran Suresi 134. Âyette müminlerin önemli özellikleri, hasletleri arasında öfkeyi yutmak da yer almaktadır.
Onlar ki bollukta ve darlıkta mallarını Allah yolunda sarf ederler, kızdıkları zaman öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah ise, iyilik yapanları sever.
Evet, öfkeyi yutmak, hataları affetmek, insanları bağışlamak da bir iyilik yapmaktır. Bu iyilikler sayesinde toplumda sevgi ve kardeşlik duyguları gelişir, hayat bulur.
Sevginin olduğu yerde de başarı ve mutluluk kendini gösterir.
Sevgiyle kalın, öfkenizi Allah için, Hak ve Hakikat için harcayın.
GÜNÜN SÖZÜ
KIZGINLIK İNSANIN LAMBASINI SÖNDÜREN BİR RÜZGÂRDIR.
Brooks Akinson
KAMİL BİRCAN, 28.01.2015