1994 yılından bu yana Meram'da, Aydoğdu mahallesinde ikamet ediyorum. Her ne kadar sonradan Kurtuluş Mahallesi olarak değişse de, halkın dilinde Aydoğdu Mahallesi olarak söylenmeye devam etmektedir.
Aydoğdu'da oturunca haliyle, bu mahalledeki olumlu ve olumsuz gelişmeler, olumlu ve olumsuz yapılan çalışmalar, bizim de dikkatimizi çekmektedir. Camide, okulda, esnaf, tüccar, diğer meslek grupları ve komşular arasında her türlü gelişme anında konuşulmakta, farklı değerlendirmeler yapılmaktadır.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki niyetimiz halis olup, hiçbir art niyetimiz ve gizli ajandamız yoktur. Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir.
Her hangi bir koltuk derdimiz, makam sevdamız yoktur. Ömrüm boyunca haksızlıklarla mücadele edip, hak yememeye, hakkımızı da yedirmemeyi şiar edinmeye çalıştık. Kötülüklere karşı elimizle ve dilimizle mücadele etmeyi prensip kabul ettik.
Her dönemde siyasete giren, Milletvekili olan, Belediye Başkanı olan pek çok arkadaşımız oldu. Ama nedense çoğu işin devamını getirip başarılı olamadılar.
Bunun en büyük sebebi, elde ettikleri mevkilerde ebedî kalacakmış gibi davranmaları, eleştiriden hoşlanmamaları, yalaka ve dalkavuk tipleri, yeteneksiz kişileri kendilerine danışman ve yardımcı seçmeleri, içinden çıktığı arkadaşlara sırt dönmeleri olmuştur.
Bu arkadaşlarımız yol yapmışlardır, köprü yapmışlardır, alt geçit, üst geçit yapmışlardır ama gönül yapamamışlardır. Bu arkadaşlarımız minareden dьşenin parзası bulunur da, gцnьlden dьşenin parзası bulunmaz sözünü unutmuşlardır.
Bu arkadaşlarımız, ben bilirim, ben yaparım havasına girip istişareyi terk etmişlerdir.
Bu arkadaşlarımız, ekip ruhuna, ortak akla önem vermemişlerdir. Kendilerine yapılan eleştirilere kızmışlar, hakaret gibi kabul etme yanlışlığına düşmüşlerdir.
Bu arkadaşlarımız, analarının çarık giydiği günleri çabuk unutup, olumsuz manada maalesef değişmişler, güç zehirlenmesine yakalanmışlardır.
İsimleri önemli değil, meclise gidenler, çok ümidvâr olduğum halde, hiçbir varlık gösterememişler, bir kanun teklifi, bir soru önergesi bile veremeden, sadece parmak kaldırarak, kendi dönemlerini tamamlamışlardır.
Bunları neden yazıyorum? Şunun için:
Son günlerde Konya'mızı, özellikle Meram'ı, benim mahallemi, Aydoğdu'yu ilgilendiren bir alt geçit meselesi var.
Örneğin komşumuz Saadet Mahallesi'nde bir türlü bitirilemeyen, köstebek yuvasına dönmüş delik deşik yollar var.
Yapımı yılan hikâyesine dönen, yıkıldıktan sonra hâlâ yapımına başlanamayan Selçuk İlkokulu var. Okul olmadığı için çok uzaklara gitmek zorunda kalan öğrenciler ve onların dönüşünü endişe ile bekleyen anne ve babalar var.
Ayrıca, Taş Camii Uzunharmanlar Caddesi, Taş Camii'den Aksinne Mahallesine kadar asfaltı kazılmış, patika yola dönüşmüş, Hacıfettah Mezarlığı için istimlâk edilen alan çamur deryası içinde, köpekler mesken edinmiş.
İşin kötüsü buralarda ne yapılacağına dair en ufak bir işaret yok. Ne yapılacak, ne kadar sürecek, ne zaman bitecek en ufak bir bilgi yok. Yol trafiğe kapatılmış ama araçlar geliş gidiş yapmaya devam ediyor.
Ne Fatma Toru'yla ne de Tahir Akyürek'le özel bir tanışıklığım yoktur. Ama her ikisi için de oy verdim, yakınlarıma da oy verdirdim. Hatta Fatma Toru'ya kadın olduğu için karşı çıkanlarla mücadele ettim. Ehliyetli ise liyakatli ise iyi bir Belediye Başkanı olur dedim. Her ikisi için de hüsn-ü zanda bulundum.
Fakat, her iki Başkanımızı da ilgilendiren bu kötü örnekler, bitmek bilmeyen yol ve çevre düzenlemesi çalışmaları restorasyon ve onarım çalışmaları, geliş gidişe kapanan yollar, halkı memnun edeceği yerde üzmekte, hayatından bezdirmekte, haklı olarak kızdırmaktadır. Yapılan bilinçsiz işler, yapılan adaletsizlikler, ayrımcılıklar vatandaşı öfkelendirmektedir.
Aydoğdu'daki alt geçit rezaletine bir an önce çözüm bulunmalıdır. Daha dün, Vakıfbank İ.H.O. Okulu önünden Trafik Tescil'e, Niyazi Usta İ.Okulu tarafına geçerken tren rayları üzerinden, çukurlardan geçmek zorunda kalınca işin vahametini gözlerimle gördüm.
Alt Geçit'i Ulaştırma Bakanlığı'ının ve Büyükşehir Belediyesi'nin yapması önemli değil, önemli olan adam gibi, doğru dürüst yapılmasıdır. Aydoğdu bu alt geçitle, adeta bitirilmiştir. Aydoğdu terk edilmiş şehir gibi adeta kan ağlamaktadır.
Öte yandan Meram Belediyesi Hizmet Binası yanındaki yıkılan Yem Sanayii Camii ve yerine yapılan, uzaktan ve dışından bakıldığında pek camiye benzemeyen, paraşüt kulesini ya da saat kulesini andıran minaresiyle, ancak içine girince Camii olduğu anlaşılan modern görünümlü 1800 kişilik Camii ile ilgili bilgi gönderen Meram Belediyesi'ne teşekkür ediyorum.
İnşallah yeni yapılan camii takvâ üzere inşa edilen, cemaatin dolup taştığı, ihlâs ve samimiyetin zirveye ulaştığı bir ibadet merkezi, bir ilim merkezi, bir sevgi merkezine dönüşür.
Bu arada Meram Belediyesi'nin Akkabak Mehmet Ağa Camii çevre düzenlemesi için harekete geçmesi hem beni hem de Camii Cemaatini çok sevindirmiştir. Bu hizmet için de Meram Belediyesi'ne Başkanımız Fatma Toru'ya teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Gönlümüz Fatma Toru'nun Camii yıkan değil de, hem daha iyi Cami, Okul, Sosyal Tesis yapan, en önemlisi gönüller fethedip hizmetleriyle tarihe geçen bir Başkan olmasıdır.
Demek ki istense oluyor. Demek ki Belediyelerdeki Halkla ilişkiler veya Basın Merkezleri, Beyaz Masa'lar hem halkı hem de Basın Dünyası'nı, Yerel ve Ulusal Medyayı bilgilendirmeleri gerekiyor.
Ya da bilgilendirme levhaları, afişleri, broşürleri belli yerlere asarak veya dağıtarak vatandaşı, yani bizleri aydınlatmak, yapılacak işlerde vatandaşlarla istişare etmek, vatandaşa kapıları her zaman açık tutmak icap ediyor.
Başkanlar ve halkın oylarıyla seçip Meclis'e gönderdiği Vekiller, fildişi kulelerinden çıkıp halkın arasına karışmalı, halkla iç içe yaşamalıdır. Kamuoyu yoklamalarıyla, objektif anketlerle halkın nabzı ölçülmeli, makam ve mevki sevgisinden gelen, iktidarı gücünden doğan kibir ve gurur terk edilmelidir.
Başkanlar ve Vekiller Hizmet Allah'ın kullarına tebessьmьdьr sözünü aklından çıkarmadan, yaşadığı şehir ve ülkesi için hizmet yarışına girmelidir.
Yoksa dört yıl, beş yıl ne ki? Bir bakmışsınız bir göz açıp kapayıncaya kadar bitivermiş. Hizmetsiz geçen yıllar hezimet oluvermiş.
Not: Meram'la ilgili sorunlardan biri de 80 Binde Devr-i Alem Parkı'nın ulaşım sorunuydu. Toplu Taşıma aracı olan otobüs ve dolmuşların bir durak daha ileri gidip, aracı olmayan vatandaşları Parka ulaştırmasıydı. Sorun çözüldü mü bilmiyorum?
Bunlar benim gördüklerim ve yaşadıklarım. Şimdi sıra bizi yönetenlerde!
Haydi bakalım! Onlar konuşu AK Parti yapar sözünü gerçekleştirin de görelim.
GÜNÜN SÖZÜ
ALLAH YÖNETİCİLİK YAPAN BİR KULUNA HAYIR MURÂD ETTİ Mİ, O'NA AKILLI DANIŞMANLAR NASİP EDER
Hz. Muhammed (sav)
Dört yıl dediğiniz, beş yıl dediğiniz zamanlar çabuk geçiyor